Bloomberg''in haberine göre saatlik ortalama asgari ücret halihazırda 930 yen (yaklaşık 127 TL) düzeyinde. Reuters''ın bildirdiğine göre söz konusu öneri her yıl işletme yönetimleri, sendika temsilcileri ve akademisyenlerden oluşan geniş bir komite tarafından hazırlanıyor.
Japonya’da gıda hariç tüketici enflasyonu haziranda yüzde 2,2 ile Japonya Merkez Bankası’nın yüzde 2’lik hedefinin üzerinde yer almıştı. Eğer teklif hayata geçirilirse hükümetin saatlik ücreti kriter olarak kullanmaya başladığı 2002''den bu yana hem miktar hem de yüzde açısından rekor bir artış kaydedilecek.
Asgari ücrete ek olarak diğer önlemler işçilerin maaşlarında ılımlı bir artış olduğunu gösteriyor. Pandeminin damgasını vurduğu 2020 mali yılı dışında, yakın zamanda bir suikastte öldürülen eski Japonya Başbakanı Shinzo Abe''nin ekonomik programı kapsamında asgari ücret 2013 mali yılından bu yana en az yüzde 2 düzeyinde arttı. Ancak genel olarak ücret artış hızı yüzde 3''ün altına.
ÇOĞU İŞÇİ TEMSİL EDİLMİYOR
Sendikaların en büyük çatı örgütü Rengo''ya göre, Japonya''daki yaklaşık 4 bin 900 sendika bu yılki ücret görüşmelerinde aylık ortalama ücrette yüzde 2,07''lik bir artış sağladı. Abe''nin görev süresi boyunca en fazla 2015''te yüzde 2,2''lik bir kazanç elde edilmişti.
Ancak Japonya Çalışma Bakanlığı''na göre sendikalaşma oranı 2021''de yüzde 16,9 olduğu için ülkedeki çoğu işçi sendikalar tarafından temsil edilmiyor.
ŞİRKETLER İÇİN YÜKSEK MALİYET...
Tüm işçiler için toplam nakdi kazanç bir yıl öncesine göre mayısta sadece yüzde 1 artarken enflasyona göre düzeltilmiş reel ücretler yüzde 1,8 düştü. Bu da enflasyonun Japon halkının alım gücünü aşındırdığı anlamına geliyor.
Japonya''nın başkenti Tokyo''da bulunan NLI Araştırma Enstitüsü''nde kıdemli ekonomist olan Tsuyoshi Ueno asgari ücretteki artışların hane halkına yardımcı olduğunu ancak bunun şirketler açısından daha yüksek bir maliyet anlamına geldiğini söyledi.
Ekonomist şirketler üretkenliklerini artırmadığı sürece asgari ücret zammının yarı zamanlı çalışanların saatlerinde kesintilere yol açabileceğini ve pozitif bir ekonomik büyümeyi beraberinde getirmeyebileceğini söyledi.