Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "500 bine yakın aktif vakaların yüzde 81'i tam aşılı olmayan kişilerdir. Vefat edenlerin yüzde 10'u tam aşılı kişiler. Vefat edenlerin yüzde 90'ı ya aşı olmamış ya da eksik aşı olmuş" dedi.
Bakan Koca'nın açıklamalarından öne çıkanlar:
Kurumlarımız arasındaki tam 2021-2022 yılına başlamadan son toplantımızda, eğitime başlanılması ve tedbirlerin son bir değerlendirmesini yapmaktı. 2020 yılı başlarından itibaren sağlık yönünden en çok büyüklerimizi, eğitim öğretim açısından gençlerimizi etkiledi.
2021 yılı ile birlikte gerek hastalığın tıbben daha anlaşılması, gerekse aşının devreye girmesiyle önümüzü görebileceğimiz günlere geçtik.
Sizlere aşı programımız başlarken "tünelin ucundaki ışık göründü" demiştim. "Bugün tünelin çıkışı görünüyor" diyebilirim. Son 4 haftada vaka sayılarındaki artışın özellikle aşı olmamış kişilerden kaynaklandığını ifade etmiştim.
Bugün itibariyle aktif vakalarımızın %81'i tam aşılı olmayan kişilerdir. Yani 500 bine yakın olan vakamızın %81'i tam aşılı olmayan kişilerdir. Hastanede yatan hastaların %90'ını da aşı olmayanlardır. Vefat eden vatandaşlarımızın %90'ı ya hiç aşı olmamış ya da aşıları eksik kişilerdir.
Önümüzdeki hafta başından çocuklarımız gençlerimiz okullarına kavuşacak. Tüm gayretimiz onlara yüz yüze eğitim vermek ve bunun sürekliliğini sağlamaktır. Gençlerin eğitimin eksik kalması bugün ve geleceğimiz için çok üzücüdür.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in açıklamalarından öne çıkanlar:
YÜZ YÜZE EĞİTİM AÇIKLAMASI
Toplantı sonrası basın açıklamasında konuşan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, şu ifadeleri kullandı:
Öncelikle okullarımızı 5 gün yüz yüze eğitime açmada sürekli bize rehberlik eden Sağlık Bakanlığımıza ve Bilim Kurulu üyelerine en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Koronavirüs salgını dünyanı etkisi altına aldığından bu yana tüm alanları olumsuz etkiledi. Bizler de öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin salgından en az düzeyde etkilenmeleri için Sağlık Bakanlığımız ile birlikte çalıştık.
DSÖ ve UNİCEF gibi kuruluşlar eğitimin kesintisiz olarak yüz yüze devam etmesinin hayatı önem taşıdığını ifade ediyorlar.
Yüz yüze eğitime geçilmesi artık bir tercih olmaktan çıkmış, artık zorunluluk haline gelmiştir.
Yüz yüze eğitim için gerekli adımları Sağlık Bakanlığı ile attık. Corona virüsü salgınında alınması gereken önlemleri 81 ile gönderdik.
Okullarımızda ihtiyaç duyulan dezenfektan temizlik malzemelerini tüm okullarımıza gönderdik.
2021-2022 öğretim yılında hazırlık döneminde okullarımızın bu sürece hazırlanması için 650 milyon TL’yi okullarımıza gönderdik.
Maskeden dezenfektana kadar her türlü hazırlığı yapmış bulunuyoruz. 58 bin okulumuz için 113 bin temizlik personelini görevlendirilmesini tamamlamış bulunuyoruz.
Eğitim öğretim 6 Eylül’de başlıyor ama uyum haftası dün 1 Eylül’de başladı. Minik öğrencilerimiz okula başladı.
Okul öğrencisi ve 1. sınıflar 2 gündür okula gidiyorlar. 2 günlük süreç sorunsuz bir şekilde başladı. Yavrularımızın gözlerindeki mutluluk, öğretmenlerin öğrencileriyle buluşma hazzı her fedakarlığa değerdi.
6 Eylül itibariyle de nihayet haftada 5 gün okullarımızı evlatlarımıza açıyoruz. Bir daha hiç kapanmaması için sadece bizlere sorumluluk düşmüyor aynı zamanda tüm velilerimize, servis şoföründen kantin çalışanlarına öğretmenlerimize kadar tüm paydaşlara düşüyor.
Bu nedenle okullarımızın bir daha kapanmaması için tüm velilerimiz öğretmenlerimiz ve personelimize çağrı yapmak isterim. Lütfen belirlediğimiz kurallar harfiyen uyalım. Bu kurallara uyalım ki okullarımız bir daha kapanmasın.
Süreç tüm paydaşları ilgilendiren bir süreçtir. Yine bu süreçte İçişleri Bakanlığımızdan çok destek gördük. Bir kez daha vurgulamak istiyorum. Okullarımız ilk açılan ve son kapatılan yerler olmalıdır.
YÖK Başkanı Erol Özvar'ın açıklamalarından satır başları:
1.5 senedir yüksek öğretim kurulları eğitim ve öğretime ara vermeden devam etmektedir. Bizler yüksek öğretim sisteminin temsilcileri olarak bu salgın sürecinde kampüslerimizi ve üniversitelerimizi kapatmadık. Fakat salgın sebebiyle biz eğitim öğretim faaliyetlerimizi uzaktan yapmaya karar verdik ve salgının ilanından itibaren Türkiye'deki bütün üniversiteler çok hızlı reaksiyon göstererek kısa zaman içinde bütün derslerini dijital hale getirerek öğrencilerine hizmet vermeyi sürdürdüler.
Yeni dönemde YÖK olarak yüz yüze eğitim kararı aldık. Üniversitelerimiz yüz yüze eğitimin yapılabilmesi ve sürdürebilmesi için gerekli tedbirleri aldılar.
"YÜZ YÜZE EĞİTİM FAALİYETLERİNİ SÜRDÜRMEK İSTİYORUZ"
Yüksek Öğretim Kurulu olarak yüz yüze eğitim faaliyetlerini sürdürmek istiyoruz. Salgın şartlarının nasıl gelişeceğini öngöremediğimiz için salgının seyrine göre Sağlık Bakanlığımızın kararları ve görüşleri dahilin yüz yüze eğitim esnasında diğer eğitim ve öğretim usullerinin de kullanılması için kararlar aldı.
"ÜNİVERSİTELERİMİZ HİBRİT VEYA HARMANLANMIŞ EĞİTİM MODELLERİNDEN FAYDALANABİLECEK"
Üniversitelerimiz salgın boyunca eğitim ve öğretimin aksamaması için hibrit ve ya harmanlanmış eğitim modellerinde faydalanabilecek. Üniversitelerimiz şu anda hangi derslerini yüz yüze, hangi derslerini online yapacağını belirlemiştir. Salgının seyrine göre üniversitelerimiz eğitim öğretim enstrümanları kullanabilecekler.
SORU-CEVAP
Fahrettin Koca: Biz 18 yaş ve üstü üniversite öğrencileri için tanımladık. 15 yaş ve üstü için de tercihe bırakmıştık. 12 yaş üstü kronik hastalığı olan çocuklarımız için ayrıca tanımlama yaptık. Vaka sayılarında artış giderek devam etti. Belli bir yerde takıldı. Rakamlarımızın yüksek olduğunu düşünüyoruz. Özellikle varyantların daha çok bulaşıcılığı artırdığını biliyoruz. Şu dönemde kısıtlamaları gündemimize almadık. Hareketin arttığı bu dönemde vaka sayılarının arttığını görüyoruz.
"15-45 YAŞ ARASI VAKANIN EN ÇOK GÖRÜLDÜĞÜ YAŞ GRUBU"
Yeni dönemde vakalarımız artık ağırlıklı genç yaş grubunda. 15-45 yaş arası vakanın en çok görüldüğü yaş grubu. Vaka sayısı bu sebeple giderek yükseldi. Biz aşının belli oranda bulaşı engellediğini de biliyoruz. Aşı oranını her geçen gün artırmamız gerekiyor. Aşının yüzde 80-90 oranında koruduğunu görüyoruz. Vatandaşlarımızın aşılarını erken dönemde yapması çok önemli.
SPUTNİK AŞISINDA SON DURUM
200 bin kişi için doz gelmişti. 400 bin yani. SPUTNİK ile ilgili 1. ve 2. aşı arasında fark vardı. Bu farktan dolayı temasa geçtik. Hızla 1. ve 2. doz aşısın gelmesi için gayret içindeyiz. Testlerde bir sorun yok. Üretimle ilgili çalışmalar devam ediyor. Yerel bir firmayla çalışmalar bir noktaya geldi ama üretim safhasına henüz gelmedi. Sinovac'la ilgili görüşmelerimizde ülkede yatırım yapmalarını söyledik. Onlar da bu noktada yatırım yapmayı düşündüklerini söyledi.
"TEK DOZ AŞI KORUMUYOR"
Tek doz aşı korumuyor, iki doz aşının yapılması gerekiyor. İsrail'deki çalışmalar mRNA aşısında 7-8 ay sonra hatırlatma dozu gerektiğini gösteriyor. Sinovac için 3. doz gerekiyor. Aşısını tamamlamış kişi sayısı 35 milyon. Bu kişilerin vaka yükü yüzde 13 hastane yükü yüzde 10.
RESTORAN VE KAFE KARARI
AVM, restoran ve kafeler için PCR gibi bir uygulamayı gündeme almadık. Önümüzdeki dönemde de ben aşılanma oranıyla birlikte salgının ülkemizin gündeminden düşeceğini, vaka sayılarının azalacağını düşünüyorum.
ELEKTRONİK TAKİP SİSTEMİ
Mahmut Özer: Tüm okullarımızda vaka temas aşı durumunu okul bazında takip eden elektronik takip sistemi kurduk. Sağlık durumlarını elektronik takip sisteminden takip edebiliriz.
Erol Özvar: Kampüsler için almış olduğumuz tedbirler üniversite içindeki yurtlarda da olacak.
Fahrettin Koca: Bir kişiden fazla kalınan odalarda yurtlarda aşısız birinin olmasının nasıl karşılanacağını hatırlatmak istiyorum. (Öğretmenlerle ilgili) Aşılanmayanların okula alınmaması gibi bir durum olmaz. Biz öğretmenlerimizin aşılanma oranlarının giderek arttığını, aşılanmamayı çok düşünmeyeceklerini düşünmek istemiyoruz. Şu an en az 1 doz aşı yaptırmış öğretmen ve çalışanların sayısı yüzde 88'i buldu. Velilerimiz tedirgin olmasınlar. Velilerimizin aşılanmama durumu daha büyük risk oluşturacak. Aşı ya da PCR zorunluluğu getirmedik ama velilerimizin bu sorumluluğu alacağını biliyoruz.
PCR TESTİ YAPTIRMAYAN ÖĞRETMENLERLE İLGİLİ YAPTIRIM OLACAK MI?
Mahmut Özer: Öğretmenlerimiz içi değil servisten öğrencinin evinden çıkıp okul ortamına gelmesine, oradaki geçirdiği süre boyunca temas ettiği öğretmenlerimiz ve diğer elemanların ya aşı olması veya haftada 2 defa PCR testi yaptırması gerekiyor. Öğretmenlerimizin aşı ortalaması Türkiye'ye göre daha yukarıda. Öğretmenlerimizin hem aşı olmayıp hem de PCR testi olmayacaklarına inanmıyorum. Çünkü öğretmenlerimiz 1 buçuk yıldır fedakarlık göstererek uzaktan eğitim yaptılar. Öğretmenlerimiz öğrencilerle bulaşmayı arzuluyorlar. O süreçte bir sorun olacağını düşünmüyorum.
ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLERİN NE KADARI AŞI OLDU?
Fahrettin Koca: Şu an en az 1 doz aşı yaptıranların öğretmen ve çalışanların %88'i buldu. 2 doz aşısını tamamlayanlarda %75'i buldu. Yüzde 4.4 oranında son 6 ay içinde hastalığı geçirenler var. İlk 6 ay içerisinde PCR zorunluluğu olmayacak anlamına gelir. %95 üzerinde bu oranların olacağını düşünüyorum. Velilerimiz tedirgin olmasınlar. Ama üzerine düşün sorumlulukları en az öğretmenlerimiz kadar uygulamaları lazım. Velilerimizin bu sorumluluğu evlatları için alacağını umut ediyorum.
Yurt dışıyla ilgili aşı sertifikasıyla ilgili birçok ülkeyle biz irtibat halindeyiz. Aşının tanına bilirliğinde bir sorun olmayacağını düşünüyoruz.
Erol Özvar: YÖK salgından bağımsız olarak derslerin %40'ına kadar online verebileceğini karar vermiştik. Bizim ortak derslerini pek çok üniversitemiz çevrimiçi olarak gerçekleştiriyordu. YÖK'ün kararıyla bu ortam biraz daha genişlemiş oldu. Bu eğitim yönteminin kullanılabilmesi üniversitelerimizin yetkisi dahilindedir.