Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifasının ardında yatan gerçeklerin kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini belirtti.
Abddurrahman Dilipak, bugünkü köşe yazısında Berat Albayrak’ın istifasıyla ilgili olarak şunları söyledi:
İş gerçekten bir sağlık sorunu ile ilgili bir konu ise, bu neden bu kadar acımasızca politik bir polemik konusu yapılır. İşin içinde başka işler varsa, asıl gerçek ne? Şunu görelim, sağlıkta, özellikle Covid komplosu ile ilgili konularda ve korku pandemisine dönüşen sürecin ekonomi üzerinde oluşturduğu olumsuz baskı kâbusa dönüştü. Bilim adamları kekikten söz etmeye korkuyor mu utanıyor mu bilmiyorum. Köln suyuna (kolonya) fit, ama kekik olmaz! Yerli ve milli kafaların ürettiği çözümler “eski normal” standartlara uymadığı için bakanlık nezdinde kabul görmüyor. Ve insanlar ölmeye devam ediyor. Her grib vakası bugün artık adeta Covid’le etiketlenmeye başlandı. Ekonomide, gıda konusunda, bilim, teknoloji, aile, eğitimde durum hiç iç açıcı değil. Yolsuzlukla mücadelede ve işin ehline verilmesinde sınıfta kaldık. Media ve STK’lar fonksiyonsuz hale geldiler. İstanbul depremi insanların korkulu rüyası haline geldi. Makyajlanmış sunumlar halk kesimlerinde inandırıcı bulunmuyor. Her geçen gün kaygı artıyor. Suali mukadderler cevabını bulamıyor.
"Muhalefet bu sürece yangına körükle gider gibi gidecektir" diyen Dilipak, şu önerilerde bulundu:
Onun için acil tedbirler alınması ve topluma gerçeklerin söylenip güven tazelenmesi gerek. Ama bu siyaset, bürokrasi, media ve akademya ile bunu başarmanız çok kolay olmayacaktır. Bu konularda eğer güven tazelenmez ise, yarın insanlar daha önce doğru olduklarını düşündükleri konularda da kuşkuya kapılacaklar. Troller üzerinden, eklemlenmiş media’nın kiralık kalemleri üzerinden kitlelerin uzun süre, halkla ilişkiler yöntemleri ve toplum mühendisliği taktikleri ile güdülenmesi mümkün değildir.
Yanlışın neresinden dönülürse kârdır. Dost acı söyler. Bu uyarılar dikkate alınmazsa bunun faturası çok daha ağır ve acı olur. Bakın ekonomide söylenenle gerçek arasında ne kadar fark varsa, diğer birçok konuda da durum çok farklı değil. Kol kırılıp yen içinde kalırsa kol ya kangren olur, ya çolak kalır. Gerçek herkes için en iyi olandır. Bir şey gerçek değilse politika ve bilim kılıfına da sarılsa bir şey değişmez. Hani adil şahitler olacaktık!. Gerçeğin her şart altında bir gün bir şekilde ortaya çıkma gibi bir huyu vardır.