Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, Cumhuriyet'te yazdığı "TEİAŞ’ın Özelleştirilmesi" başlıklı yazısında, "Cumhurbaşkanı’nın atadığı kişiler Cumhurbaşkanı’nın satacağı firmanın gelirini belirleyecekler. Şayet bunu Cumhurbaşkanı piyasa reformu için yapıyorsa bu gelir tavanlarının ileride halkın aleyhine firmanın lehine tek bir imzayla değişmeyeceğini nasıl garanti edecek?" diyerek tepki gösterdi.
Tantan'ın yazısı şöyle:
"Geçmişi, 1914’te İstanbul’da kurulan elektrik üretim merkezine dayanan Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketinin (TEİAŞ) özelleştirme kapsamına alınmasına ve halka arzına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı 2 Temmuz’da Resmi Gazete’de yer aldı.
TEİAŞ, 2003 yılında Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan (EPDK) aldığı iletim lisansı çerçevesinde yeni piyasa yapısına uygun olarak merkez birimleri ve yurt geneline yayılmış proje, tesis, kontrollük, işletme, bakım ve yük dağıtım üniteleriyle faaliyetlerini sürdürmektedir.
EPDK, her yıl TEİAŞ sistem kullanım ve sistem işletim gelir tavanlarını belirlemektedir. Yani başka bir deyişle Cumhurbaşkanı’nın atadığı kişiler Cumhurbaşkanı’nın satacağı firmanın gelirini belirleyecekler. Şayet bunu Cumhurbaşkanı piyasa reformu için yapıyorsa bu gelir tavanlarının ileride halkın aleyhine firmanın lehine tek bir imzayla değişmeyeceğini nasıl garanti edecek?
CUMHURBAŞKANI’NIN HALKA BORCU
Eğer Cumhurbaşkanı’nın satış işlemi TEİAŞ’ı özel sektörün kendisinde (hükümetten) daha iyi işleteceğine olan inancı ise insanlar kendisinin her şeyi daha iyi yaptığına inancından dolayı oy vermiyor mu?
Cumhurbaşkanı’nın halka bir borcu vardır. En azından kendisine hâlâ oy veren 3 kişiden birisine saygı gösterip neden TEİAŞ’ı satmaya karar verdiğini açıklamalıdır.
Satarken kasada bulunan parayı şeffaf bir şekilde açıklamalıdır. Türk Telekom’da olduğu gibi kurumun enkazının bırakılıp kaçılmayacağına, bir kaçma durumunda paranın kalan taksitlerinin söke söke alınacağına mal varlığı ile kefil olmalıdır.
Yıllar bazında tüm vadeler ödeninceye kadar TEİAŞ’ın 2020 yılı itibarıyla 22 milyar TL değerindeki maddi varlıklarının duracağının garantisini vermelidir. Diğer satılan yerlerde olduğu gibi olmaması için satacağı firmayla istihdam yani iş ve aş garantisi sözleşmesini imzaladıktan sonra halk ile paylaşması gerekir. Diğer özelleştirilen kurumlarda olduğu gibi kapının önüne konan kalifiye elemanların, devlet personel başkanlığı vasıtasıyla bakanlıklara ve diğer kamu kuruluşlarına başka şehirlerde hademe, müstahdem gibi sıfatlarla dağıtılmayacağını beyan etmelidir.
Daha önce satılan Et Balık, Yem Sanayi, SEKA gibi kurumlarda satış sonrası istihdamın ne olduğunu açıklamalıdır.
Bu satış vesilesiyle sürekli uyuşturucu trafiğinde adı geçen limanların hemen hepsinin kendi döneminde satılmasının uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadelede nasıl bir faydası olduğunu bizimle paylaşmalıdır.
Satış gelirinin borç faizi ödemede kullanılmayacağını taahhüt etmelidir. Çünkü özelleştirme yasasını değiştirerek özelleştirme gelirlerinin devletin borçlarını ödemede kullanılacağını yasaya koyan kendisidir.
CAN PAHASINA ONARIM
Cumhurbaşkanı’nın diğer sattığı yerlerdeki sorunlar ile yeniden karşılaşmamak için satın alacak kimseye kamu bankalarından kredi verilmeyeceğini veya ihaleye fesat karıştırmak anlamına gelecek kredi arayışında kamunun devreye girmeyeceği garantisi verilmelidir.
Ayrıca şu anda TEİAŞ personeli elektrik iletiminin kesintisiz yapılabilmesi için zaman zaman canı pahasına onarımlar yapmaktadırlar. EPDK satış sonrası onarım ya da yatırım ihmallerini gözetecek kapasite ya da donanıma sahip değildir."
Bu kez Peker'den değil... Soylu için şok bir suçlama daha
TRT'den halk şairi Derviş Ali'nin o sözlerine sansür!
Ankara kulislerini karıştıran iddia! Berat Albayrak'a yakın kişiye kritik görev
Kripto parada yaptırımın önü açıldı... Ceza alabilirsiniz
