Kastamonu'da, selin vurduğu Bozkurt ilçesinde Ezine Çayı'nın taşıp, sel suyunun yükselmesiyle Ölçer Apartmanı yıkıldı. Yaz tatili için İstanbul'dan memleketleri Bozkurt'a gelen ve binanın 3'üncü katında oturan Şengül Kuş, kızı Senanur Kuş ile ikiz yeğenleri Ayşe ve Kerem Özdoğan (7) kayboldu.
Senanur Kuş'un, sular yükseldiğinde henüz bina yıkılmadan önce saat 17.24'te aile bireylerinin bulunduğu 'WhatsApp' grubuna 'Dua edin bize' mesajını yazdığı ortaya çıktı.
"MESAJDAN SONRA HABER ALAMADIK"
Yıkılan binanın önünde umutla bekleyen Şengül Kuş'un yengesi Münevver Gencek, görümcesi ve yeğenlerinin sele kapıldığını söyleyerek, "Görümcem Şengül Kuş ile kızı Senanur Kuş, binanın 3'üncü katında oturuyorlardı. O sırada bir üst katta oturan diğer görümcemin torunları ile aynı evdeydiler. Sel sırasında telefonla konuştuk. Aile 'WhatsApp' grubumuzdan mesajlaştık. Senanur'un bize son mesajı 'Burası çok kötü, dua edin bize' oldu. O mesajdan sonra da bir daha onlardan haber alamadık. 2 gündür burada umutlu bir haber bekliyoruz" diye konuştu.
Sel felaketinin yaşandığı Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde Ezine Çayı kenarındaki 8 katlı Ölçer Apartmanı yıkıldı. Yaz tatili için anneleri Arzu Yücel ile İstanbul'dan gelen 12 yaşındaki ikizler Ecrin ve İclal Yücel, babaanneleri Ayşe Remziye Yücel ve dedeleri Nadir Yücel binanın çökmesiyle sel sularında kayboldu. Arzu Yücel ise çayda su seviyesinin yükselmesi nedeniyle otomobilini çekmek için evden çıkınca kurtuldu.
Binadan çıktıktan sonra çayın taşması üzerine bir daha eve giremeyen ve ikizlerinden ayrılan Arzu Yücel, yıkılan binanın enkazı önünde bekliyor. Kızları, annesi ve babasının selde kaybolduğunu öğrenince İstanbul'dan gelen Ramazan Yücel ise selin başladığı andan itibaren 5 saat boyunca kimsenin müdahale etmediğini söyleyerek "Bunlar bina yıkılana kadar bu şekilde binada mahsur kaldılar. Ne bir yardım ne kurtarma, kimseler yardım etmedi" dedi.
Arzu Yücel, çaydaki su seviyesinin yükselmesi üzerine belediyenin araçları yüksek yere çekmeleri için anons yaptığını bu nedenle evden çıktığını anlatarak, "5'inci katta oturuyorduk. Yaz tatili için geldik buraya. Bize evi boşalttırmadılar. 11.30'da belediyenin arabası geldi, anons ettiler. 'Çay taşabilir' dendi. Dışarı çıktım. 12.00'de çay taştı. Akşam 17.30'a kadar dışarıda bekledim. Çocuklarıma el salladım, balkondalardı, bize bakıyordu, el sallıyorduk. 'Bina yeni, çökmez' dediler. Telefonla konuştuk, bana balkondan el salladılar; 'anne biz iyiyiz merak etmeyin, kendinize bakın' dediler. Her şeyleri gördü gözlerim. Hiçbir şeyler yapamadık biz. Bize 'arabaları yükseğe çıkarın' dediler, 'canlarınızı, evlatlarınızı kurtarın' demediler. 5 dakika içinde ben onların hepsini alırdım" diyerek gözyaşı döktü.
Kızları, annesi ve babasının selde kaybolduğunu öğrenince İstanbul'dan gelen Ramazan Yücel "Sel felaketi öncesinden burada anons yapıyorlar 'dere kenarındaki araçlarınızı buradan kaldırın' diye. Eşim aracını dere kenarından kaldırıp arka sokağa park ettikten sonra derede ciddi anlamda su birikintisi geliyor ve eşim binaya giremiyor. Karşı binanın merdivenlerinden sadece çocuklarımı balkondan izlemekle kalıyor. Annem, babam ve çocuklarım dışarı çıkamıyor; eşim de binaya giremiyor. Bunlar bina yıkılana kadar bu şekilde binada mahsur kaldılar. Ne bir yardım ne kurtarma, kimseler yardım etmedi. Bina yıkıldıktan sonra helikopter geliyor. Havada uçuş yapıyor. Bizim binamız 3 yıllık bir bina. 'Yeni bina, yıkılmaz' dediler. Bu inşaatlara nasıl izin veriliyor? 3 yıllık bir bina nasıl bu hale geliyor? Neden 'arabanızı alın' deniyor da 'binaları boşaltın' denmiyor" ifadelerini kullandı. (DHA)