30 yıl sonra ilk olacak: Uzman isimden kriz uyarısı
Ekonomist Selçuk Geçer, Türkiye'nin son 30 yılda ilk kez karşılaşabileceği büyük bir ekonomik krize dikkat çekerken önemli açıklamalara yer verdi.
111
Ekonomist Selçuk Geçer, Türkiye'nin son 30 yılda ilk kez karşılaşabileceği büyük bir ekonomik krize dikkat çekti. Geçer, son 10 yılda yapılan hataların ülkeyi bu noktaya getirdiğini vurgulayarak, özellikle faiz politikalarının ve enflasyonla mücadelenin başarısız olduğunu belirtti. Düşük faiz oranlarının enflasyonu kontrolsüz bir şekilde yükselttiğini ve halkın alım gücünü azalttığını ifade etti. Bu durgunluk, Türkiye'nin uzun vadeli büyüme hedeflerini tehlikeye atıyor.
211
Geçer, Türkiye'nin son on yılda yapısal reformları ertelediğini ve kısa vadeli çözümlerle yetindiğini söyledi. Bu yaklaşım, ekonominin kırılganlığını artırarak uzun vadeli sürdürülebilir büyüme hedeflerini zorlaştırdı.
311
Üretim yapısının çeşitlendirilmemesi ve katma değeri yüksek sektörlere yeterince yatırım yapılmaması, Türkiye'nin ekonomik istikrarını tehdit ediyor. Geçer, yapısal reformların bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
411
SON 10 YILDA YAPILAN HATALAR
FAİZ POLİTİKALARI
Son on yılda faiz politikaları, ekonomik istikrarı sağlamaktan ziyade belirsizliği artırdı. Düşük faiz oranları, enflasyonun kontrolsüz bir şekilde yükselmesine yol açtı. Enflasyonla mücadelede gecikilmesi, halkın alım gücünü azalttı ve ekonomide durgunluğa neden oldu.
511
DÖVİZ KURLARI VE MERKEZ BANKASI REZERVLERİ
Döviz kurlarını sabit tutma çabaları, Merkez Bankası rezervlerinin hızla tükenmesine neden oldu. Piyasa müdahaleleriyle döviz kurlarının yapay olarak düşük tutulması, döviz rezervlerinin azalmasına ve ekonominin dış şoklara karşı daha savunmasız hale gelmesine yol açtı.
611
YAPISAL REFORMLARIN ERTELENMESİ
Yapısal reformların ertelenmesi ve kısa vadeli çözümlerle yetinilmesi, ekonominin kırılganlığını artırdı. Üretim yapısının çeşitlendirilmemesi ve katma değeri yüksek sektörlere yeterince yatırım yapılmaması, uzun vadede sürdürülebilir büyüme hedeflerini zorlaştırdı.
711
DIŞ BORÇ VE CARİ AÇIK
Dış borcun hızla artması ve cari açıkların yüksek seviyelerde seyretmesi, ekonomiyi kırılgan hale getirdi. Kısa vadeli dış borcun büyük kısmı, döviz kurundaki dalgalanmalara karşı savunmasızlığı artırdı. Cari açığın sürekli dış borçlanma ile finanse edilmesi, ekonomik dengeleri olumsuz etkiledi.
811
1994 KRİZİ İLE BENZERLİKLER
1994 yılında olduğu gibi, Türkiye bugün de yüksek enflasyon ve faiz oranlarıyla mücadele ediyor. O dönemde enflasyon ekonomiyi en çok zorlayan faktörken, bugün de benzer şekilde yüksek enflasyon halkın alım gücünü azaltıyor ve yaşam standartlarını düşürüyor.
911
Yüksek faiz oranları ise borçlanma maliyetlerini artırarak yatırımları engelliyor. Ayrıca, 1994'te döviz kurları üzerindeki spekülatif baskılar krizi tetikleyiciyken, bugün de benzer spekülatif hareketlerle karşı karşıyayız. Bu durum, Türk Lirası'nın değer kaybına ve ekonomik istikrarın tehdit edilmesine yol açıyor.
1011
Geçer, 1994 döviz krizinden bu yana geçen 30 yılın ardından Türkiye'nin benzer ekonomik sorunlarla boğuşmasının düşündürücü olduğunu belirtti. Yüksek enflasyon, faiz oranları ve döviz kurları üzerindeki baskılar, geçmişten yeterince ders alınmadığını gösteriyor. Ekonomik reformlar ve mali disiplin konusundaki adımların yetersiz olduğu açık.
1111
Geçer, 1994 öncesi yapılan hataların dövizi beş yılda 200 kat artırdığını belirterek, bugünkü hataların daha büyük olabileceğini ve doları nereye götüreceğini hesaplamanın zor olmadığını ifade etti.