Gezi davasının tutuklu sanığı Osman Kavala, AK Parti Ankara Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türk Delegasyonu Başkanı Tuğrul Türkeş'in Gazete Duvar'dan Can Bursalı'ya yaptığı açıklamalar hakkında gelen tepkilere şaşırdığını belirtti.
Kavala, Türkeş’in ağır deneyimlerinin onu başkalarının acılarına karşı daha duyarlı hale getirdiğini ifade etti. Yapılan yazılı açıklamada, Kavala, Türkeş'in kendisini ziyaret edeceği yönündeki açıklamaları ve Türkeş'e yönelik eleştirileri değerlendirdi.
İKİ KARDEŞ BİRBİRİNE GİRDİ
AKP Ankara Milletvekili ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin kurucusu Alparslan Türkeş'in oğlu Tuğrul Türkeş'in, Gezi Davası'ndan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Osman Kavala'yı cezaevinde ziyaret edeceğine dair yaptığı açıklamalar tartışma yaratmaya devam ediyor.
Tuğrul Türkeş'in Osman Kavala'nın serbest kalması için gösterdiği çaba sonrası kız kardeşi, İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş, ağabeyine tepki göstererek "Başbuğ Türkeş ile Osman Kavala'yı aynı kefeye koymak kimsenin haddine değildir" demişti.
Bu tartışmaya Osman Kavala da dahil oldu. Kavala, avukatları aracılığıyla yaptığı yazılı açıklamada, Tuğrul Türkeş’in "hayatının 7 yılını cezaevinde geçirmiş bir babanın çocuğuyum" şeklindeki sözlerinin merhum Alparslan Türkeş ile kendisini aynı kefeye koymak olarak değerlendirilmesini yadırgadığını belirtti.
Kavala'nın mesajı şöyle:
"Sayın Tuğrul Türkeş’in beni cezaevinde ziyaret edeceğine dair açıklamasında söylediği 'hayatının 7 yılını cezaevinde geçirmiş bir babanın çocuğuyum' şeklinde sözlerinin merhum Alparslan Türkeş ile beni aynı kefeye koymak olarak değerlendirilmesini yadırgadım.
Belli ki Sayın Türkeş iç dünyasıyla ilgili bu sözlerle işkenceye maruz kalmak dahil, babasının çektiği acıları yakından hissetmiş olmanın, bu ağır deneyimin, kendisini başkalarının acılarına karşı duyarlı hale getirdiğini anlatmak istemiş.
İnsanların toplum hayatına yaptıkları katkılar eşit değerde değil, bazıları diğerlerinden daha önemli konumdalar. Ancak hukukun egemen olduğu bir ülkede uygar biçimde yaşayabilmek için her bireyin hayatının ve haklarının eşit derecede değerli olduğunun kabulü gerekir.
Öteki olarak görülen, önemli olarak görülmeyen insanların hayatları değersiz sayıldığında onların maruz kaldığı adaletsizliklere kayıtsız kalınıyor. Şiddeti teşvik eden bir ortam yaratılıyor, keyfi cezalandırmalar meşrulaştırılıyor."
NE OLMUŞTU?
Osman Kavala'nın hukuksuz yargılandığını dile getiren ve bu konuda açıklamalar yapan AKP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, dikkat çeken bir açıklama daha yaptı. Türkeş, Osman Kavala'yı cezaevinde ziyaret edeceğini belirtti ve şunları söyledi: "Osman Kavala'nın durumu, laboratuvar gibidir. Altını kırmızıyla çizmek gerekir. Osman Kavala, casusluktan hüküm giymedi. Bu suçlamada delil bulunamadı, adam beraat etti. Gezi Parkı'yla ilgili davadan yargılandı. Ama 7 yıl süren bir yargılama mı olur?"
Türkeş ayrıca, "Bakanımız Yılmaz Tunç'tan rica ettim. Uygun bir zamanda görüşmek için izin istedim. Bir ara ziyaret edeceğim. Osman Kavala'yı ilk kez o ziyarette görmüş olacağım. İşte gerçek millilik, yurtseverlik bu. Bana öğretilen milliyetçilik bu" dedi.
Türkeş, "Hayatının 7 yılını cezaevinde geçirmiş bir babanın çocuğuyum" şeklinde bir açıklamada da bulundu. Bunun üzerine kız kardeşi, İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş, ağabeyine tepki gösterdi. Taş, şu sözleri sarf etti:
"Başbuğ Alparslan Türkeş, ömrünü Türk Milleti’ne Türk Devleti’ne adamış; ameli ile adını altın harflerle tarihe yazdırmış büyük bir devlet adamıdır. Vefatının üzerinden 27 yıl geçmiş olmasına rağmen sırf O’nun bıraktığı miras ile ama maalesef O’nu anlamadan, temsil edemeden Türk siyasetinde yer edinenler artık Başbuğ'un ruhunu rahat bırakın. Her türlü siyasetinizi, pazarlığınızı kendi adınıza yapın. Başbuğ Türkeş eline kan bulaşanların/ruhunda hainlik ve bölücülük olanların ağzının sakızı değildir. Başbuğ Türkeş'ten öğrenilen 'Milliyetçilik' de ne oturduğun koltuğun gücü ile sağa sola X hesabından saldırarak yapılır ne de siyasi pazarlıkların piyonu olarak yapılır. Hele hele ömrünün bir saniyesi bile hapishane de geçmemesi gereken Başbuğ Türkeş ile Osman Kavala'yı aynı kefeye koymak kimsenin haddine değildir. Herkes haddini ve yerini bilecek."