TÜRKİYE AİHM'DEKİ OY YETKİSİNİ KAYBEDEBİLİR!
2013 yılında başlayan Gezi Parkı olaylarında nihai karar çıktı. İş insanı Osman Kavala müebbet hapis cezası alırken, diğer isimlere ise 18''er yıl hapis cezası verildi. Açıklanan ağır ceza kararları sonrası tüm gözler Avrupa İnsan Hakları Mahkeme''sinde süren Osman Kavala davasına çevrildi. Türkiye, 19 Ocak’ta AİHM’nin Kavala kararıyla ilgili Avrupa Konseyi’ne gönderdiği resmi görüşünde Kavala’nın, AİHM kararına konu olan bir önceki Gezi Davası''nda serbest bırakıldığını, buna karşın “casusluk” suçlamasından tutuklu bulunduğunu ve bu nedenle Türkiye hakkında ihlal prosedürü başlatılmaması gerektiğini savunmuştu. Kavala’nın, önceki günkü karar duruşmasında Türkiye’nin Avrupa Konseyi’ne yaptığı savunmasını üzerine kurduğu “casusluk” suçlamasından beraat etmesiyle bu savunma da temelden çökmüş oldu.
İHLAL PROSEDÜRÜ BAŞLATILMIŞTI
Cumhuriyet''ten Hüseyin Hayatsever''in haberine göre, ihlal prosedürünün başlatılmasıyla Bakanlar Komitesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 46. maddesi uyarınca Türkiye’nin AİHM kararını uygulanmadığının tespiti için yeniden AİHM’ye başvurdu. Kavala hakkındaki davanın mahkûmiyetle sonuçlanması, AİHM’deki bu süreci etkilemeyecek. En az altı ay sürebileceği belirtilen bu sürecin sonunda AİHM’nin, Türkiye’nin kararı uygulamadığına dair tespitte bulunacağına kesin gözüyle bakılıyor. AİHM, bu resmi tespiti yapmasının ardından alınacak önlemleri değerlendirmesi için davayı yeniden Bakanlar Komitesi’ne gönderecek. Komite de karar sonrası yapacağı toplantıda uygulanacak yaptırımları ele alacak. Bu sürecin sonunda Türkiye, kurucusu olduğu Avrupa Konseyi’nde oy hakkının askıya alınması gibi yaptırımlarla karşı karşıya gelebilecek.
''AİHM KARALRINA AÇIKÇA AYKIRI'' DEDİLER
Kavala kararı sonrası Avrupa’dan gelen açıklamalarda da Türkiye hakkında Avrupa Konseyi’nde devam eden sürece atıf yapılması dikkat çekti. Avrupa Parlamentosu Türkiye Daimi Raportörü Nacho Sanchez Amor ile AB-Türkiye Parlamento Delegasyonu Başkanı Sergey Lagodinsky, yaptıkları ortak açıklamada, “İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu üzücü kararı, AİHM kararlarına açıkça aykırıdır ve Avrupa Konseyi’nde devam eden ihlal davalarında doğuracağı sonuçları olacaktır” ifadelerini kullandı.