AKP Genel Başkan Yardımcısı, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanı Dr. Ömer İleri, sosyal medya düzenlemesiyle ilgili son değerlendirmeleri ve dijital platformların topuma ve siyasete etkilerini anlattı.
TV100''e konuşan AKP Genel Başkan Yardımcısı, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanı Dr. Ömer İleri''nin açıklamaları şöyle:
"Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanlığı bir yıl önce kuruldu. Ben de siyasete o tarihte girdim. Bu bir yıl içinde teşkilat içinde yapılanma ve projelerlerle ilgili çalışmalar yaptık. Basına çıkmadık bu süreçte. Biz "Dijitalin siyaseti diye bir fark ortaya koyuyoruz. Şöyle ki, teknolojik gelişmeler hızlandı. Dijital mecralar hayatımızın her alanına girdi. Toplum da aktif bir şekilde teknolojisinin içinde. Bu anlamda siyasetin teknolojik gelişmeler konusunda bir duruşunun olması gerekiyor. Bu anlamda da "Dijitalin Siyaseti diyoruz." Dijital platformlar hayatımızın her alanına dokunuyor: Ekonomi, hukuk, güvenlik, psikoloji... Dolayısıyla bunları kapsayıcılık içinde tanımlamak gerekiyor. Bu da siyasetin tanımı içinde var.
"KISA SÜRE İÇİNDE MECLİS''E GELECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
Kripto varlıklar dediğiniz zaman işin bir boyutu ekonomi. Bir boyutu hukuk ve İnovasyon. Kısaca özetlemek gerekirse bu konu sadece ekonomi uzmanlarına bırakılacak bir konu değil. AK Parti teknolojinin içinde. Şu an zaten Sosyal Medya Kanunu olsun, Kripto Varlıklar Kanunu olsun... Partimiz bu konularla ilgili aktif çalışmalarını yürütüyor. Sosyal Medya Yasası halen çalışması devam eden bir yasa. İlerleme kaydedildi. Kısa bir süre içerisinde ben Meclis''e geleceğini düşünüyorum.
"VATANDAŞ İSTEDİĞİ ELEŞTİRİYİ YAPABİLECEK"
Sosyal medya yasasında muhalefetin eleştirilerinin aksine, her vatandaşımız istediği gibi eleştiri yapabilecek. Ama açıkçası sınırsız özgürlük diye bir şey yok. Özgürlükler sorumluluklarıyla birlikte geliyor. Bu gündelik hayatta da böyle. Sosyal medyada da böyle beklentiler var. Bu sadece bize özgü değil dünyada da durum aynı. AK Parti''nin trol hesapları yok. Dezenformasyon denen şey ciddi bir sıkıntı kaynağı haline geldi. Dezanformasyon yapma yoluyla toplumun bütünlüğünü bozma, toplumda huzursuzluk oluşturma yeri geldiğinde de kişileri hedef alarak itibar suikasti yapma... Bunun tabii ki bir sonucu olmalı. Bununla bir mücadele ortaya konmalı.
Sosyal medya mecralarına baktığınız zaman onların topluluk kuralları var. O kuralları okuduğunuz zaman görüyorsunuz ki bu mecralar kullanıcılara kendileri söz vermiş. Sistematik, koordineli ve zararlı aktivitelerle mücadele edeceğim demiş. Twitter üzerinden gidiyorum mesela. Zararlı içerik, hassas içerik olarak tanımlamış mesela. Toplumsal bütünlüğüne zarar verecek yanıltıcı medya paylaşımları... Bu tanım da yapılmış aslında. Tanımda var ama hayatın gerçek alanında yok. Biz bu tedbirleri hayata geçirme noktasında çalışmalar yapıyoruz.
"CEZAİ MÜEYYİDELER MASADA KONUŞULUYOR"
Bunun da ötesinde kişilerin yaptıkları tahribatlar oluyor. Bu dezanformasyonu yapmaya çalışan kişiler söz konusu olunca neler yapılacak noktasında bu çalışılmakta olan bir taslak. Kısa bir zamanda gelecek. Cezai müeyyideler masada konuşuluyor. Almanya örneği var. Dezanformasyon, yalan haber yayma. Onların Ceza Kanunu''nda bu katalog suçlarına girmiş durumda. Bunların sonucunda geldiğimiz nokta eleştiri yapmak yasak. Tabi ki değil. Yalan haber olduğunu anlamak için hukuk yolu açık. Twitter''a TC kimlik numarasıyla girmek gibi bir çalışma şu an yok.
"TÜRKİYE CİDDİ BİR MESAFE ALMIŞTIR"
Ben her alanda Türkiye''nin kendi yerli ve milli imkanlarıyla ilerlemesi gerektiğini düşünüyorum. Savunma Sanayii''nde bu anlamda çok ciddi bir atılım var. Ama bunu sivil alanlara da yaygınlaştırmak lazım. Çünkü, Rusya- Ukrayna savaşında bazı sosyal mecraların taraf olduğunu gördük. Sosyal medya mecralarının yeri geldiği zaman bir savaş ortamında bile bir devletin karşısında veya başka bir devletin yanında olabildiğini gördük. Bu mecralar günün sonunda yabancı menşeli mecralar. Türkiye dışa dönük, inovasyona açık bir ülke. Biz tabii ki bu mecraları kullanacağız ama mutlaka bizim yerli çözümlerimiz olmalı. Türkiye ekosistem noktasında AR-GE ve İnovasyon noktasında ciddi bir mesafe almıştır. Burası bir hukuk devleti. Devletin kurum ve kuruluşları da kendi mevzuatlarına uygun bir şekilde çalışıyorlar. Yerli yazılım için güven noktasında en ufak şüphe olamaz.
"METAVERSE ORTAMLARI TÜRKİYE''YE YENİ FIRSAT PENCERELERİ AÇABİLİR"
Biz dijital dönüşüm sürecinde ciddi avantajları olan bir ülkeyiz. Ben uzun yıllar yurt dışında da çalışmış bir mühendis olarak şunu çok gördüm. Bu yüksek teknoloji içeren projeler zor projeler. Bu projelerde bizim işi oldurma kültürümüz büyük avantaj. Birçok Amerika''da tıkanan projelerin Türk takımlarına havale edildiğini ben yaşadım. Yeni gelişmekte olan metaverse ortamları Türkiye''ye yeni fırsat pencereleri açabilir. Bu millet orada çok inovatif iş modelleri kurgulayabilir. Çok ilginç ürün yönetim anlayışı ortaya koyabilirler. Turizmden eğitime birçok alan sanal ortama kayabilecek."