Özellikle Mehmet Ağar, Süleyman Soylu ve "Pelikancılar" isimli grupla ilgili birçok iddia ortaya attı ve bazı ilişkileri anlattı.
Peker'in anlattıkları, verdiği mesajlar önemli olsa da videoda dikkat çeken bazı detaylar vardı. Mesela masanın üzerinde bulunan kitaplar... Bu kitaplar herkeste merak uyandırdı.
Biz de bu kitapları listeleyelim istedik. Her videoda değişen bu kitaplar bakalım hangileriymiş.
Omertà: Suskunluk Yasası - Mario Puzo
Mario Puzo'nun son kitabı Omerta, adını örgüt üyelerinin onurunun simgesi olan 'suskunluk yasası'ndan alıyor. New York'un Mafya liderlerden Raymonde Aprile bir suikaste kurban gider. Aprile, "Merhamet kötü bir alışkanlıktır. Sahip olmadığımız güçler için hak iddia etmektir ve kurbana karşı işlenen affedilemez bir suçtur." düşüncesiyle hareket etmiştir yaşamı boyunca ve merhamet etmeme sırası, kendi yerine geçmesi için yetiştirdiği yeğeni Astorre'dadır şimdi. Ama Bab Aprile'in katili kimdir? Mafya liderlerinin çoğunu hapse atan FBI ajanı Kurt Cilke mi? Bir türlü köşeye sıkıştırılamayan bir başka Mafya lideri Timmona Portella mı? Uluslararası karanlık ilişkilerin bir numaralı adamı diplomat Marriano Rubio mu? Yoksa bilinmeyen başka güçler mi? Ne var ki, "Omerta Yasası" yürürlüktedir. Hem de her yerde!... Ama Astorre, okuru korkunun, gerilimin ve ölümün soğuk labirentlerinde dolaştırmaya çoktan karar vermiştir. Omerta, Mario Puzo'nun "son" başyapıtı...
Baba'nın Dönüşü - Mark Winegardner
BUGÜNE KADAR YAZILMIŞ EN GERÇEKÇİ MAFYA AİLELERİNDEN BİRİNİN CORLEONE'LER HİKAYESİNDE EKSİ KALMIŞ NOKTALAR.
2002 yılının sonbaharında, random house yayınevi Baba'nın devamını yazacak bir yazar araştırmaya başladı. Uzun çalışmaların ardından bu amaç için, tarihi detayları yaratıcı bir tarzda kullanabilmek ve şehir yaşamışının değişken tasvirini yapabilmek bakımından kurgusal bir edebiyat tarzı olan E. L. Doctorov ve John Dos Passos ile kıyaslanabilecek derecede iyi ve başarılı bir roman yazarı olan Mark Winegardner seçildi. O Mario Puzo'nun efsanevi karakterlerine yeni bir enerji ve imgeleme getirecekti. Büyük efsaneler orijinal seslerle tekrar konuşturulmalıydı. Baha'nın Dönüşü'yle Corleone Ailesi'nin Soğuk Savaş dönemindeki hikayesini anlatarak Amerika'nın en önemli suç destanının eksik parçalarını cesurca ve zekice tamamlayan Mark Winegardner bunu başardı.
Aptallar Erken Ölür - Mario Puzo
Mafia’nın egemen olduğu yeraltı dünyasını Baba romanıyla efsaneleştiren Mario Puzo, okuyucuyu bu kez pırıltılı hayatlarla ünlü Las Vegas ve Hollywood’a götürüyor.
Bakara ve yirmi bir masaları, kumarhaneyi dolandıran krupiyeler, havalandırmadan gelen saf oksijenle ayakta kalan ihtiraslı kumarbazlar, ‘ökse’ kadınlar, ‘yaşlı kurt’ kumarhane müdürleri; film yapımcıları, Hollywood yıldızları, Beverly Hills hayatı... ve romanın ana karakteri ‘dejenere’ bir kumarbaz olan ‘Sihirbaz’ Merlyn.
Puzo’nun güçlü kaleminden nefis bir roman.
Hayırsız Peygamber Bob Dylan - Mike Marqusee
Bob Dylan’ı nasıl bilirsiniz? Aykırı, soğukkanlı, protest ya da zamanın en ilgi çeken müzik adamlarından biri mi yoksa iyi bir şair, söz yazarı, besteci mi? Kendisi günümüzün yaşayan en özgün ünlülerinden biri olmakla kalmadı Nobel’i de aldı ve cebine koydu. Onun şarkı sözleri için “Amerikan şarkı geleneğine yeni ve şiirsel bir ifade tarzı getirdi,” denildi. O her ne kadar Nobel Edebiyat Ödülü törenine katılmasa da hem hayranlarını hem de edebiyat camiasını heyecanlandırdı. O ya da bu, dünya müziğinin tartışmasız isimlerinden biri olan, sesi ve şarkı sözleriyle herkes için aykırı bir yerde duran Bob Dylan, bu eserde tüm yönleriyle ele alınıyor ve günümüzün ilham veren kişilerinden biri olarak karşımızda duruyor… Bu kitabı okurken, sadece onun kişiliğini ya da şiirlerini değil, aslında bir Amerikan tarihi, zenci ve sol hareketleri tarihini de okuyacaksınız. 68 kuşağının neler çektiğini, ne yapmaya çalıştığını, kime nasıl göründüğünü de okuyup değerlendirme fırsatı bulacaksınız…
Kovulan Sosyalist Troçki - Isaac Deutscher
Machiavelli’ye göre, bütün silahlı peygamberler galip gelmiş, silahsızlar mağlup olmuşlardır. Deutscher, Troçki’nin, çağımızın en büyük devriminde nasıl silahsız olarak galip geldiğini, daha sonra ise zafer kazanmış, zırhının altında ezilen silahlı bir komutan olarak karşımıza çıktığını, ardından da sürgün ve ölüm yıllarını anlatıyor. Machiavelli’nin, bütün silahlı peygamberler yenmiş, silahsızlar yenilmişlerdir saptamasından yola çıkan Deutscher, Troçki’nin, çağımızın en büyük devriminde nasıl silahsız olarak yendiğini daha sonra ise silahlı, zaferi kazanmış, zırhının altında ezilen bir komutan olarak karşımıza çıktığını ve sürgün yıllarını anlatıyor. “Isaac Deutscher’ın üç ciltlik Troçki biyografisi benim için yılın en heyecan verici okumasıydı. Kesinlikle İngilizcedeki en önemli biyografilerden birisi olarak görülmeli.” Graham Greene “Deutscher’in üç ciltlik anıtsal Troçki biyografisi insanı şaşırtıcı bir biçimde etkiliyor. Kendi felaketine doğru giden kahramanla empati kurmamak imkânsız.” -Guardian-
Her Şey Seninle Başlar - Mümin Sekman
Çaresizlik öğrenilmiştir.
Başarılı olmak da öğrenilebilir.
Sende sandığından fazlası var!
Gelebileceğin en iyi yerde değilsin.
Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır.
Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur.
Rüzgârı suçlamayı bırak, yelkenleri kullanmayı öğren!
Seyirci koltuğundan sıkıldıysan, sahneye çık.
Zirvede her zaman bir kişiye daha yer var.
Başkaları yapabildiyse, sen de yaparsın.
Her şey seninle başlar!
Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya da tozu dumanı yutarsın.
Seçim senin!
HZ. Ali İslam'ın Doğuşu ve İlk Ayrılıklar - Oral Çalışlar
Oral Çalışlar, bir demokrasi ve inanç sorunu olarak çözüm bekleyen Aleviliğin kökenlerini ele alıyor, İslam'ın kuruluş yıllarmı ve o dönemde ortaya çıkan fikir akımlarıyla örgütlenmeleri, "uzun yıllar sürecek bir muhalefet geleneğinin ilk temsilcisi" olan Hz. Ali'nin yaşamı bağlamında inceliyor.
Çalışlar, "Ezilenlerin unutulmaz önderi" olarak. adlandırdığı Tiz. Ali'nin, kitleler tarafından büyük bir aşk"la sevilmesinin sosyolojik, psikolojik arka planını anlatıyor.
Ezilmiş ve Aşağılanmışlar, Dostoyevski’nin on yıl süren kürek mahkûmiyeti ve sürgün cezasının ardından kaleme aldığı ilk büyük romanıdır.
Ezilmiş ve Aşağılanmışlar ilk kez Dostoyevski’nin kardeşiyle birlikte çıkardığı Vremya (Zaman) dergisinin Ocak 1861 tarihli ilk sayısında yayımlandı ve yedi sayı boyunca tefrika edildi. Roman, okurlar arasında büyük heyecan uyandırdı ve derginin bir sonraki sayısı sabırsızlıkla beklendi. Övgülerin yanında epeyce olumsuz eleştiri alsa da aynı yıl basılan Rus romanları içinde en ilginç ve en çok okunan eser oldu. Dostoyevski’nin duygusal bir melodramla kendi kişisel hikâyesini harmanladığı Ezilmiş ve Aşağılanmışlar ilerideki başyapıtlarında yer alan tipleme ve motiflerin de habercisidir.
Bu kitapları ararken de Sedat Peker'in kendi internet sitesinde tavsiye ettiği kitaplara denk geldim. Meraklısı varsa bakabilir...
Sedat Peker 7. videosunda konuştu: Bu işin sonunda ne olacak diyenler...