Dr. Özgür İnce, iğnenin olduğu bölgenin kesilip kan akıtılmasının zehrin kana karışmasını hızlandırdığını ve yanlış bir uygulama olduğunu belirterek, arı sokması sonrasında yapılması gerekenleri uyardı.
Yaz ayları ile birlikte arı sokma vakaları artmaya başladı. Alerjik reaksiyon gösteren kişilerde sağlık sorunlarına yol açan arı alerjisi ile ilgili açıklamalarda bulunan Medicana Sağlık Grubu doktorlarından Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür İnce, doğru bilinen yanlışları ve uygulanması gereken konular hakkında açıklamalarda bulundu. Uzm. Dr. İnce, arının iğnesinin deriden ilk 20-30 saniye içinde çıkartılmasının ise önemli olduğunun altını çizdi.
“20-30 saniye içinde arının iğnesinin çıkartılması gerekiyor”
Arı sokmasının ardından iğnenin 20-30 saniye içerisinde çıkartılması gerektiğine değinen Medicana Intarnational Samsun Hastanesi doktorlarından Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür İnce, “Bal arıları iğnesini batırdığında ilk olarak apitoksin denilen bir zehir salgılarlar. Bu ağrı ve acıya sebep olur. Hissedilen ağrı iğneden değil toksindendir ve toksin miktarına göre ağrı ve alerji şiddeti değişir. Daha da önemlisi arı sokması sonrasında iğne dokuda kalırsa, beraberinde salgı keseciğiyle birlikte kalır. Art gitmiş olsa dahi kesecik içinden diğer bir kimyasalın daha kişiye aktarılması devam eder ki; bu kimyasal diğer arıları o bölgeye hızlıca çağırmak için özel bir kokudur. Yani arı sokması sonrasında ilk olarak ciltte kalan iğne bastırılmadan, mümkünse cilde en yakın yerinden cımbız gibi bir cisimle dikkatlice çıkarılıp uzaklaştırılmalıdır. Mümkünse bu işlem ilk 20-30 saniye içinde yapılmalıdır” dedi.
“Zehrin girdiği yeri kesip, kanatmak zehrin daha hızlı kana karışmasına neden olur”
Yapılamaması gerekenler hakkında da bilgi veren Dr. İnce, “Bal arısı sokmasından sonra ilk yapılabilecek şey zehrin hızlı yayılmasını engellemek için soğuk uygulamadır. Bu buz veya soğuk bir cisimle yapılabilir. Zehrin girdiği alanın kesi ile kanatılıp akıtılması gibi yöntemler zehrin daha hızlı kana karışmasına neden olabileceğinden önerilmez. Sonrasında klinik durumun şiddetine göre en hızlı ulaştırılabilecek antialerjik medikal tedaviler uygundur. Bunlar antihistaminikler ve gerekirse kortizon grubu ilaçlardır. Şiddetli reaksiyonlarda adrenalin ihtiyacı doğabilir. Daha önce arı sokmasına bağlı anafilaktik reaksiyon öyküsü olanların yanlarında epinefrin oto enjektörleri bulundurmaları önerilir. Bu; kişinin kendi kendine veya yanındakinin uygulayabileceği dozda ayarlanmış hazır adrenalindir. Arı sokmalarında sirke, karbonat, amonyak, idrar, yoğurt, diş macunu gibi maddeleri uygulamanın bilimsel olarak bir faydası ispatlanmamıştır. Özetlemek gerekirse saniyeler içinde iğneyi sıkmadan çıkarmak, soğuk uygulama ve gerekirse ilaçlar kullanılmalıdır” diye konuştu.