Antalya'da öldürülen Mehmet Sami Tuğrul'un kaldığı yurt da kaçak çıktı! Tarikat yurtları kapatılsın!

Antalya’da üniversite öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul’un öldürüldüğü tarikat yurdunun kaçak olarak faaliyet gösterdiği öğrenilirken, yetkililer yurdun neden kapatılmadığı sorularına yanıt veremedi. İktidarın öğrencilerin barınma gereksinimini karşılamayarak boş bıraktığı alanı yıllardır cemaatler dolduruyor.

Antalya'da Antalya İlim ve Kültür Derneği isimli tarikata ait olduğu belirtilen yurtta aşçı olarak çalışan İhsan Güney'in, yurdun yemekhanesinde üniversite öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul'u katletmesi tarikat yurtlarını tartışmaya açtı. 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişimi sonrası başlatılan tasfiyelerin ardından kamuda boşalan yerler, yeni cemaat ve dini örgütlenmelerle dolduruldu. İktidarın barınma ihtiyacını karşılamadığı öğrenciler, dini kuruluşların yurtlarına mecbur bırakıldı. Yurt sorununun devlet eliyle çözümü için yeterli kaynak ayırmayan iktidar, diğer yandan vakıf ve derneklere kaynak aktarmaktan da geri durmadı.

Birgün'den Mustafa Bildircin'in haberine göre, AKP iktidarında cemaat ve dini vakıflar için en cazip alan eğitim oldu. Mevzuattaki boşlukların yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı’nın protokoller yoluyla açtığı yoldan ilerleyen çok sayıda cemaat, öğrenciler üzerindeki etkisini de yıllar itibarıyla katlayarak artırdı.

BARINMA SORUNU ONLAR İÇİN FIRSAT

Cemaatler, hem gelir kapısı hem de örgütlenme aracı olarak kullandıkları öğrenci yurtlarıyla Türkiye’de bir türlü çözülemeyen öğrenci yurdu sorununu da adeta fırsata çevirdi. Ülkenin hemen her kentinde üniversite öğrencilerine yönelik açılan cemaat yurtlarının toplam kapasitesi, devlet yurtlarının kapasitesine yaklaştı.

KYK yurtlarının yetersizliği, yoksul ailelerin çocuklarını her geçen yıl daha fazla dernek ve vakıf yurtlarına itti. 2006'da 1723 olan vakıf/dernek yurtları sayısı, 2021 yılı itibarıyla yüzde 93’lük artışla 3 bin 331'e çıktı. Cemaatlere ait olan ve herhangi bir resmi kayıt olmaksızın kaçak faaliyet yürüten yurtların sayısına yönelik kesin bir veri bulunmazken “Merdiven altı” olarak tabir edilen bu yurtların sayısının bini aştığı tahmin ediliyor.

KAÇAK YURTLARIN KAPASİTESİ 150 BİNİ AŞTI

Tüm Yurt ve Barınma Hizmetleri İşverenleri Sendikası Umut Gezici, Antalya’da yaşanan olayın, “Göz göre göre” geldiğini söyledi. Barınma sorunu çözülemeyen öğrencilerin kendi çarelerini üretmeye çalıştığını kaydeden Gezici, “Dernek, vakıf ve cemaat yurtlarına özel yurt gözüyle bakılmamalı. Buraların denetimlerinin özel yurtlar kadar iyi yapıldığını düşünmüyorum” dedi. Cemaat ve vakıf yurtları kadar kaçak ve ruhsatsız yerlerin de öğrenciler açısından büyük tehlike yarattığını ifade eden Gezici, “Kaçak bu yerlerin yatak kapasitesi 150 bini aştı. Aileleri bu tehlikeleri hiç bilmeden, ‘Aylık 100 TL ucuz' diye, çocuklarını bu denetimsiz yerlere bırakıp, memleketine dönüyor” diye konuştu.

"CEMAAT YURTLARI KAMULAŞTIRILMALI"

Yoksul çocukların iktidar eliyle cemaat yurtlarına yönlendirildiğini savunan Eğitim Sen 5 No’lu Şube Başkanı Mutlu Arslan ise şunları söyledi:

“Yurtlar, cemaatlerin yardım adı altında toplanan finansal hareketlerini gizleyebilmesi için bir örtü, hem de yoksul halk çocuklarını kendilerine bağlayabilmek için bir araç olarak kullanıyor. Sosyal politikalardaki kısıtlamalar nedeniyle ülkemizde öğrenciler için yeterli yurt imkanları yaratılmaması nedeniyle yoksul çocuklar bilinçli biçimde bu yurtlara yönlendiriliyor. Siyasi iktidar bu duruma sadece göz yummakla kalmıyor, sürekli yaptığı yasal düzenlemelerle daha da teşvik ediyor. Gerek devlet içindeki bağlantıları, gerekse yarattıkları korku iklimi nedeniyle bu yurtlar ne mekansal ne işleyiş ne de personel açısından denetlenebiliyor. Hal böyle olunca bu yurtlarda çok sayıda olumsuz durum, kimi zaman da vahşet derecesinde olaylar yaşanıyor. Dinci-gericilik açısından tümüyle kadrolaşma zeminine dönüşen bu yurtlar derhal kamulaştırılmalıdır. Cemaat ve tarikatların eğitimin herhangi bir aşamasına, herhangi bir biçimde dahil olmasına izin verilmemelidir.”

YURT KAÇAK, ÖĞRENCİLER KYK’YE TAŞINDI

Akdeniz Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü birinci sınıf öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul’un cenazesi babası Halil Tuğrul tarafından dün teslim alınarak memleketi Maraş’a götürüldü. Tuğrul’u katleden aşçı İhsan Güney ise sulh ceza hâkimliği tarafından tutuklandı. Zanlı Güney’in ‘mala zarar verme’ suçundan sabıkalı olduğu aktarıldı.

Cinayetin işlendiği yemekhane Alim Derneği’ne ait olup binada 30 öğrenci yaşandığı belirtildi. Ancak yurdun ‘kaçak’ oduğu öğrenildi. Yurt olarak kullanılan apartmanın Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) yansıyan bir yurt kaydı bulunmuyor. Apartmanın, geçen yıl koronavirüsten hayatını kaybeden ve tarikata yakın olduğu ifade edilen bir cemaat üyesine ait olduğu belirtilirken, öğrenciler evleri bireysel olarak kiralamış gibi gösterildi. 3 katlı 6 daireden oluşan apartmanın birinci katında medikal malzemeleri satan bir işyeri yer alırken bir katında da İlim ve Kültür Derneği bulunduğu belirtildi.

Yerel kaynakların aktardığına göre; Alim Derneği, Erenköy Cemaati’ne bağlı Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı’na yakın olan bir tarikat derneği.

ANAOKULUNU MESCİDE ÇEVİRMİŞTİ

Ayrıca derneğin yönetim kurulunda yer alan isimler de dikkat çekti. Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Barış Kaplan, aynı zamanda Kepez bölgesinde Giyaseddin Keyhüsrev Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde müdür yardımcısı olarak çalışıyor. Ancak Kaplan, daha önce Kepez Ortaokulu’nda müdür olarak çalışırken görevden uzaklaştırılmıştı. O dönemde Kaplan, önce anaokulunu mescide çevirme olayıyla gündeme gelmiş ardından da Atatürk resimleriyle kaplı koridorlar yeşile boyanarak kapatılmıştı. İlim ve Kültür Derneği’nin Yönetim Kurulu Sekreteri olarak görev yapan Mustafa Sami Mençet ise Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Sinema ve Televizyon Bölümü Başkan Yardımcısı ve öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Yaşanan olayın ardından derneğe ve yurda ait sosyal medya hesapları kapatıldı.

Cinayetin ardından tarikat evinde kalan öğrencilerin apartmandan çıkarılarak, Kredi ve Yurtlar Kurumu’na nakledildiği, isteyen öğrencinin KYK yurdunda kalabileceğinin ifade edildiği belirtildi. Apartman ise kapatıldı.

MEHMET SAMİ TUĞRUL’UN KATLEDİLMESİ İLK DEĞİL

Tuğrul’un öldürülmesi tarikat yurtlarında yaşanan ilk felaket değil. Daha önce de kimi yurtlarda çocuklar yandı kimisinde öldürüldü kimisinde istismara maruz bırakıldı.

Ensar Vakfı’nın Karaman şubesinde Muharrem Büyüktürk 46 çocuğu cinsel istismara maruz bırakmıştı. İzmir Dikili’nin İsmetpaşa Mahallesi’ndeki Süleymancılar Cemaati’ne ait özel yurtta kalan, yaşları 9 ile 12 arasında değişen 7 erkek öğrenciyi Ömer Faruk E.’nin cinsel istismara maruz bıraktığı ortaya çıkmıştı. Adana’nın Aladağ ilçesinde Süleymancılara ait yurttta çıkan yangında 11’i öğrenci 12 kişi hayatını kaybetmişti.

Antalya’nın Alanya ilçesinde öğrenci yurdunda kalan 14 yaşındaki İsmail Kerem Topal merdivenden atılarak yaşamını yitirmişti. Yurt yetkilileri olay ortaya çıkınca ilk olarak Topal’ın kendi kendine düştüğünü iddia etmişti. Muş’taki bir Kuran kursunda Mehmet Halit Yavuz isimli bir çocuk ölü bulunmuştu. Yavuz’un intihar ettiği iddia edilmişti.

 

Politika Haberleri