Oray Eğin bugünkü yazısında gazetecilerin viski gecesine ilişkin dikkat çeken ifadeler kaleme aldı. Eğin, Ukrayna Katolik Üniversitesi’nden Unesco’ya, Avrupa Birliği’nden Norveç Büyükelçiliği’ne kadar ‘işbirliği yaptıkları kurumlar’ bitmeyen düşük liberallerin kurduğu P24 adlı fonlu platformun Asmalımescit’te Kıraathane diye merkezin yer aldığını açıkladı.
Eğin, “O merkezin altına bir de cafe açıp işletmesini de P24’ün kurucusu Hasan Cemal’in eşi Ayşe Sözeri Cemal’e vermişlerdi. Medyada liyakat değil klan mantığıyla birbirlerini koruyan bu güruh ana akımın dışına itilince de eski alışkanlıklarından vazgeçmedi.” diye yazdı. Eğin,“Çiftin kızlarının Cihangir’de erkek arkadaşıyla sanat galerisi açtığını okuyorum. Tabii ki ‘Upper Cihangir’ haberlerini yayan Tuğrul Eryılmaz’dan.” diye vurguladı.
UPPER CİHANGİR GECESİ
Ertuğrul Özkök’ten sonra Eryılmaz’a sataşıp “Upper Cihangir” geyiği yapmanın da tadı kalmadığını belirten Eğin, “Konuklardan bir kısmı aynı apartmanda dairesi bulunan Hadi Uluengin’in evinde “pahalı viski” içmeye gitmişler. Kitapları okunmayan yazar Gönül Kıvılcım, bir aralar Erol Köse’nin desteğiyle “Meçhul Şarkıcı” olarak piyasaya çıkan müzisyen Erhan Güleryüz, yıllarca Hürriyet’e Brüksel’den bildiren Zeynel Lüle, bir başka Brüksel kökenli Ahmet Sever viski severler arasındaymış.” İfadelerini kullandı.
Konuklardan birinin ise Mehmet Y. Yılmaz olduğunu açıklayan Eğin, “Epey bir zaman önce Cihangir’den taşınan Murathan Mungan’ın dediği gibi “Türkiye’de her şey olabilirsiniz, ama rezil olamazsınız.” Rezil olmadığınız gibi evinizde pahalı viski daveti verdiğinizde makul isimler bile tereddüt etmeden, bu kirlilik bize bulaşır mı diye tereddüt etmeden misafir olurlar.” diye yazdı.
DOSTLUKLAR BAKİ
Viski partisini sıradan bir arkadaş buluşması olarak kabul etmekte zorlandığını belirten Eğin, “Daha evvel Hasan Cemal’in doğum günü partisine katılanların listesini gördüğümde de her şey bu kadar kolay unutuldu, geçmişe sünger çekildi mi diye aklımdan geçmişti.” diye belirtti.
Eğin, “FETÖ şaklabanına “Sayın Gülen,” diyerek huzuruna çıkan tanıdıklarımın üzerine sifon çeken ben mi salağım? Herkes kendi geçmişini ne kadar kolay unutturuyor.” diye belirtti. Eğin, “Hadi Uluengin basit bir örnek, üstelik belki de en acıklı örneklerden biri. Özel olarak hedef alınmayı bile hak edecek kadar önemli biri değil. Sadece partinin ev sahibi olduğu için denk geldi o kadar. “ diye yazdı. Uluengin hakkında Eğin, “Hürriyet’in önemini henüz yitirmediği yıllarda Taraf’ın şubesi gibi kullanıyordu köşesini, bu küçük gazetenin aleni yalanlarını tekrar edip dezenformasyon yaratıyordu.” dedi. Bir süre sonra Hürriyet’ten kovulup Taraf’ta yazdığını ama bu viski partisine kadar adını duyan olmadığını açıkladı.
Eğin, “P24’te Hasan ağabeylerinin önderliğinde toplanan bu isimlerin yaptığı farklı bir bakış açısı sunmak, bir başka siyasi perspektiften ülkeyi değerlendirmek değildi. Bir terör örgütünün ürettiği yalanları yutup yaydılar, bu sayede medyayı Balyoz ve Ergenekon gibi kumpaslarda suç işleyen taraflardan biri haline getirdiler. Medya sadece olan biteni yazan, dışarıdan bir aktör değildi bu süreçte. Bizzat oyunun parçası olmuştu. “ diye yazdı.
NASIL MUHALİFLİK BU
“Bugün muhalif kanallarda program yapan veya Mehmet Y. Yılmaz gibi en sert muhalif köşe yazılarını kaleme alanların onunla viski tokuşturmasında bir samimiyet sorunu yok mu?” diye sonra Eğin, “Hem Hadi Uluengin’in evinde viski içip hem de muhalif olamazsınız.” Diye belirtti.
“HELALLEŞME GECESİDİR”
Eğin “Kim bilir, belki bu ev partisi de son günlerin modasına uygun ad-hoc bir “helalleşme” gecesidir. Korkarım bu moda geçmişin bütün günahlarına perde çekip hiçbir şey olmamış gibi ileriye bakmanın kılıfı oldu. Helalleşilsin, tamam, ama önce hesaplaşılsın.” İfadelerini kullandı.