Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz'dan mutasyon uyarısı

Sağlık Bakanlığı korona virüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, virüsün geçirdiği mutasyonların tespit edilebilmesi için, belli periyotlarla virüs sekanslaması denilen bir gen taraması yapılması gerekliliği üzerinde durdu.

Türkiye’de şimdiye dek maalesef düzenli olarak virüs sekanslaması yapılamadığını söyleyen Prof. Dr. Yavuz, “Türkiye'de virüs sekanslamasını yapan bildiğim birkaç merkez var ama düzenli yapılmıyordu” diyerek, bu genetik değişimlerin PCR sonuçlarını da etkileyebileceğine dikkati çekti.

"VİRÜSÜN 3 GENETİK BÖLGESİ BULUNUYOR"

Prof. Dr. Yavuz, virüsün belli gen bölgelerini tespit etmek üzere tasarlanan PCR testlerinin, virüsteki genetik değişimlerden sonra bu bölgeleri göremediği için yalancı negatif sonuçlar verebildiğine işaret etti. İngiltere’deki mutasyonun da bu şekilde tespit edildiğine işaret eden Prof. Dr. Yavuz, “Türkiye'deki PCR testlerinde bu genetik mutasyonlardan kaçış yönünde şimdilik herhangi bir sıkıntı yok. Ama mesela İngiltere'de bunu tespit için kullanılıyor şu anda. Diyelim PCR testinde virüsün 3 genetik bölgesi kullanıyorlar; değişim nedeniyle bir tanesinden kaçış oluyordu. (Semptom, hastalık olduğu halde) Negatif çıkıyordu sonuçlar. Oradan yakaladılar zaten şüphelenip. Doğru tanı için bunların tabii ki düzenli olarak takip edilmesi lazım. Dünya Sağlık Örgütü de zaten bunu öneriyor” şeklinde konuştu.

"YENİDEN ENFEKSİYON ORANI ÇOK NADİR"

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, aşıyla ilgili oluşan soru işaretlerine değinerek şunları söyledi:

“Öncelikle, hastalığı geçirenlerin şu ana kadar yapılmış çalışmalarda genellikle 6 aya kadar bağışıklığının kaldığı düşünülüyor. Çok nadir yeniden enfeksiyon olma oranı. Çok çok düşük. O nedenle genellikle hastalığı geçirenlerin 6 aydan önce aşılanmalarına gerek yok deniyor. Dünyada da genel bilgi olarak bu şekilde. Biz de ilk 6 ay zaten aşılamayacağız. Vatandaşların antikor baktırmasına da gerek yok zaten herkesin antikorlarına bakılması da çok uygulanabilir bir şey değil. Ancak sağlık çalışanlarında durum farklı. Özellikle hafif geçirenlerde, antikor oluşmuyor ya da çok az oluşuyor. Bu durumda da T hücre yanıtı dediğimiz savunma mekanizması ile de korunabiliyoruz. Ama sağlık çalışanlarının virüse maruz kalma riskleri çok yüksek. O nedenle de istemeleri halinde ön safhada çalıştıkları için, hastalığı geçirmiş olsalar da aşılanacaklar.”

“ÖNCELİĞİMİZ OKULLARI AÇMAK OLMALI”

Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz önceliğin okulların açılması olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:

"Şimdiki bilgilerimizle toplumun ancak yüzde 70’inin aşılanmasıyla toplumsal bağışıklıktan söz edilebileceğini ve bunun da yıl sonunu bulabileceğini belirten Prof. Dr. Yavuz, bu yıl da önlemlere devam etmek zorunda olduğumuzun altını çizdi. Kısıtlamaların ise ancak Şubat ayından sonra gevşetilmeye başlanabileceğini söyleyerek burada da önceliğin okulların açılmasına verilmesi gerektiğini belirtti ve sözlerini şöyle noktaladı: “6 aydan önce bunu (toplumsal bağışıklığı) sağlamak mümkün değil. Hatta yıl sonunu bile bulabilir. Biz öncelikle okulları açmayı hedefliyoruz. Günlük vaka sayıları on binlerden biraz düşüp de test pozitiflik oranlarımız yüzde 5’in altına indiğinde bunu düşünebileceğiz. Yani rakamların günlük binlerin altına indiğini görmemiz gerekiyor. Ancak o şekilde okul açarak serbestleşmeye gitmek gerekiyor. Şu an çocukların durumu gerçekten çok kötü. Eğitim yönünden çok eksik kaldılar. Çok sıkıntılı bir durum. Bana kalırsa önceliği okullara vermek gerekiyor. Bunun da Şubat'tan sonrası için olabileceğini düşünüyorum. Bu dönem zaten herkes için kayıp bir dönem oldu.”(DHA)

 

Sağlık Haberleri