Son yıllarda yüksek enflasyonun etkisiyle altın, birikimini korumak isteyen vatandaşların güvenli limanı haline gelirken, Türkiye'de altın ithalatında yaşanan önemli değişiklikler, sektörde dengelerin yeniden şekillenmeye başladığına işaret ediyor. Geçtiğimiz yılın rekor altın alım seviyelerinin ardından, Türkiye'de özel şirketlerin de altın talepleri tüm zamanların en üst seviyesine ulaştı.
Mayıs seçimlerinin ardından yeni ekonomi yönetiminin uyguladığı parasal sıkılaşma politikaları sonucunda altın ithalatına yönelik kısıtlamalar getirildi. Bu tedbirlerin etkisi, 2024 yılının ilk iki ayına dair verilerde belirgin bir şekilde gözlemlendi.
EN DÜŞÜK SEVİYEDE
Borsa İstanbul Kıymetli Madenler Piyasası üzerinden yapılan altın ithalatı, Ocak ve Şubat aylarında bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 80'e varan bir düşüş yaşadı. 2023 yılında aynı dönemde 125 bin 783 kilogram olan altın ithalatı, 2024 yılında ise 22 bin 739 kilogramla son 50 yılın en düşük seviyesine geriledi.
KISITLAMA GETİRİLMİŞTİ
Temmuz ayında alınan tedbirlerle birlikte Türkiye-AB Gümrük Birliği kapsamı dışındaki ülkelerden yapılan altın ithalatına yüzde 20 oranında vergi getirilirken, Hazine ve Maliye Bakanlığı da kota uygulamasını genişleterek yurt dışından altın alımında bildirim şartı getirdi.
Bu önlemlerin ardından, Eylül ayında ithal edilen altın miktarı 14 bin 961 kilograma gerileyerek en düşük seviyeye ulaştı. Özellikle Ağustos ayında görülen 21 bin 223 kilogramlık ithalatın büyük ölçüde azalmasında, kısıtlayıcı politikaların etkisinin büyük olduğu belirtiliyor.
Maliye Bakanlığı tarafından alınan son kararlar arasında, şirketlerin yurt dışından yapacağı altın alımlarına 25 kilogramlık üst limit getirilmesi de bulunuyor. Bu uygulama ile sektördeki altın ithalatının kontrol altına alınması hedefleniyor.
ARZ SORUNU YAŞANACAK MI?
Ancak, altın üreticileri ve kuyumcular, bu kısıtlayıcı politikaların genişletilmesi durumunda arz sorunlarıyla karşılaşılabileceğini ve altın alım-satım işlemlerinde makasın artabileceğini ifade ediyorlar. Bu durumun, altın piyasasında dengesizliklere ve talebin karşılanamamasına yol açabileceği endişesi taşınıyor.