tv100.com''daki köşesinde "300 milyonluk saat paketinden neler çıktı neler" başlıklı yazısında Barış Yarkadaş şunları yazdı:
Türkiye, çarşamba gününden beri Ziraat Bankası’nın çalışanlara dağıtmak üzere aldığı 300 milyon tutarındaki saatleri konuşuyor. Başta Sözcü olmak üzere, Korkusuz, Medyatava, Yerelin Gündemi, Gerçek Gündem, T24, Diken, Yeniçağ, ODA TV, Medyaradar, Halk TV ve TELE 1, bu skandalı okurlarına duyurdular. Böylece, milyonlarca kişi, kamu kaynaklarının nasıl çarçur edildiğine bir kez daha şahit oldu. Ayrıntılarını ilk kez bu köşede okuduğunuz saatlerin hikâyesini artık biliyorsunuz… Gelin şimdi bir de o saatlerin aslında ‘neyi gösterdiği’ne bakalım.
ALTINI KAZIDIKÇA…
Kamu bankası olan Ziraat’in yılın ilk dokuz ayında elde ettiği 25 milyar TL’lik kârın bir bölümüyle çalışanlarına hediye almasında hiçbir sakınca yok. Ben zaten bunu eleştirmiyorum. Keşke her kurum çalışanlarına bu tür jestler yapsa… Ancak burası Ziraat gibi bir kamu kurumu olunca, işin rengi değişir. Ziraat Bankası çalışanlarına ''pahalı'' bir hediye verecekse, bunun tüm süreçlerinin şeffaf olması gerekir.
SORULAR… SORULAR… SORULAR
Örneğin; Ziraat Bankası yönetimi 300 milyon TL’lik alımı yaparken, neden bir İsviçre markası olan Longines’i tercih etmiştir? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ısrarla vurguladığı ‘’yerlilik ve millilik’’ nerede kaldı? Bu markanın tercih edilme sebebi, Longines’in Türkiye’deki yetkili satıcısının AKP Akyurt Belediye Başkan adayı Satılmış Gürbüz olması mıdır? Kamu bankasının, AKP’li bir belediye başkan adayının şirketinden 15 bin adet saat alması ne derece etiktir? Bu saatler nasıl alınmıştır? İhale yoluyla mı yoksa ‘doğrudan alım'' yöntemiyle mi?
SADECE MEMURLARA DEĞİL…
Ziraat Bankası bu sorulara hâlâ cevap vermedi. O halde sorulara devam edelim: Piyasa etiketi 31 bin TL olan bu saatlerin, bankanın Yönetim Kurulu Üyelerine verildiğini de öğrendim. Birçoğu AKP eski milletvekili ya da yöneticisi olan bu isimler, değeri 31 bin TL olan bu saatler kendilerine getirildiğinde hiç mi rahatsız olmadılar? Eğer bir cevapları varsa, köşem cevaplarına açıktır…
HEP AYNI MARKA…
Öte yandan, 300 milyonluk saat meselesinin sadece Ziraat’le sınırlı olmadığı bilgisini de edindim. Meğer diğer kamu bankaları da aynı marka saati çalışanlarına vermiş, veriyormuş ve verecekmiş… Aynı marka saat, bazı özel bankalar tarafından da çalışanlarına hediye olarak dağıtılıyormuş. Bu bilgiyi Öz Finans Sendikası Başkanı Ahmet Eroğlu’nun gönderdiği mesajdan öğrendim.
SENDİKA BAŞKANI NE DİYOR?
Başkan Eroğlu, Ziraat Bankası yönetiminin verdiği hediye saatleri ‘’bir kazanım’’ olarak gördüklerini belirtiyor. Uygulamanın diğer bankalar tarafından hayata geçirilmesini de istiyor. Yukarıda da ifade ettim… Ben hediye verilmesine değil; hediyenin alım sürecindeki yönteme itiraz ediyorum. Süreçlerin şeffaf olmadığını söylüyorum. “Banka saat vermek yerine bu parayı çalışanlarına dağıtsa daha anlamlı olurdu” diyorum…
YOKSULLUĞUN GÖSTERGESİ
Meseleyi böyle özetledikten sonra, gelelim asıl meseleye… Önceki gece tv100’de de söyledim… Sevgili Erdoğan Aktaş da son yazısında vurgulamış: Bir banka düşünün ki; 25 milyar TL kâr etmesine rağmen, çalışanlarına verdiği hediye saatler, paketi bile açılmadan internette haraç-mezat satışa çıkarılıyor. Üzerinde ısrarla durulması gereken ‘yoksulluk’ gerçeği işte budur. Bir yanda 10–12 bin TL maaşla çalışmaya mahkûm edilen Ziraat Bankası personeli, diğer yanda Genel Müdürlük, Ziraat Bankası ve Ziraat Katılım Yönetim Kurulu Üyeliği bulunan ve 300 bin TL maaş alan Alpaslan Çakar gerçeği var… Ki; sorularımıza ısrarla cevap vermekten kaçınan Çakar’ın yeni yıldaki maaşının net 500 bin TL’ye ulaşacağını da şimdiden söyleyeyim…
MEMURLAR NE İSTİYOR?
Ziraat’te yaşanan saat skandalını yazmamın ardından, onlarca memurdan mail geldi. Hemen hemen her memur, “10 bin TL maaş alıp 31 bin TL’lik saat mi takacağız? Millet güler bize… Bizim saate değil, ete, süte, peynire ve insanca yaşamaya ihtiyacımız var” diyordu. Mesele ne kadar basit aslında değil mi? Saat sadece zamanı değil, ‘zamanın ruhu’nu da yansıtıyor. Ziraat’in saati sadece zamanı değil, aynı anda yoksulluğu, şatafatı, israfı ve yandaş kayırmayı da gösteriyor.