Onalan, 1999 Körfez Depremi'nin yer bilimleri ve diri fay araştırmaları açısından önemli olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin kıta içi diri faylar bakımından dünya üzerindeki önemli bölgelerden biri olduğunu söyledi.
Geçmişte yaşanan depremler ve 6 Şubat tarihinde binlerce insanın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan 1999 depreminin ülkenin ciddi bir deprem potansiyeline sahip olduğunu gösterdiğini ifade etti.
"Onlarca il ve yüzlerce ilçe, fay hatları üzerinde bulunuyor" diyen Onalan, bu durumun son yüzyılda onbinlerce insanın kaybına neden olduğunu belirtti. "Bu bir kader değil" diyen Onalan, yerleşim alanlarının planlanmasında jeolojik etmenlerin göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekti.
"30 Ekim 2020'deki Bayraklı depremi, İzmir'de uyarı niteliğinde oldu" diyen Onalan, İzmir'in hâlen bir depremle karşılaşmadığını ancak beklenen fayların hala harekete geçmediğini söyledi. Bu fayların ne zaman harekete geçeceğinin ve İzmir için risklerin tartışılması gerektiğini vurguladı.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak bir fay yasası sunduklarını ve bu yasanın alt yapısının oluşturulması gerektiğini belirten Onalan, şehir planlamalarının bu riskli bölgelerde nasıl yapılacağına dair çalışmaların hızlandırılması gerektiğini ifade etti.
"Ülkemiz coğrafi olarak genç bir bölge ve hala oluşma sürecinde" diyen Onalan, fayların geçmişten beri var olduğunu ancak bu fayların belirlenmesi ve takibi için ciddi bir çalışma ve uzmanlık gerektiğini söyledi. Türkiye'deki fayların sayısının arttığını ve bu fayların kırılma potansiyellerinin arttığını belirten Onalan, ülkenin bir deprem ülkesi olduğunu ve risk altında olduğunu söyledi.
Onalan, afet riskine karşı halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini ve acil durum planlarının yapılması gerektiğini vurguladı. Bunun için bilim adamlarının ve yerel yöneticilerin sorumluluk üstlenmesi gerektiğini ifade etti.