Her yıl ocak ayının son haftası "Lepra Haftası" olarak değerlendirilirken, ocak ayının son pazar günü ise "Dünya Lepra Günü" olarak kutlanıyor. Uzm. Dr. Asiye Yıldız, lepra hastalığının solunum yolu ve deriden temas yoluyla bulaştığına vurgu yaparak, hastalığın ciddi sağlık problemlerine ve işgücü kaybına neden olduğunu belirtti. Kontrol programlarına rağmen, hastalığın gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde hala sorun teşkil ettiğine dikkat çeken Yıldız, Türkiye'de modern anlamda lepra savaşının 1957 yılında başladığını ve bu süreçte önemli başarılar elde edildiğini ifade etti.
ÇOCUKLARDA DAHA YAYGIN
Uzman, solunum yolu ve deriden temasla bulaşan hastalığın özellikle ev içindeki yakın temaslarla çocuklarda daha yaygın olduğunu ve ortalama kuluçka süresinin 2-4 yıl olduğunu belirtti. Tedavi başlandıktan kısa süre sonra bulaştırıcılığın ortadan kalktığını açıkladı.
HASTALIĞIN KULUÇKA SÜRESİ 2- 4 YIL
Lepra hastalığının belirtileri hakkında konuşan Dr. Asiy Yıldız, hastalığın ilk belirtisinin deride hafif renk farkı ile ayrılan lekeler olduğunu söyledi. Tanı konulduğunda tedavi ile tamamen iyileşen bu dönemde tedavi edilmediği takdirde daha ileri klinik belirtilere ilerlediğini ifade etti. Deride kızarıklık, kabarıklıklar, sinir tutulumuna bağlı belirtiler ve kas, kemik, göz gibi organların tutulmasıyla şekil bozuklukları ve sakatlıkların geliştiğini belirten Yıldız, leprom adı verilen yumruların yüze yerleşmesiyle "aslan yüzü" görünümünün ortaya çıkabildiğini vurguladı. Ayrıca, hastalığın etkilediği bölgelere bağlı olarak semer burun, damak delinmesi, göz kapaklarının düşmesi, ses kısıklığı ve parmakların kendiliğinden kopması gibi belirtilerle karşılaşılabileceğini açıkladı.
Uzm. Dr. Asiye Yıldız, hastaların modern tedavi protokollerine erişim sağlanmasıyla hasta sayısının önemli ölçüde azaldığını ve kayıt altında gözlenen hastaların tamamının tedavisinin tamamlandığını belirterek, toplumda bilinçlendirme çalışmalarının hastalığın kontrolü açısından önemli olduğunu vurguladı.