Sözcü gazetesi yazarı 2015’te kaçırılan ve Gara’da şehit olan Astsubay Semih Özbey’in, 2017 yılında yazdığı mektubu yayınladı. Şehit Özbey mektubunda şu ifadeleri kullanıyor: “Aileme; bu mektubun ulaştırılıp, ulaştırılmayacağını bilmeden size yazıyorum. Bütün aile üyelerim umarım hepiniz iyisinizdir. Beni soracak olursanız, iyi olmaya çalışıp kavuşacağımız gün için sabrediyorum. ‘Ben buradayım, sağım, ölmedim, yaşıyorum' demek için yazıyorum. Sesimizi artık birileri duysun diye yazıyorum. Burada bize mektup yazma imkanı yıllar sonra çok geç olsa da verildi. ‘Mektup yazabilirsiniz biz ileteceğiz' denildi. Ben de bu imkanı değerlendiriyorum ve size yazıyorum.
“UMUDUNUZU HEP TAZE TUTUN”
Sakın üzülmeyin, umudunuzu kaybetmeyin, hep taze tutup, koruyun. Dışarıda hayat normal seyrinde devam ediyor, bunun farkında ve bilincindeyim. Ben buradayım diye kendinizi hayattan ve olaylardan soyutlamayın, uzak tutmayın, hayatın normal akışına ve seyrine uyun istiyorum. Anne ve babamın ellerinden, kardeşlerimin yanaklarından öperim. Büyük küçük herkese selam söylüyorum. Allah'a emanet olun.
“ZAMAN İÇİNDE ANLADIM BİZİM İÇİN GEÇERLİ DEĞİL”
Devletin asli görevlerinden birisi de vatandaşına, askerine, polisine sahip çıkmak. Ama ne yazık ki zaman içerisinde gördüğüm ve anladığım kadarıyla bu bizim için geçerli değil! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan, hükümetten bizim için bir şeyler yapmasını, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir vatandaşı olarak istemekte, talep etmekte ve beklemekteyim.
“DEVLET İSTEMEZSE KAMUOYU OLUŞMAZSA BIRAKMAYIZ”
Bunun dışında tüm siyasi partiler, başta; CHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisi olmak üzere, İnsan Hakları Derneği yöneticilerine de bizim için bir şeyler yapmalarını beklediğimizi önemle iletmek isterim. Şimdi biz örgüt ve devlet arasında sıkışıp kalmış durumdayız. Örgüt ‘Devlet istemezse bırakmayız, yoğun bir kamuoyu oluşmazsa bırakmayız' diyor.
ÇÖZÜMSÜZ BİR SORUN MU?”
Bizim elimizden de hiçbir şey gelmiyor, sadece yıllardır beklediğimiz gibi bekliyoruz. Biz de artık devletin bir şeyler yapmasını istiyoruz. Bizim içinde bulunduğumuz durum, üç buçuk yıldır çözüm bulunamayacak, bu kadar uzun yıl çözümü olmayacak kadar çözümsüz bir sorun mu? Gerçekten istenilirse bu soruna çok kısa bir zamanda, çok basit bir şekilde çözüm bulunabilir.
BİLİNMEZLİĞE TERK EDİLDİK
Devlet, biz vatandaşlarını, askerlerini ve polisini yıllardır böyle zor şartlar altında, büyük bir bilinmezliğe terk etti. Burada bize sürekli İsrail'in askerlerinin serbest bırakılması için yaptıklarının neler olduğu anlatılıp duruluyor. Kendisiyle uzaktan ya da yakından alakası olmayan kişiler için bir şeyler yapan devletin, ben ve buradaki diğer vatandaşları için hiçbir şey yapmaması, adımızdan dahi bahsetmemesi, yokmuşuz gibi davranması çok manidar ve çok düşündürücü!
KILIÇDAROĞLU'NA MESAJIMIZ
Buradan ana muhalefet partisi CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na bizim için elinden gelen ne varsa yapması hususunda çağrıda bulunuyorum. Hiçbir şey yapmıyorsa da, bizim akıbetimizi devletten cevap alıncaya kadar sormasını istiyorum. Biz buradayız ve bizim için devletin veya sizlerin bir şeyler yapmasını bekliyoruz ve istiyoruz. Sözlerime son verirken, artık özgürlüğüme ve özgürlüğümüze kavuşmayı, büyük bir sabırsızlıkla bekliyoruz. Cevaplarınızı sabırsızlıkla bekleriz.”
SORULAR HEP CEVAPSIZ KALDI
Öztürk ayrıca, CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan tarafından 2016 yılından bugüne Başbakanlara kaçırılan asker ve polislerle ilgili soru önergelerinin cevapsız kaldığı belirtti.
Sağlık Bakanlığı kafe ve restoranların açılması için yeni kriterler
Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Gara çıkışı: 13 vatan evladı için ulusal yas ilan edilmeliydi
Meteoroloji açıklama yaptı: İstanbul'da kar devam edecek mi?
Üsküdar'da yaşayan 82 yaşındaki Cemal Yılmaz o fatura karşısında şoke oldu!