Yüksek glikoz seviyelerini yönetmek, vücudu geri dönüşü olmayan sinir hasarından korumak için oldukça önemlidir. Fakat önemli bir gıda, tüketimden sonraki saatler içinde önemli ölçüde kan şekerini düşürerek yardımcı olabilir.
Enviromental Health Insights dergisinde yayınlanan bir çalışma, tip 1 diyabetli hastalarda kan şekeri düzeylerinde önemli düşüşler gözlemledi. Tip 2 diyabete sahip kişilerde tüketimden dört saat sonra 40 mg/dl''lik düşüş tespit edildi.
Bu bulgular, Endocrine Society''nin San Diego''daki 97. yıl toplantısında sunulan ve bilim insanlarının kan şekerinde yüzde 50''lik bir azalma gözlemlendiği görüldü.
Abraka''daki Delta Eyalet Üniversitesi''nden araştırmanın başındaki kişi olan Anthony Ojieh, soğanın diyabet hastaları kişilerin tedavisinde bir kullanım potansiyeline sahip olduğunu söyledi.
Yapılan deneyler sonucunda diyabetli üç grup fare üzerinde değişen dozlarda soğanın etkileri incelendi. Bulgular, günde 400 ve 600 mg/kg''lık iki doz soğan özütünün, açlık kan şekeri düzeylerini, başlangıca kıyasla sırasıyla % 50 ve % 35 oranında güçlü bir şekilde azalttı.
Bir flavonoid olan kuersetinin, tüm vücut kan şekerini düzenlenmesini kontrol etmek için ince bağırsak, pankreas, iskelet kasları, yağ dokusu ve karaciğerdeki hücrelerle etkileşime girdiği tespit edildi.
Yaygın olarak bilinen ve en kapsamlı şekilde incelenen flavonoidlerden biri olan kuersetin, güçlü antioksidan ve antienflamatuar (iltihap önleyici) aktiviteleri yönünden belgelendiğini söyleyen bu makale, diyabet dahil birçok hastalığın tedavisinde ve bunlara karşı korunmada önemli rol oynayacağına dair bilgileri de içeriyor.
Sebzeler, ayrıca antienflamatuar (iltihap karşıtı) özellikleri ile birlikte yüksek tansiyonu düşürmeye ve kan pıhtılarına karşı koruma konusunda da önemli olabilir. Üstelik soğan, damarların iltihaplanmasından sertleşmesine kadar birçok farklı kötü etkiye karşı önlem olabilir. Ayrıca bu sorunları yaşayan insanların da bu etkilerden faydalanabileceği düşünülüyor.
Tüm bu nitelikleri ile soğan; kalp hastalıklarının, kalp krizi ve felç gibi kardiyovasküler rahatsızlıkların önlenmesinde en güçlü adaylardan biri haline gelir.