Elektronik bankacılık sistemini kullandığınız hesaplara kaynağını bilmediğiniz ve nereden geldiği belli olmayan bir paraysa bu mesaj sizi hapse bile gönderebilir.
Tanımadığınız bir hesaptan para aldığınızda ve bu parayı geri iade etmemeniz durumda Borçlar kanununa göre sebepsiz zenginleşme hükümleri devreye giriyor. Yaşanılan bu durum 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nda düzenlendi.
Bu maddeye dayanılarak ikametgahındaki asliye hukuk mahkemesinde dava açılıyor. Kişinin hesabına bilmediği yerden bir para geldiğinde hızlıca o parayı bankaya bildirmesi gerekmekte. Diğer türlü sebepsiz zenginleşme sayılacak.
Eğer hesap icralık ise ne olur?
Yanlışlıkla göndermiş olduğunuz hesap icralık ise o zaman gönderdiğiniz parayı almak bir hayli zorlaşıyor. Hesap icralıksa veya borca batıksa o hesaba yapılan para transferi en kötü durum.
Ticaret mahkemesinde paranın yanlışlıkla gönderilen kişinin alıcıya karşı borçlu olmadığının tespit edilmesi. Yanlışlıkla gönderilip bankanın uhdesine geçtiği halde paranın iade edilmemesi sebebi ile istibdat davası gibi dava açılması gerekir.
Paranın gittiği hesap sahibine bankanın dahi ulaşılamadığı durumlarda öncelikle ihtar çekerek karşı tarafı temerrüde düşürmek en doğrusu. Yani ihtar sonucu parayı ödemezse ilamsız icra takibi yapılması ya da sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre dava açılması gerekiyor.
Sebepsiz zenginleşme davası açılıp icra takibi yapılması lazım. Eğer banka da karşı tarafın hesabına bloke koymuyorsa hesap sahibine ulaşmıyorsa hesap sahibine ulaşılmasını engelliyorsa o zaman suç duyurusu yapılmalı.
Hem alıcı şahsın hem de bankayı şüpheli göstermek kaydıyla harekete geçebilirler. Dava ve şikâyet hakkı var. Hatta eğer bu kamu bankasıyla kamu görevlisi olarak bizzat muhatap olunan bankacılar hakkında görevi kötüye kullanma görevi ihmal ve bankacılık kanunundan doğan diğer suçlar da eklenebilir. Yani hem şikâyet hem dava hem de icra takibi hakkı var.