Etkinlik, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Ahmet Yozgatlıgil ile TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal'ın da katılımıyla gerçekleştirildi.
Yozgatlıgil, buradaki konuşmasında, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin ülkelerin kalkınmasındaki rolüne işaret ederek, teknolojik gelişmelerin, makroekonomik politikalar ve yapısal reformlarla mümkün olduğunu anlattı.
Türkiye'nin, Cumhuriyet'in 100. yılında en büyük önceliğinin, ülkenin bağımsızlığını her alanda artırmak ve sosyal refahını geliştirmek olduğuna dikkati çeken Yozgatlıgil, bu farkındalıkla politikaları ilerlettiklerini söyledi.
Ahmet Yozgatlıgil, sanayi ve teknoloji alanındaki ilerlemelerin, Türkiye'nin geleceğine önemli katkıda bulunacağının altını çizerek, ülkenin teknolojik yetkinliğini artırmak için bilimsel çalışmaları desteklediklerini dile getirdi.
"Milli Teknoloji Hamlesi"nin, Türkiye'nin ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını sağlayacak önemli bir araç olduğunu vurgulayan Yozgatlıgil, uzay ve yapay zeka gibi alanlarda oluşturulan strateji belgeleriyle de ülkenin yeni yüzyılına katkı verdiklerini kaydetti.
Yozgatlıgil, Milli Uzay Programı'na da değinerek, bu kapsamda Türkiye'nin ilk uzay yolcusunun, gelecek yıl bilimsel görevini gerçekleştireceğini aktardı.
Program kapsamında 2026 yılında Ay'a ulaşmayı da planladıklarını kaydeden Yozgatlıgil, uzay çalışmalarının gündemlerinde yer aldığını vurguladı.
- "James Webb teleskobu sayesinde uzaya ilişkin daha fazla bilgimiz var"
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Mandal da insanların uzun zamandır uzayda nelerin olup bittiğini merak ettiğini belirterek, JWST sayesinde uzayın gizemlerinin çözülmesi konusunda artık daha fazla fırsat bulunduğunu ifade etti.
İlk yıldızlar ve galaksiler gibi detaylı atmosferik oluşumların nasıl olduğunun bu sayede anlaşılabildiğini anlatan Mandal, bilim insanlarının, bu gelişmelerle artık uzaya dair daha fazla bilgiye sahip olduğuna dikkati çekti.
Mandal, Dr. Mather'ın çalışmaları hakkında bilgi vererek, bunların bilim dünyasına katkılarının, Türkiye'nin uzay çalışmaları için de önemli olduğunu dile getirdi.
TÜBİTAK'ın, ülkenin Milli Uzay Programı'ndaki hedeflerin gerçekleştirilmesinde önemli aktörlerden olduğunu vurgulayan Mandal, Türkiye'nin ilk haberleşme uydusunun da 2024 yılında fırlatılmasının planlandığını söyledi.
- Mather, çalışmaları ve JWST hakkında bilgi verdi
Mather, etkinlikte JWST ile alınan görüntülerin de yer aldığı bir sunumla, çalışmalarını ve galaksilere yönelik önemli bulguları anlattı.
Küçük bir çocukken de aklında, "Nereden geldik, evrenin tarihi nedir, başka gezegenlerde bizim gibi zekası olan canlılar var mı, başka yerde yaşam var mı" gibi soruların bulunduğundan bahseden Mather, gökbilimcilerin de hayal gücünü kullanarak her yere gidebileceğini belirtti.
Mather, James Webb Uzay Teleskobu hakkında bilgi vererek, çekilen fotoğraflardan evrene dair anlamlar çıkardıklarını aktardı.
Etkinlikte soruları da yanıtlayan Mather, Nobel Ödülü aldıktan sonra da çalışmalara devam ettiğini vurguladı.
Mather, gökbilimcilere yönelik tavsiyelerine yönelik soru üzerine, uzaya dair büyük gizemlerin olduğunu, bunlar hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için daha çok gözlem yapılması ve bu konularda ilerlenmesi gerektiğini dile getirdi.
Astrobilimcilerin neredeyse tüm fizik kurallarını bilmesinin, galaksilerin nasıl ortaya çıktığını anlamaya yardımcı olduğunu vurgulayan Mather, bilgisayar teknolojileri ve diğer bilimlerin de uzay projeleri için önemli olduğunu ifade etti.
- Dr. John Mather hakkında
Mather, kızılötesi astronomi yürütmek için tasarlanmış, yüksek çözünürlüklü ve yüksek hassasiyetli cihazların görüntülenmesine imkan sağlayan JWST'nin mimarları arasında yer alıyor.
NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi Kıdemli Astrofizikçisi Mather'ın çalışmalarında yer aldığı COBE uydusu ile kozmik mikrodalga arka plan radyasyonunun kara cisim formunun ve anizotropisinin keşfedilmesi ile büyük patlamadan gelen ısı radyasyonunun ölçülmesi sağlandı.
Mather, 2006'da COBE uydusu ile elde edilen bilimsel gelişmelerden dolayı Kaliforniya Üniversitesi'nden George Smoot ile fizik alanında verilen Nobel Ödülüne layık görüldü.
Genişleyen evren kavramını doğrulayacak şekilde kozmik mikrodalga arka plan ışınımının 50 ppm düzeyinde bir kara cisim spektrumuna sahip olduğunu gösteren Mather, bu kapsamda yüzyılın en büyük bilimsel keşifleri arasında olduğu değerlendirilen ısı radyasyonundaki sıcak ve soğuk noktaların ölçülmesini sağladı.