Ataklı, İbrahim Kalın ile ilgili kaleme aldığı bugünkü yazısında "Tüm istihbaratın başındaki kişi mi?" diye soran Ataklı Devamında “Çünkü Kalın, danışman- sözcü ve büyükelçi sıfatları taşıyor” ifadelerini kullandı.
Can Ataklı’nın ‘Biden olmadı Sullivan verelim’ başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:
“Ankara adına Amerika ile ilişkileri yürüten kişi Erdoğan’ın sözcüsü İbrahim Kalın.
Gerçi Türkiye’nin başta dış ilişkileri olmak üzere yönetimin her alanında İbrahim Kalın var.
Ancak Kalın’ın “resmi statüsünü” anlamak biraz zor.
Çünkü Kalın, danışman- sözcü ve büyükelçi sıfatları taşıyor.
Buna karşı Türkiye’nin en gizli ve önemli konularında hep bu isim başrolde oluyor.
Örneğin herkes New York’tayken İbrahim Kalın atlayıp Washington’a gitmiş ve Beyaz Saray’da Amerika Ulusal Güvenlik Danışmanı ile görüşmüş.
Peki Amerika Ulusal Güvenlik Danışmanı mıdır İbrahim Kalın’ın muhatabı?
Bir süre öncesine kadar MİT Müsteşarı çok ön plandaydı.
Beyaz Saray’daki toplantılara bile götürmüştü Erdoğan, Hakan Fidan’ı.
Şu sıralar pek ortalarda görünmüyor ya da bize göstermiyorlar, bilemem tabii.
Ancak şunu biliyorum, devlet yönetimi keyfe keder yapılıyor.
Gerçek anlamdaki devlet görevlileri adeta göstermelik gibi, bütün işler tam anlamıyla resmi sıfatı olmayan kişiler tarafından yapılıyor.
Gerçi diyeceksiniz ki “Biden’la yapılan ve çok önemli kararların alındığı ikili görüşmede bile devletin bir görevlisi değil, üniversite öğrencisi bir kız çocuğu yaptı tercümanlığı. Bu kız şu anda kimsenin bilmediği sırları biliyor.”
Haklısınız tabii.
Erdoğan sonrası bütün bunlar da büyük sorun yaratacak, bunu da bilelim.”