ABD’nin Virginia eyaletinde bir vatandaş, farklı bir yılan gördüğü gerekçesiyle Virginia Yaban Hayat ekibini harekete geçirdi. Yetkililer yaptığı açıklamada bu türü daha önce görmediğini belirtti. Bölge halkının yetkililerle iletişime geçmesi sonucu, türün çekiç başlı yassı solucan diye bilinen, ana habitatı Asya olan bir tür olduğu ortaya çıktı. Türün en dikkat çeken özelliği ise ölümsüz olması.
NTV'nin haberine göre ABD’nin Virginia eyaletinde yaşayan bir vatandaş, farklı bir tür yılan gördüğü gerekçesiyle Virginia Yaban Hayatı Yönetim Kontrolü’nü harekete geçirdi. İsmi belirtilmeyen vatandaş, yetkililerle temasa geçerek durumu haber verdi. Yetkililerin incelemesi sonucunda yapılan açıklamada “Her yıl binlerce yılan tespit ediyoruz. Ama sorun şu ki, daha önce hiç böyle bir şey görmedik. Ne olduğu hakkında herhangi bir fikriniz varsa lütfen bizimle iletişime geçin” denildi.
ÇEKİÇ BAŞLI
Çevre sakinleri yetkililerin bu çağrısına cevap verdi ve Yaban Hayatı Yönetim Kontrolü’ne haber verdi. Çevre sakinlerinin açıklamasına göre bu canlı düşünülenin aksine bir yılan değil, Asya'dan gelen istilacı bir tür olan çekiç başlı yassı solucan. Söz konusu solucanların 1900’lü yılların başında bitki ticareti yoluyla ABD'ye geldiği ve o zamandan beri bölgede gittikçe yaygınlaştığı ifade edildi.
YIRTICI VE ZEHİRLİ
Çekiç başlı yassı solucanların biyoçeşitliliğe ve tarım ürünlerine zarar verebildiği, ancak insanlar ve evcil hayvanlara bir zararı olmadığı belirtildi. Boyutları 20 ila 40 santimetre arasında değişebilen bu canlıların kendilerinden ufak böcekleri ve omurgasızları yutarak, içinde bulundukları ekosistemi yok ettikleri aktarıldı.
PARÇALARA AYRILSA DAHİ ÖLMÜYOR
Çekiç başlı yassı solucanların varlığı bir süredir biliniyor ancak bilim insanları arasında hala gizemini koruyan bir tür. Bu türün en dikkat çekici özelliği ise yenilenme gücüne sahip olması. Çekiç başlı yassı solucanlar parçalara ayrıldıklarında, hiçbir kısmının ölmediği keşfedildi. Daha önce yapılan bir araştırmada 300 parçaya ayrılan bir çekiç kafalı yassı solucanın her bir parçasının kendine ayrı bir kafa üreterek kısa zamanda tam boyuta ulaştığı görüldü.