Söz konusu beş ülkenin ortak yazılı açıklamasında, Çin'in, Uygur Türklerine yönelik insan hakları ihlallerinden kaygı duyulduğu ifade edildi.
Açıklamada, Çin hükümetinin kendi belgeleri, uydu görüntüleri ve görgü tanıkları dahil bu ihlaller konusunda çok sayıda kanıt olduğuna dikkat çekildi.
Çin yönetiminin Uygurlara yönelik baskısının son bulması istenen açıklamada, "Çin'in kapsamlı baskı programı, dini özgürlüklerin ciddi ölçüde kısıtlanması, zorla çalıştırma, toplama kamplarında toplu gözaltı, zorla kısırlaştırma ve Uygur mirasının organize bir şekilde yıkımını içeriyor." değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, söz konusu ülkeler ile AB'nin, Çinli yetkililere yönelik ortak bir yaptırım adımı attığına dikkat çekilerek, "Çin'e, Uygur Müslümanlarına ve Sincan'daki diğer etnik ve dini azınlıklara yönelik baskıcı uygulamalarını sonlandırma ve keyfi olarak gözaltına alınanları serbest bırakma çağrısında bulunuyoruz." ifadesi kullanıldı.
Uygurlara yapılan muamele konusunda şeffaflık talep edilen açıklamada, Çin'e, Birleşmiş Milletler (BM), gazeteciler ve yabancı diplomatlara, Sincan bölgesindeki durumu gözlemleme izni vermesi çağrısı yapıldı.
ABD, Kanada ve İngiltere, bugün Çin'in Sincan Uygur bölgesindeki insan hakları ihlalleriyle ilişkili olduğu gerekçesi ile Komünist Partisi Sincan Üretim ve İnşaat Birimi Komite Sekreteri Wang Junzheng ve Sincan Kamu Güvenliği Bürosu Direktörü Chen Mingguo'yu yaptırım listesine almıştı.