Meral Akşener: SADAT'ın kamp fotoğraflarını gördüm

Meral Akşener: SADAT'ın kamp fotoğraflarını gördüm

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, kamuoyunda tartışılmaya devam eden SADAT'la ilgili “Benim fotoğraflarını gördüğüm kamplar kapandı. Ama Kemal Bey'in ortaya koyduğu endişe, bizzat kapısına gidişini ciddiye almak lazım geldiğini düşünüyorum" açıklamasında bulundu.

AKŞENER: SADAT'IN KAMP FOTOĞRAFLARINI GÖRDÜM

İYİ Parti lideri Meral Akşener, SADAT''ın Konya ve Tokat''taki kamp fotoğraflarını gördüğünü söyledi. Bunu ilan ettiğini ve hakkında suç duyurusunda bulunulduğu için ifade de verdiğini anlattı. 


Meral Akşener, siyasetin gündeminde yer alan konularla ilgili olarak gazetecilerin sorularını yanıtladı.  Akşener, Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.''yle (SADAT) ilgili şunları söyledi:
 
"CİDDİYE ALMAK GEREKİR"

“Benim fotoğraflarını gördüğüm kamplar kapandı. Ama Kemal Bey''in ortaya koyduğu endişe, bizzat kapısına gidişini ciddiye almak lazım geldiğini düşünüyorum. Ciddiye alması gerekenler de Türkiye''nin güvenliğinden sorumlu birimler. Birimlerin başındaki kim? Siyasiler. Türkiye''de tek adam sistemi olduğu için de Cumhurbaşkanı''nın etrafa çemkirmek yerine iddiaları ciddiye alması lazım. Ama asıl olan, İstanbul seçimi örnek, oturduğu yerden kalkmamak için, Anadolu''da ''cirleklik'' denir, cirleklik yapan bir yapı burası.

Maalesef AK Parti''nin iktidarında bunları yaşadık. Millet İttifakı açısından hadiseye bakıldığında, sandık güvenliğini o kadar önemsiyoruz ki, komisyon kurduk. SADAT''ı, KADAT''ı, MADAT''ı... Bunlar olabilir. Esas mesele, bizlerin hassasiyeti, ciddiyeti ve birbirimizle olan uyumudur. Cirleklik olur ama onu ortadan kaldıracak sandık koruma sisteminiz olması gerekir.”

Halk TV yazarı İsmail Saymaz''ın aktardığına göre yöneltilen sorular ve Akşener''in bunlara verdiği yanıtlar şöyle:

Geçmişte SADAT kamplarından söz etmiştiniz. Kılıçdaroğlu, geçen SADAT''ın kapısında açıklama yaptı. Ne düşünüyorsunuz?
 
SADAT''la ilgili fotoğraflar gelmişti Konya ve Tokat''ta var olan kamplara dair. Bunu ilan ettim. Suç duyurusunda bulunuldu. İfadeye gittim. Bir deşifreydi yaptığım, devletin kayıtlarına girecek şekilde. Daha sonra Kılıçdaroğlu''nun SADAT''a gidişi var. Kendisine gelen bilgiler var. Kemal Bey''le görüşmediğim için bilmiyorum o bilgi nedir, ne değildir. Ama bana gösterilen, fotoğraflardı. Fotoğrafları paylaştığınız zaman hangi kurumdan çıktığı belli olacağı için...

Neydi o fotoğraflar?

Kamplardaki çalışmalara dair fotoğraflar. "Bunlar SADAT''ın kampı" diye mi ulaştırıldı?

İnsanların eğitildiği kamp görüntüleriydi. Hangi kurumdan olduğu belli olacağı için almadım ama gördüm. Savcıya söyledim. Bir süre bu konu kapandı. Türkiye için korku unsuru olmadı. Şimdi Kemal Bey "Elimde bilgiler var" (diyor), ciddiye alınması gereken bir durum bu. Dikkatle takip ediyorum.

SADAT seçim güvenliğini tehdit eden bir yapı mı?

Benim fotoğraflarını gördüğüm kamplar kapandı. Ama Kemal Bey''in ortaya koyduğu endişe, bizzat kapısına gidişini ciddiye almak lazım geldiğini düşünüyorum. Ciddiye alması gerekenler de Türkiye''nin güvenliğinden sorumlu birimler. Birimlerin başındaki kim? Siyasiler. Türkiye''de tek adam sistemi olduğu için de cumhurbaşkanının etrafa çemkirmek yerine iddiaları ciddiye alması lazım. Ama asıl olan, İstanbul seçimi örnek, oturduğu yerden kalkmamak için, Anadolu''da ''cilleklik'' denir, cilleklik yapan bir yapı burası. Maalesef AK Parti''nin iktidarında bunları yaşadık. Millet İttifakı açısından hadiseye bakıldığında, sandık güvenliğini o kadar önemsiyoruz ki, komisyon kurduk. SADAT''ı, KADAT''ı, MADAT''ı... Bunlar olabilir. Esas mesele, bizlerin hassasiyeti, ciddiyeti ve birbirimizle olan uyumudur. Cilleklik olur ama onu ortadan kaldıracak sandık koruma sisteminiz olması gerekir.

Başarabilecek misiniz?

Başaracağız. Çünkü bakın, İstanbul örneği şu: 13500 fark yapıldı. Keşke milli iradeye el uzatılmasaydı. Islak imzalı tutanaklar olmamış olsaydı 13500 oyu berhava edeceklerdi. Söylemeye çalıştığım o. Ne SADAT''ı, ne MADAT''ı, ne KADAT''ı... Elbette birşeyler yapmaya çalışabilirler ama sandık başındaki irade bunları ortadan kaldırır. İstanbul''dan öyle bir tecrübemiz var ki ıslak imzalar her bir sandığın başından alındığı zaman bunu başaracağız.

Ukrayna, Türkiye''den silah almak için SADAT''a başvurmuş. SADAT da izin için Milli Savunma Bakanlığı''nın kapısını çalmış.

Milli Savunma Bakanlığı ne yapmış?

Henüz yanıt gelmemiş.

İşte, asıl mesele bu. Kurumsal sistemleri darmaduman olan yapıda bunlar olur. ABD ve Rusya''nın paralı asker şirketleri var. SADAT ile ilgili temel sorun şu: Kimse tevatürün dışında birşey bilmiyor. Paralı asker sevk eden yapı mıdır? Türkiye''den mi silah alabiliyorlar, dünyanın başka yerinden mi? Bunun Türkiye''deki hukuka göre karşılığı nedir? Bunun cevaplarının verilmesi lazım.

Türki cumhuriyetlerde üretilen silahları Afrika''da satıyorlar.

Türkiye''de hukuki karşılığı nedir? Onu söylemeye çalışıyorum. Silah şirketi mi, bilinmeyen kısmı bu. Şirketin ne olduğu bilindiği takdirde sorun yok. Biz beş müteahhiti eleştiriyoruz. "Beşli Çete" diyoruz. Onlarla ilgili kayrılmalar, yandaş olmanın getirdiği tuhaf ihaleler sonucu iş almaları, vergilerin bir kalemde silinebilmesi gibi birçok konuda... Bunu kim yapıyor? İktidar yapıyor. Bizim için bu eylemlerin eleştirilmesi esastır. SADAT''ın kurucusu (Emekli Korgeneral Adnan Tanrıverdi) Saray''da danışmandı. Böyle irtibatların olamaz.

Atatürk Havalimanı tartışması sürüyor. Cumhurbaşkanı, "Pistleri kullanabiliriz" diyereki tavır değiştirdi. Siz nasıl bakıyorsunuz?

Toplumsal itiraz sebep oldu. Bizim gençlik kollarımız gece gitti ve basın açıklaması yaptı. Manidar adımlar atıyorlar hep. Şimdi de 19 Mayıs öncesi orayı yıkmaya kalkışıyorsunuz. Bir probleme 15 problem ekliyorsunuz. Bunu milletimiz, cumhuriyet değerlerine meydan okuma olarak gördü. Bizim belediye meclis üyemiz Ali Kıdık''ın iddiası şuydu: Bir bölümü millet bahçesi haline getirilebilir ama havalimanı olmaktan çıkarıldığı dakikadan itibaren çeşitli dostlara ev, villa ve AVM yapma hakkı doğar.

Ne olmalı?

Beni niye o havalimanın ortadan kaldırıldığını hiç anlayamadım ki zaten. O zaman niye Erdoğan kullanıyor? Niçin bakanlar inip çıkıyor? Öbür havalimanının seçildiği yerle ilgili çok sorun çıktı. Çok uzak... Proje yapılmasına kimse karşı değil. İstanbul taşıyamıyordur, bir havalimanı daha yaparsınız. Bir birime 10 birim para harcandı. Bunlar niye hesaplanmaz? Bilimden uzaklaştığınız ve kayırmaya yöneldiğiniz zaman böyle oluyor.

İlgili Haberler