Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Uşak'taki İmam Hatipler Kurultayı'nda “İmam hatip okullarını, alternatif model olarak tüm dünyada insanlığın hizmetine sunacağız. Bu potansiyele sahibiz.” şeklinde açıklama yapmıştı. Tekin’in açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ise, Öğretmenlerin idealist olmadığını, birçoğunun memur olmak için öğretmenliği seçtiğini belirtmişti.
Karar yazarı Akif Beki, gerek Tekin gerekse Bilal Erdoğan’ın açıklamalarını kaleme aldı. Beki, konuya ilişkin “Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikisini de duymasın. Kulağına giderse kızabilir” yorumunu yaptı.
Beki “Nereden mi çıkarıyorum?” diyerek köşesine şunları yazdı:
“Bir: Erdoğan’ın, 2018 Kültür Sanat Özel Ödülleri Töreni’ndeki konuşmasından.
“Eğitim ve kültür konusunda niye nispeten geri kaldığımız hususunda hep hayıflanıyorum. Demek ki bir şeyleri eksik bırakmışız” demişti.
Ekonomide şahlanmış, Türkiye Yüzyılı başlatmış hâlimiz buysa geri kaldığımız eğitimde hangi hâldeyizdir, siz düşünün.
İki: 2020 İbn Haldun Üniversitesi açılışında söylediklerinden.
18 yılda her alanda tarihi başarılara imza attıklarını, ancak eğitim ve kültürde arzu ettikleri ilerlemeyi sağlayamadıklarını belirtmişti.
Erdoğan, şu sözleri sarf etmişti:
“Genç nüfusumuz fazla. Eğitim öğretim görüyorlar ama yetişmiş insanlara sahip değiliz. Geleneksel eğitim öğretim zayıflarken yerine daha iyileri konulamamıştır. Bunun için önümüzdeki dönemde eğitimde bir değişim, reform olacaktır.”
Son 3 yılda millete çaktırmadan eğitimimiz uçuruldu, bir reform yapıldıysa ayrı tabii.
O zaman Bakan Bey’in yüksekten uçtuğunu söylemek haksızlık olur.
‘Bize lâzım olan, ele haram’ da diyemeyiz öyleyse.
Başarılı okullarımızın sırrını insanlıktan mı esirgeyeceğiz, dünya da faydalansın.
Yalnız; Cumhurbaşkanı’na göre mezunlarımız okuyor ama yetişmiyormuş.
Boş yani verdiğimiz diplomalar. Kuru hamasetle de dolmuyor. O ne olacak?
Ve üç: Erdoğan’ın, 2019 eğitim öğretim yılı açılışında öğretmenlerle ayrımsız gurur duymasından.
“İsteyen öğrencilerin, Türkiye’deki tüm okullarda mukaddes Kur’an-ı Kerim’i ve Hz. Peygamber’in hayatını öğrenme imkanına kavuştuğunu” hatırlattıktan sonraydı.
Sözü; öğretmenlerimizin, geçim kapısı diye değil peygamber mesleği diye öğretmenliği seçtiğine getirmişti.
“Bir ay önce yüreği kıpır kıpır, idealist 20 bin genç öğretmenimizi görevlerine başlatmanın gururunu yaşadık” diyordu.
Onun için, Erdoğan o lâfları duymasın…”