Güney Amerika'da koka bitkisi, uzun yıllardır bölge halkı arasında yaygın olarak kullanılıyordu. Ancak bu bitkinin etkileri, kokain olarak bilinen uyuşturucu türevinden daha az güçlüydü. İşgalci İspanyollar ilk başta koka kullanımını yasaklamış olsa da, zamanla bu bitkiye karşı kendi ilgilerini geliştirdiler ve koka kullanımının yayılmasına neden oldular.
Yüzyılın ortalarında kokain kimyasal olarak saflaştırıldı ve bu süreçten sonra 'beyaz şeytan' olarak bilinen uyuşturucu, tüm kıtayı etkisi altına aldı. 19. yüzyıldan itibaren kokain tüketimine dair birçok kayıt mevcutken, bu uyuşturucunun Avrupa'da ne zaman kullanılmaya başlandığına dair bilgi eksikti.
Ancak Milano Üniversitesi'nden araştırmacılar, 17. yüzyılda Milano'daki Ospedale Maggiore hastanesinden elde ettikleri örneklerde dikkat çekici bir bulguya ulaştı. Bu hastanede tedavi gören 10 binden fazla hasta, yakınlardaki bir kilisenin mahzenine gömülmüştü. Arkeologlar, bu mahzende bulunan kemiklerin ve beyin dokularının beklenenden çok daha iyi korunduğunu keşfetti. Şaşırtıcı şekilde, bazı beyin dokularında kokain izleri bulundu.