Elleri kesilerek öldürülen çocuğun cansız bedeni, ülke genelinde infial yarattı. Olayı inceleyen savcılar, cinayetin yasa dışı tarihi eser kazıcılığıyla bağlantılı olduğunu belirtti.
Babası Abu El Vafa, dört gündür kayıp olan oğlu Muhammed'in cesedini Yukarı Mısır'da Asyıt şehrindeki bir tarım arazisinde buldu. Cinayetle ilgili olarak çocuğun akrabası olan üç erkek kardeş gözaltına alındı. Savcılıktan yapılan açıklamaya göre, şüphelilerden ikisi, yasa dışı bir kazıda antik Mısır hazinelerine ulaşmak isteyen bir maden arayıcısına çocuğun ellerini satmak için bu vahşi cinayeti işlediklerini itiraf etti.
'BEYNİMDEN VURULMUŞA DÖNDÜM'
BBC Arapça Servisi'ne konuşan Abu El Vafa, "Oğlum Muhammed'le tüm anılarımı hatırlıyorum. Ne zaman yalnız kalsam ağlıyorum ve bu duruma dayanamıyorum. Her gün işten dönmemi beklerdi" dedi. Baba El Vafa, oğlu Muhammed'e kötü bir şey olabileceğini düşünmediğini çünkü "köydeki herkesin onu çok iyi tanıdığını" söyledi. El Vafa, "Polis soruşturması sonrası, oğlumun kendi kuzenleri tarafından, onunla oyun oynayan, hatta kaybolduğunda benimle beraber onu arayan akrabalarım tarafından öldürüldüğünü öğrendiğimde beynimden vurulmuşa döndüm" ifadelerini kullandı.
Cinayet, Mısır'da sosyal medyada da büyük bir infial yarattı. Birçok kişi caydırıcı olması için suçluların ağır şekilde cezalandırılması çağrısında bulundu. Bazıları ise ebeveynleri, çocuklarının kimlerle vakit geçirdiğini takip ederek onları daha iyi korumaları yönünde uyardı.
'ŞEYH' OLDUĞUNU İDDİA EDEN İNSANLAR, 'RUH' ÇAĞIRIYOR
Mısır'da geçtiğimiz yıllarda başka benzer suçlar da işlendi. Eylül 2021'de resmi gazetelerde, Yukarı Mısır'daki bir köyde genç bir adamın öldürüldüğü ve uzuvlarının kesildiğine ilişkin haberler yer aldı. Yerel basındaki haberlere göre, genç adamın amcası, yengesi ve kuzenleri cinayeti işlediklerini itiraf ederek, gencin cansız bedenini, antik mezarlardan birinin açılması için bir ruha kurban ettiklerini söyledi.
Mısır'da antik hazineleri bulmak isteyenler tarafından insan hayatlarının feda edilmesi yaygın bir suç. Mezarların, büyüleri bozmak için orada olan "şeyhlerin" önünde açılması gerektiğine dair bir inanış var. Şeyh olduğunu iddia eden bu insanlar, antik mezarın koruyucusu olan ruhu çağırdıklarını öne sürüyorlar. Bunun karşılığında yüklü miktarda para ve kan feda edilmesini istiyorlar. Çoğu zaman bu bir hayvanın kanı oluyor ancak bazı "şeyhler" insan kanının, hatta "çocuk" kanının gerektiğini iddia ediyor.
Antik Mısır uygarlıkları üzerine çalışan Kahire Üniversitesi'nden arkeoloji profesörü Dr. Ahmed Badran, bu suçların daha çok Yukarı Mısır'da, tarihi eser bularak hızlı yoldan zengin olmayı hayal edenler tarafından işlendiğini söylüyor. Badran, "dolandırıcı şeyhler" adını verdiği bu kişilerin, evlerinin altında hazine ya da mezar olduğuna ikna ettiği bazı insanlara, muhafız ruh ya da "cinin" ancak insan kanı karşılığında mezarın kapısını açacağını söylediğini belirtiyor. "Antik Mısırlılar hırsızlardan korumak için içinde hazine olan mezarları saklarlardı, ancak bu mezarları korumak için cin ya da ruhlardan yararlandıkları doğru değil" diyen Badran, tüm bilimsel ve arkeolojik kazıların "kan dökülmeden ve kurban verilmeden" gerçekleştirildiğini vurguluyor. Badran, halk arasında farkındalığın yükseltilmesi, daha katı cezalar getirilmesi ve sahte şeyhlerle mücadele edilmesi; medyanın da bu konuyu öne çıkarması çağrısında bulunuyor.
YASALAR NE DİYOR?
Mısır'da tarihi yapıt ve eserler yasalarla korunuyor. Anayasa'nın 49. maddesinde, "devletin antik eserleri koruma ve muhafaza etme, bunların alanlarını gözetme, bakım ve onarımını yapma, el konulanları geri alma, kazılarını düzenleme ve denetleme" sorumluluğu olduğu belirtiliyor. Mısır Ceza Kanunu'nun 42. maddesiyse; "Devlet mülkiyetinde olan herhangi bir eseri çalan, saklayan veya bu tür eserlerin kaçırılmasına yardım eden kişilere" 5-7 yıl arası hapis cezası, 3 bin ila 50 bin sterlin para cezası verileceğini öngörüyor.
Bazı hukukçular, yasa dışı arkeolojik kazılarla ilgili suçlar için özellikle cinayet vakalarında cezanın artık yeterli olmadığını düşünüyor. Öte yandan Mısır yargısı bazı vakalarda Ceza Kanunu'nun diğer maddelerini uygulayarak daha ağır cezalar da vermişti.