Hürriyet Gazetesi Genel Yayın yönetmeni Ahmet Hakan, dün yayınlanan yazısında Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'na sert sözlerle yüklendi. Davutoğlu'nun görevi bırakırken söylediklerini hatırlatan Ahmet Hakan şu ifadeleri kullandı.
"Erdoğan’ı zorbalıkla, baskıyla, gaddarlıkla Şehir Üniversitesi’ni kapatmakla suçladı. Erdoğan’ı hedef tahtasına koydu. En sonunda da tam üç kez “Erdoğan’a boyun eğmeyeceğiz” diye ortalığı inletti.
“Zihnimden bile Erdoğan aleyhine tek bir şey geçirmeyeceğim” diye söz vermiş olan Ahmet Davutoğlu’nun...
Boyun eğmeyeceğine dair verdiği söze kim inanır?"
DAVUTOĞLU'NDAN AHMET HAKAN'A SERT YANIT
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında konuştu.
Ahmet Davutoğlu, "Bu soruyu iktidara yaranmak için soran genel yayın yönetmeni kendisine bir şekilde şu soruyu sormalı: 28 Şubat şartlarında genç bir akademisyenken rahatlıkla kanalıma davet edip röportaj yapabildiğim Davutoğlu’nu şimdi niçin davet edip bu soruyu soramıyorum?" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu'nun açıklaması şöyle:
Son on yılda iki tane soru ile sık sık karşılaşıyorum. Birinci soru Suriye’de ne oldu da ilişkilerimiz bozuldu? Siz değil miydiniz Suriye ile ortak bakanlar kurulu yapan, sürekli liderler arası görüşme yapan…
Ama bir kez daha sırf kayda geçsin diye cevap verelim. Yüz binlerce masumu katledenlerle, kendi halkına karşı kimyasal silah kullananlarla ülkemize saldıranlarla ilişkilerimiz bozulmayacaktı da ne olacaktı.
İkinci soru: Erdoğan’la birlikte değil miydiniz? Sürekli yol arkadaşı olacağınıza söz vermediniz mi? Biz şahıslara, tabelalara, kurumlara bir bağlılık sözü vermedik. Biz ilkelere, ahlaka, dürüst ve şeffaf yönetimde birlikte ve beraber olmaya söz verdik. Erdoğan dürüstlük diyenle, ahlak diyenle, liyakat diyenle, adalet diyenle beraber yol yürümekten vaz geçti. Eğer memleketi iyi yönetseydi, toplumun her kesimine kulak verseydi, sadece kendi yakınlarını değil 83 milyonu kollasaydı bizler de iktidara destek olurduk.
Bu soruyu iktidara yaranmak için soran genel yayın yönetmeni kendisine bir şekilde şu soruyu sormalı: 28 Şubat şartlarında genç bir akademisyenken rahatlıkla kanalıma davet edip röportaj yapabildiğim Davutoğlu’nu şimdi niçin davet edip bu soruyu soramıyorum?