'Eğitime olan güven bilerek ortadan kaldırıldı'

'Eğitime olan güven bilerek ortadan kaldırıldı'

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara'da bir otelde düzenlenen 'İYİ Eğitimle, Özgür ve Yenilikçi Birey, Çoğulcu ve Katılımcı Toplum Vizyonu Tanıtım Toplantısı'nda konuştu. Akşener program sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı.

Bursa Öğretmen Okulu mezunu bir öğretmen olduğunu söyleyen Akşener, "Şimdi dönüp bakıyorum, neleri kaybetmişiz? 70''li yılar. Düşünün. Bursa Öğretmen Okulu''nun sınavını kazandım. Sonra mülakata alındım. İlkokul öğretmenlerinin dilleriyle ilgili, konuşmalarıyla ilgili sorunun olmaması gerekirdi. Ona bakıldı. Türkçemiz nasıldır? Ona bakılırdı. Mülakat bu çerçeve içinde bizleri incitmeden, kırmadan; kaybetsek de yarına yönelik hayallerimizi söndürmeden yapılan bir mülakattı." dedi.

“Bu ülkenin çocuklarına neleri, nasıl vereceğimiz üzerine eğitildik”

Kazandığını hatırlatan Akşener, "Babamın okula bırakma anını hatırlıyorum. Bıraktı, kapılar kapandı ve karşımızda yaşlı bir müdür beyimiz vardı. Sonra ona göre genç bir müdüre hanımımız geldi. Müdür bey ve bir kadın öğretmenle bizi karşıladılar. Dakika bir gol bir. O andan itibaren bu ülkenin çocuklarına neleri, nasıl vereceğimiz üzerinde eğitildik. Bilir misiniz ben ve benim gibi olanlar, doğum stajı yaptı.

Yani gittiniz bir dağ köyüne, o dağ köyünde yolda hamile bir kadın doğum yapacak. Siz ona yardım etmelisiniz. Doğum stajı yaptık tam bir ay. Kimimiz ilk kanı gördüğünde bayıldık, kimimiz heyecanlandık ama öğrendik. Acil bir durum karşısında enjektörle iğne yapmayı öğrendik. Doktorun yazmadığı, reçetesiz, çocuklara dair ilaçları öğrendik." şeklinde konuştu.

“Köyü nasıl kalkındıracağımızı öğrendik”

"Bütün bunlara baktığınız zaman, bu ne biliyor musunuz?" diye soran Akşener, "Bu Türkiye''nin geleceği olan hatta o günü olan, o çocukların; Türkiye''nin demokrasisine, hukukuna, adaletine, ekonomisine, bilimine, eğitimine nasıl yön vereceklerini, o çocukları nasıl eğiteceklerini, o çocuklara nasıl davranacaklarının öğrenildiği, köye gittiniz o köyü nasıl kalkındıracağınızı öğrendiğiniz bir eğitimdi.

Felsefe okuduk, mantık okuduk, pedagoji okuduk, psikoloji okuduk, sağlık bilgisi okuduk. Müzikten ikmale kaldım, kulağım olmadığı için. Bach''ı öğrendik Mozart''ı öğrendik; bunun yanında Türk Sanat Müziği''nin en önemlilerini öğrendik. Aynı zamanda Türk Halk Müziği''ni öğrendik. Gittiğiniz yerlerde o çocukları bunları da verebilelim diye." ifadelerini kullandı.

“Kimse bu kadar ahmak olamaz”

Akşener şöyle devam etti:

"Kendi özelimden anlattığım şey bu ülkenin kalkınma modeliydi. Öncelikle öğretmen okulları gitti. Sonrasında köy okulları kapandı. Sonrasında defalarca bakan değişti. Sonrasında müfredatlar değişti. Sonrasında değişmedik hiçbir şey kalmadı. Eğitime olan güvenin ortadan kalktığı, bunun bilerek devam eden beceriksizlik sebebiyle değil gayet bilerek yapıldığına inananlardanım. Kimse bu kadar ahmak olamaz.

Hani bizim gençliğimizde vardı ya; ''İşçisin sen işçi kal, köylüsün sen köylü kal'' sisteminin bir şekilde hayata geçmesi için yapıldığına inandığım bir keşmekeş bu. Bu kadar bilimden uzak, bu kadar sürekli değişen, dijital dünyanın değer setleriyle yeni bir kurgulamaya gitmek gerekirken; bambaşka, parası olanın çocuğunu okuttuğu, parası olmayanın çocuklarının ''İşçisin sen işçi kal, köylüsün sen köylü kal'' mantığına mahkum edildiği bir eğitim düzeniyle karşı karşıyayız."

“Bana sunulan şartlar şimdi yok”

Girdiği sınavlarda şüpheye düşecek bir durumla karşılaşmadığına işaret eden Akşener, "Kaybettiğim sınavlarda ''Az çalıştım. Hata benim'' dedim. Benimle birlikte bütün arkadaşlarımız aynı söyledi. ''Daha iyi çalışırsak daha iyi olur'' dedik ve hakikaten oldu. Şimdi benim köyümde -ki İzmit''e çok yakın.

Her şeyi çocuklarını okutmak üzerine kuran ailelerin olduğu bir köydür. Benim yaşadığım dönemki şanslar, şu an benim köyümde doğan büyüyen genç kızların elinde yok. Tekrar söyleyeyim; o çocukların elinde devlet eliyle bana sunulan, çabalarımızla da sonuç aldığımız, o fırsat eşitliğini ortaya koyan şartlar yok şu anda. Tunceli''nin bir köyünden yola çıkan bir kız çocuğunun gelip buradan size hitap etmesi artık mümkün değil. Samsun''un bir dağ köyünden yola çıkmış bir genç kadının benim gibi size buradan hitap etmesi mümkün değil artık." değerlendirmesinde bulundu.

“Fırsat eşitliğini eğitimle sağlarsınız”

Paylaşılacak programın tartışmaya açık olduğunu ve bu noktadaki geri bildirimleri kıymetli gördüğünü ifade eden Akşener, "Bugün bu nedenle buradayız. Biz eğitimi nasıl gördük? Biz cephede eşitlenen bir milletiz. Cepheye gelince her şey eşit. Diğer fırsat eşitliklerini nasıl sağlarsınız? Onları eğitim yoluyla sağlarsınız.

Bugün eğer devlet okullarında, İstanbul gibi Ankara gibi büyük şehirlerde ilkokul talebelerini göndereceğiniz devlet okulu konusunda sıkıntınız varsa... ''Özel okul olmasın'' diye bir bakış açım yoktur, kimse yanlış anlamasın ama mecbur kalınması, ''sadece özel okulda iyi eğitim alınır'' bir anlayışın kabul görmesi ve insanların ilkokul çocuklarını özel okullarda okutmak mecburiyetinde kalması, imtihanlara, sınavlara duyulan güvensizliğin arşa çıkması gibi konular, Türkiye''deki gençlerin burada mühendis olmasına rağmen yurtdışında garson olarak çalışmayı tercih etmesine sebep oluyor. Eğitimin böyle de bir sonucu var." diye ekledi.

İYİ Parti’nin ilkeleri

Eğitimin bir ülkenin en önemli unsuru olduğuna vurgu yapan Akşener, sözlerinin devamında partisinin eğitim ilkelerini şöyle sıraladı:

"Birinci ilkemiz, hukukun üstünlüğünü esas alan liyakat ve veri tabanlı bir yönetim. Bakanlık ve okul yöneticilerinin seçimi ve atanmasında liyakat, objektiflik ve hesap verebilirlik esas alınacak.
İkinci ilkemiz, nitelikli eğitim ve fırsat eşitliği için yeterli, planlı ve koordineli bütçe yönetimi, eğitim bütçesi eğitim harcamalarında KDV''nin kaldırılması, öğrenci destek kart projemiz var. 
Üçüncü ilkemiz, mesleki açıdan sürekli gelişen itibarlı ve yüksek motivasyon sahibi öğretmenler. Öğretmenlerin atanması, mülakatların kaldırılası, mesleki gelişim, meslek kanunu, öğretmenlere ekonomik destek verilmesi.

Dördüncü ilkemiz, potansiyelini gerçekleştiren, motivasyonu yüksek ve geleceğe umutla bakan öğrenciler. 1 yıl zorunlu okul öncesi, 5 yıl ilkokul, köy okullarının açılması, LGS kaldırılması, güçlü okul modeli, mesleki eğitim.

Beşinci ilkemiz, ülkemizin yenilik ve rekabet potansiyelini geliştirecek, katılımcı ve kapsayıcı bir yüksek öğretim. Özgür ve özerk üniversiteler. Barınma sorunu. Kredi ve burslar. 

Altıncı ilkemiz, insanın ve toplumun sürekli gelişimini destekleyen, hayat boyu öğrenme, kredilendirme ve sertifikalandırma sistemi. 

“Cumhuriyet ve Osmanlı, Abdülhamid han ve Atatürk…”

Eğitimin bir görevi olduğunu ekleyen Akşener, "Cumhuriyet kurulduğundan itibaren ihtilaf sahaları var. Bu ihtilaf sahalarının kapanması, artık birbirimizin şuculuk-buculuk üzerinden yormanın ortadan kalkması, seçilen kelimelerle verilen mesajların tekleşmesi için de -hani var ya tırnak içi eğitim şart- Neyi mi kast ediyorum. Akılcılık ve bilimsel düşünce dedik. Benim yaşıtlarım bilir ki, biri bilimsel dediği zaman diğeri ilmi der. Ne fark vardır arada? Birini pozitivizm olarak algılarsınız, öbürünün içine din koymuşsunuzdur. 

Sadece iki şeyden bahsediyorum. Dolayısıyla ilmi ve bilimsel, cumhuriyet ve demokrasi, Cumhuriyet ve Osmanlı, Abdülhamid han ve Atatürk diyebileceğimiz; şu ‘veya’yı ortadan kaldırdığımız, ilmi veya bilimsel, Atatürk veya Abdülhamid han, Cumhuriyet veya Osmanlı, cumhuriyet veya demokrasi... 

Bu iki yan yana gelişin ortadan kalktığı araya ''ve''yi koyduğumuz bir anlayışı oluşturmak sizlerin, bizlerin görevidir. İYİ Parti''nin genel başkanı olarak şu sözü vermek isterim; artık bu kutuplaşmadan bıktık.

Yeni dünya düzeni denilen kavramın içinde dijital değer setlerinin oluşturduğu bambaşka bir dünya varken, hayatımıza giren onlarca yeni kavramın neye tekabül ettiğini anlamakta zorlanırken, gençlerimizle, çocuklarımızla aramızdaki mesafe ışık yılı kadar açılırken, artık geçmişten bugüne getirdiğimiz ve siyasilerin beslendiği o ihtilaf sahaları üzerinden oy devşirilmesinin önüne geçmenin yolu da bu zihniyeti değiştirmekten geçiyor.

Hangi siyasi partinin oy vereni olursa olsun tüm seçmenlerimizin tüm insanlarımızın tüm milletimizin, eğitimciler eliyle ''ülkeme ne faydası var, hangi derdimin çözümü üzerinden rekabet ediyor bu siyasetçiler'' anlayışını -ki bu bilimsel ve ilmi bir tariftir. Bu tarifin etrafından insanların toplanmasını sağlamak gibi de bir görev var. Ben bu görevi yapabilmeniz için iktidar olduğumuzda ne gerekiyorsa sizler için yapacağıma, arkanızda-önünüzde değil yanınızda duracağıma huzurunuzda söz veriyorum. “ diye ekledi. 

 

 

YAPILAN TOPLANTI ARDINDAN BASIN MENSUPLARININ KARŞISINA GEÇEN AKŞENER, TBMM ESKİ BAŞKANI KAHRAMAN’IN SÖZLERİNİ YORUMLADI

iYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, şehirlerin kurtuluş yıldönümü kutlamalarına karşı olduğunu söyleyen eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman''a çok sert tepki gösterdi. Akşener, "''Sayın'' demeye dilimin varmadığı İsmail Kahraman Bey’in bu ilk vukuatı değil. Bu bir şuur altı, bu bir tercih." dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara''da bir otelde düzenlenen ''İYİ Eğitimle, Özgür ve Yenilikçi Birey, Çoğulcu ve Katılımcı Toplum Vizyonu Tanıtım Toplantısı'' ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

"Bu bir şuur altı"

Şehirlerin kurtuluş yıldönümü kutlamalarına karşı olduğunubelirtenEski TBMM Başkanı İsmail Kahraman''ın "Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki." şeklinde sözlerinin hatırlatılması üzerine Akşener, "''Sayın'' demeye dilimin varmadığı İsmail Kahraman Bey’in bu ilk vukuatı değil. Bu bir şuur altı, bu bir tercih." dedi.

"Kurtuluş günlerini kutlamaya devam edeceğiz"

İllerin işgalden kurtuluş günlerini anmaya-kutlamaya; şehitlere, gazilere rahmet okumaya, şükran duymaya devam edeceklerini kaydeden Akşener, "‘Sayın’ diyemediğim İsmail Kahraman Bey, anlaşılıyor ki ‘Yunan kazansa çok iyi olurdu’ diyen zihniyet çerçevesinde işgal edilmiş günleri anmaya, ona saygı duymaya devam edebilir." şeklinde konuştu.

Öğretmen eylemine yönelik müdahaleye tepki

Ankara''da öğretmen eylemine yönelik polis müdahalesine de tepki gösteren Akşener, Bursa Öğretmen Okulu mezunu bir öğretmen olduğunu hatırlattı.

"Öğretmenlerin bu kadar itilip kakıldığı hiçbir dönem yaşamadık." diyen Akşener, şunları ekledi:

"Atanamamış öğretmen diye bir kavram var. Ücretli öğretmen diye, sözleşmeli öğretmen diye, kadrolu öğretmen diye bir tarif var. Öğretmene her yerde çok büyük bir itilme kakılma var. Özel okullarda, dershanelerde çalışan öğretmenler var. Birçoğunun asgari ücret ve onun altında çalıştığına dair de iddialar var, çalışan öğretmenler açısından. Siz, bu öğretmenlere çocuklarınızı emanet ediyorsunuz ve ülkenizin hem bugününü hem yarının emanet ediyorsunuz. Bu derece hoyrat davranılan bir eğitim sistemi olamaz. Hak aramaya gayret eden bir öğretmen grubuna da, kantarın topuzunu kaçırdığınız bir tutumu son derece yanlış buluyorum. Doğru bulmuyorum. Son dönemde Türkiye’de hep bunlar yapılıyor. Bunlar da geçecek elbette, biz bunlarda ders çıkara çıkara yolumuza devam edeceğiz.”

İlgili Haberler