Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında, iktidarın son günlerde ülkeyi hızla içe kapalı, baskıcı ve otoriter rejimlere benzetmeye başladığını savundu.
Türkiye'nin, piyasalardaki öngörülemezliğin, oynaklığın bu kadar yüksek olduğu dönemleri çok az yaşadığını söyleyen Babacan, "İstatistiklerin yayımlanmaya başladığı 1994'ten bu yana Türk lirası nominal olarak da reel olarak da en değersiz günlerini yaşıyor. Paramız pul olmuş vaziyette. Ülkedeki gelir adaletsizliği hızla artıyor. Şu an geliri en iyi olan kesimle en yoksul olan kesim arasında 28 kat fark oluşmuş durumda." diye konuştu.
Birkaç gündür Türkiye'nin, "ekonomik kurtuluş savaşı" nidalarına hapsolduğunu ifade eden Babacan, "Olan biten sadece hükümetin ekonomideki, dış politikadaki, hukuktaki, adaletteki yanlışların bedelini bu millete ödettirmesinden ibarettir. Yanlışı hükümet yapıyor, ama hesabı millete kesiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Tüm dünyada kriz var" diyerek yaşananları maruz göstermeye çalıştığını iddia eden Babacan, "Dünyada şu anda bizim yaşadığımız nitelikte kriz yok. Bizim yaşadığımız bambaşka bir şey." sözlerini sarf etti.
Ali Babacan, dün bazı şehirlerde küçük eylemler yapıldığını anımsatarak, bunun peşinden iktidar çevresinin, bazı dar çevrelerin düzenlediği bu eylemleri, "ülke güvenliği tehdit altındaymış gibi abarttığını" söyledi.
Babacan, "Savaş, ayaklanma, şiddet, saldırı yok. Size hiç kimse bu hamaset oyununu oynatmaz. Kimse bu yalandan mağdur pozlarına girmenize müsaade etmeyecek. Bu oyunu çok gördük. Bu sefer tutmaz. Bağımsızlık mücadelesi falan diyerek halkımızı da kandırmaya çalışmayın." ifadesini kullandı.
"BU KRİZİN ÇÖZÜMÜ KOLAY"
Ülkedeki ekonomik krizin çözümünün kolay olduğunu vurgulayan Babacan, "Bu kriz, bugün itibarıyla dahi 2008 krizine göre de 2001 krizine göre de daha kolay çözülebilecek bir kriz. Sebebi de bu krizin, ev yapımı, el yapımı olması." görüşünü paylaştı.
Yapısal ve somut adımlara ilişkin öneriler
Babacan, ekonomide kalıcı iyileşme sağlanması için atılması gereken yapısal ve somut adımlara ilişkin önerilerini dile getirdi.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem, hukukun üstünlüğünün tam tesisi, ehliyet ve liyakatin hakim olduğu kamu yönetiminin oluşturulması şeklinde önerilerini aktaran Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Güçlü, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme stratejisine hızla geçilmelidir. Ekonomik büyümenin yapısı, imar rantlarına dayalı bir yapıdan katma değeri ve uluslararası rekabet gücü yüksek olan sektörlere doğru kaydırılmalı. Büyüme, tüketim ve kamu harcamaları yerine yatırımlara ve ihracata dayalı hale getirilmelidir. Büyüme, sürekli kredi pompalanmasına bağlı olmaktan çıkarılmalı, büyümenin nimetlerinden tüm vatandaşlarımızın adil bir biçimde faydalanması sağlanmalıdır."
Babacan, "somut ve acil adımlarla ilgili" bazı önerilerini de şöyle sıraladı:
"Türkiye'nin başarılı olduğu dönemde, ekonomide alınan karar ve uygulamalara yön veren şeffaflık, kurala dayalı bir yönetim zihniyeti, öngörülebilirlik, sorunların kök nedenlerine odaklanma, veri ve analize dayalı yaklaşım gibi temel ilkelere mutlaka dönülmeli ve uygulanmalıdır. Merkez Bankası yasası derhal değiştirilerek tam bağımsız hale getirilmelidir. Merkez Bankası üst yönetimi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından kamuya açık biçimde değerlendirmeye tabi tutularak liyakat ve ehliyet sahibi kişilerden seçilmelidir. TÜİK yasası derhal değiştirilerek kurum, tam bağımsız hale getirilmelidir.
Kara delik haline gelen Varlık Fonu ve ne işlev gördüğü belli olmayan politika kurulları derhal kapatılmalıdır. Stratejik planlama ve koordinasyondan sorumlu yeni bir kurul kurulmalıdır. Kamuda yeni bina, araç, temsil ağırlama acilen durdurulmalı. Kamu Özel İşbirliği Projeleri eksiksiz biçimde Sayıştay denetimine açılmalıdır. Kaynaklar, rant projelerine değil, ülkemizin rekabet gücünü artıracak alanlarda kullanılmalıdır. Bu çerçevede Kanal İstanbul Projesi de bir an önce gündemden düşürülmelidir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, erkem seçim tartışmalarıyla ilgili sözlerini değerlendiren Babacan, "Sayın Bahçeli de Sayın Erdoğan da daha önce defalarca 'Erken seçim yok' demişlerdir ama erken seçim olmuştur. Hükümetin, 'Erken seçim yok' demesinin hiçbir önemi yok. Seçimi kazanacaklarına inansalar hemen bir gir çık yapıp seçime gitmeyi isteyebilirler ama korkuyorlar. Ülkede seçim gerekmektedir. Acilen bir iktidar değişikliği gerekmektedir." diye konuştu. (AA)