CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tv100 özel yayınında Kerem Kırçuval'ın sorularını yanıtladı. İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından önemli satır başları...
* İYİ Parti ile ittifakta çatlak var mı?
* Cumhurbaşkanı adayı olacak mı?
* Balıkçıdaki görüşmeden haberi var mıydı?
* HDP, Millet İttifakı'nda yer alacak mı?
* Dış politikadaki hatalar nedir?
* Samsun'da yaşanan provokasyon neden yapıldı?
* Yeni belgeler açıklayacak mı?
* Enflasyon rakamları için ne düşünüyor?
* Mavi Vatan konusunda görüşü ne?
* Seçim barajı için ne düşünüyor?
"BİR AKIL TUTULMASI VAR"
Kılıçdaroğlu, Samsun'da Atatürk Anıtı'na yönelik saldırıya ilişkin, "Bunlar gündemi değiştirmeye yönelik olaylar. Vatandaşın gündemi perişan. Mutfağında yangın var. Bu ülkeyi kurtaran kişi, sadece bizim değil bütün mazlumların önderi olan bir kişi. Hangi gerekçeyle bunu yaparlar? Bir akıl tutulması var" dedi.
Kılıçdaroğlu ihalelerde yolsuzluk iddiasına ilişkin, "Yolsuzluk deyince toplum artık bunu yadırgamıyor. Herkes buna aşina. Yolsuzluğu çok fazla dile getirince bizim oylarımız artacak diye bir şey yok" ifadelerini kullandı.
Devletten en çok ihale alan beş şirketle ilgili Kılıçdaroğlu, 'Beşli çete' olarak adlandırdığı şirketlerle görüşme yapmadığını dile getirdi. Dolaylı yoldan gelen görüşme teklifini reddettiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, Diyabakır'a gittiğinde HDP İl Binası önünde nöbet tutan çocukları PKK tarafından kaçırılan ailelerle de görüşeceğini ifade etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, yoksulluğun büyük ölçüde arttığını ve milyonlarca kişinin yoksullaştığını vurgulayarak, bu kışı en azından maddi zorluk yaşayan vatandaşların kışı rahat geçirmeleri hedefiyle doğal gaz ve elektrik paralarının ödemeleri çağrısında bulunduğu kaydetti.
İTTİFAKTA ÇATLAK VAR MI?
Millet İttifakı'nda bir çatlak yok. Milletvekilleri elbette kendi görüşlerini söyler, biz saygı duyarız. Kimse kimseye mahkum ve mecbur değildir, bunu ortaya koymalıyız. İttifakı oluşturan bileşenler özgür iradeleriyle hareket eder. Kendi özgür irademizle ülkeye adaleti getirelim, parlamenter sisteme dönelim, hukukun üstünlüğünü sağlayalım amaçlarıyla bir araya geldik. Tüm partilerin kendi iç tüzüğü var ama ülkemizde bozulan dengeler var. Bütün bu dengeleri yeniden inşa edebilmemiz lazım, biz bu çıkışları demokrasi çerçevesinde değerlendiriyoruz. Önemli olan genel başkanların konuşmasıdır, milletvekillerinin değil. Biz genel başkanlar olarak gayet rahat konuşabiliyoruz bu da bizim açımızdan çok önemli. Millet İttifakı kendi içinde tutarlılığı olan görüş birliği sağlamış bir ittifak. Çok yakında altı lider bir araya geleceğiz.
Kılıçdaroğlu seçilirse nerede yaşamak isteyeceği sorusu üzerine kendi evinde oturmak istediğini ve külliyeye asla çıkmak istemediğini söyledi.
Erdoğan, İstanbul'u kaybettiğini bir türlü içine sindirilmedi.
Ekrem İmamoğlu kazanmanın ötesinde başarılı bir belediye başkanlığı performansı da sergiledi. Duran bütün metro yatırımlarının kaynağını bularak sözleşmelerini imzaladı. 10 ayrı yerde 10 ayrı metro inşaatını birden başlattı. Yolsuzlukların da üzerine gitti. Yolsuzlukların üzerine gitti. AK Parti'nin yönetiminde ya da kadın kollarında görev alan kişilerin dolar bazında burs alarak nasıl yurt dışına gittiklerini ortaya çıkardı.
Her kar yağışından sonra kentte olağanüstü bir durum vardır. İmamoğlu Büyükelçi'ye söz vermişti. Katıldığı yemekten haberim vardı. Ekrem İmamoğlu gidip dozerin başında mı duracaktı? Hayır, yönetecekti orayı.
Binlerce kişi havaalanında sloganlar attılar. Binlerce kişi Türkiye'nin itibarını sorguladı. Binlerce kişi THY'nin ne kadar yetersiz olduğunu gördü. Binlerce kişi o havaalanının ne kadar kötü bir havalanı olduğunu gördü. Karayollarına ait olan aks tıkanınca açmak için sayın Vali Ekrem İmamoğlu'na telefon edip "Burayı da açar mısın" dedi. Bunlar hiç konuşulmadı.
BAHÇELİ'YE 'İSTİFA' YANITI
Devlet Bahçeli'nin "İmamoğlu görevden affını istemelidir" şeklindeki sözleri hakkında da konuşan Kılıçdaroğlu, "Neden affını istiyor beyefendi? Ekrem Bey'i siz mi göreve getirdiniz? Ekrem Bey'i göreve İstanbul halkı getirdi. Buyursunlar anket yapsınlar, İstanbul halkı Ekrem Bey'i seviyor. Ekrem Bey onların düşündüğünden çok daha fazla çalışıyor" dedi.
Ben zaten "Telefonlarımız dinleniyor" diye söylüyordum ama izlendiğimizi de düşünemiyordum. Bu kadar da olmaz diye. Mobese de gösterdi ki izleniyoruz. Bu da devletin parti devleti olduğunu gösteriyor. Halkın devleti olmaktan, liyakatli ve adaletli bir devletten olmaktan çıkmış, bir kişinin ve ailesinin şahsi egolarına teslim olmuş bir devlet yapısına dönüşmüş olduğunu görüyoruz. Bunun için bürokratlara çağrı yaptım. Bu suçun üstüne giden yok. Hakimler savcılar kurulunu Saray teslim almış durumda. Bürokrasiye yaptığım çağrı sonrası belgeler, raporlar yağıyor. Ulaştırma Bakanı TV’ye çıkıp açıklama yaptıktan 15 dk sonra bürokratlar gerçek bilgileri bize ulaştırdılar. Çünkü bu ülkede hala dürüst ve ahlaklı çalışan bürokratlar var.
CUMHURBAŞKANI ADAYI MI?
Aslında yaptığım tanım sağduyulu insanların kabul edeceği bir tanım. Cumhurbaşkanının 84 milyonu kucaklaması, insanların inançlarına saygı duyması, günün 24 saati konuşmaması lazım. Cumhurbaşkanı devletin sigortasıdır. Siyasi partiler arasında çıkan tartışmaları çözer, TBMM'nin açılışını yapar ve o açılışta herkesi kucaklayan konuşmalar yapar. Ülkenin adaletle yönetilmesini sağlar, cumhurbaşkanı dediğiniz budur. Bu ben miyim bir başkası mı bilmem, ancak cumhurbaşkanı dediğiniz böyle olmalıdır. Cumhurbaşkanının toplumu kucaklayan ve egosu olmayan biri olması lazım. Cumhurbaşkanının gücü yönetebilmesi lazım.
ADALET BAKANI'NIN DEĞİŞİMİ
"Erdoğan çok iyi bir adam, mükemmel biri ama etrafı kötü" ne derlerse desinler bütün bunların sorumlusu Erdoğan. Devlet ona teslim edilmiş vaziyette. Adalet Bakanları çok fazla konuşmaz. Yeri zamanı geldiğinde haksızlıklara karşı bu doğru değil diye söylerdi. Adalet reformu nasıl olacak diye açıkladılar ve bunların hepsi de doğruydu. Ama bunların hiç biri hayata geçirilmedi. Adalet Bakanı'nın gidişten rahatsız olup çekildiği söylendi.
Devr-i Sabık diye bir ifadeyi doğru bulmuyorum. Devletin adaletle yönetilmesi gerekiyor. İktidar olduğunuz için intikam duygusuyla yola çıkarsanız bunlardan bir farkınız kalmaz. Varsa bir yolsuzluk elbette saptayacaksınız. Belgelerini dökümanlarını koyarsınız, bağımsız yargıya gönderirsiniz. Bir intikam duygusundan yola çıkarak hırsla kinle öfkeyle yola çıkarsanız önce kendiniz kaybedersiniz.
(Erdoğan) O bana istediği soruyu sorsun. Ben ona 5-6 soru sorucam. Yeter ki karşıma çıkma cesareti göstersin ama gösteremez. Arzu ederse soruları önceden de verebilirim. İsterse cevaplarını prompterle hazırlasın.
LİDERLER NE ZAMAN BİR ARAYA GELECEK?
Millet İttifakı kendi içinde tutarlılığı olan görüş birliği sağlamış bir ittifak. Çok yakında altı lider bir araya geleceğiz.
HPD'nin Millet İttifakı'nda olma talebi yok. Bu sürecin böyle olması lazım.
Devlette denetlenmeyen hiç bir kurum yoktur. Her kurum mutlaka denetlenir. Çağdaş demorkrasilerde bu böyledir. Şu anda denetim dediğimiz mekanizme yok. Sayın Erdoğan dedi ki "Biz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne uymayacağız" Anayasayı çiğniyorsunuz. Erdoğan bütün dünyaya, "Bizim ülkemizde anayasa var ama benim kararımdan sonra" demek istiyor.
GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM METNİ
Güçlendirilmiş parlamenter sistem metninde Cumhurbaşkanı'nın görevleri de var. Henüz ortada ittifak oluşturacak bir süreç de yok. Seçim kararı alındıktan sonra ortaya çıkacak bir tablo. Bütün bu çalışmalardan sonra Millet İttifakına evrilebilir.
Bana ihbar gelmiyor. Zaten bana gelmez. Ama ben koruma var, görevli polis arkadaşlar var. Bunlar ellerinden gelen çabayı gösteriyor. Büyük ihtimalle ihbar gelirse polis arkadaşlara duyuruluyordu. Korunma derseniz iyi korunduğumu düşünüyorum.
ENFLASYON RAKAMLARI
Zaten Hazine ve Maliye Bakanı zaten yüzde 50'nin altında olacağını söyledi. TÜİK de 'Enflasyon yüzde 50 olmasın, altında olsun' diye bir açıklama yaptı.
Rakamı küçük gösteriyorlar ama olağanüstü bir problem başladı. Önceden gıdada görüyorlardı, şimdi ev oturup doğal gaz elektrik parası öderken zammı görüyorlar. Kaç kişinin elektriğinin doğal gazının ve elektriklerinin kesildiğini açıklamalarını isterim.
Bu tablo Türkiye'nin kaldırabileceği bir tablo değil. Geçmişte bol miktarda borç aldılar, özelleştirme yaptılar, satacak fabrika kalmadı kimse de para vermiyor.
FAİZ AÇIKLAMASI VE YENİ MEVDUAT SİSTEMİ
(Kur korumalı TL vadeli mevduat hesabı) Özel bankaya ben para vereceğim diyebilir misin' diyemezsin.
Dolar yükselmesin diye iki model denediler. Türk lirasını eriteceğiz, ihracat patlayacak. Cari açık azalacak. Cari açık patladı.
Merkez Bankası'nın politika faizini düşürdüler. Hangi faiz düştü. Kredi faizi mi, ticari kredi mi? Hiç biri düşmedi. "Polika faizi inince bütün faizler inecek, enflasyon düşecek" dediler. Hem faizler yükseldi hem enflasyon yükseldi.
DIŞ POLİTİKA ELEŞTİRİSİ
Libya ile ilişkiler yanlış kuruldu. Taraf olduk, iki tarafı barıştırmalıydık.
Suriye ile barışacağız. Suriye ile bütün sorunları çözeceğiz. Suriyeliler ülkelerine dönecek.
Rusya 33 askerimizi şehit etti. Hesap sormak yerine hesap vermeye gidildi.
Türkiye'yi kimse ciddiye almıyor artık. Erdoğan'ı kimse ciddiye almıyor artık. Dış politika milli olmak zorundadır. İktidarın muhalefeti olmaz dış politikada. Senin Suriye'de ne işin vardı? Egemen güçlerin talimatıyla oraya girdiniz. 3 milyon 600 bin Suriyeli bizde şimdi. "Biz verdiğimiz sözü tutamadık, çekiliyoruz buradan" demeleri gerekiyordu. "Biz hala burada kalacağız" diyorlar.
Toplum büyük bedeller ödedikten sonra farkında oluyorsunuz. Tarihin derinliklerini bilmiyorsunuz. Olayları kavrayamıyorsunuz. Bilgiden yoksunsunuz. Şunu bir deneyeyim diyorsunuz duvara çarpıp dönüyorsunuz. Bundan Türkiye'nin çıkması lazım.
Ukrayna-Rusya meselesinde Türkiye tarafsız bulunmalı, tarafları sağduyuya davet etmeli. Onlar isterse arabulucu olursunuz. Biz arabulucu olalım dediğinde Rusya'da televizyonlar dalga geçiyorsa bu iş olmaz. Bugüne kadar hangi işi çözdün ki bu kadar temel bir sorunu çözeceksin.
Biz zaten her halükarda NATO üyesiyiz. Coğrafi konum itibarıyla önemli bir parçasıyız.
"BEYLİK LAFLARLA BU İŞ OLMAZ"
Yunanistan'la oturup konuşmamız lazım. Türkiye yüzde 100 kazanır, hiç bir tereddütüm yok. Yunan adalarının mülkiyetinin yine uluslararası hukuk çerçevesinde konuşulması lazım. 21. yüzyıldayız. Uluslararası hukuk sadece bizi değil İngiltere'yi de etkileyecektir. Peki ne olacak? Bizimle ilgili karar verirken bütün bunları düşüneceklerdir. Hukuktan korkmamamız gerekiyor. Beylik laflarla bu iş olmaz.
ERKEN SEÇİM OLUR MU?
Ben sonbaharda seçim olacağını düşünüyorum. Kara kıştan çıkarken bir seçimi tercih etmez Erdoğan. Tercih kendisine ait sonuçta bu sandık gelecek milletin önüne. Vatandaşa duyurum; sağduyulu olun, sakağa çıkmak için tahrik edeceklerdir.
Başkaları aday olmak istiyorsa buyursun gelsin. Millet herkese boyunun ölçüsünü versin. Bu tartışmalar artık geride kalmalı. Bir karabasandan Türkiye'nin kurtulması lazım. Bütün alanlar tahrip edildi. Duygular, adalet kurumu tahrip edildi.
SEÇİM BARAJI
Seçim barajı yüzünden teslim alınmıştır Devlet Bahçeli. İndirmem diyor. İndirmesi lazım, çok basit bir şey ama indirmiyor. Cumhur İttifakı getirsin... Biz 7'yi de yüksek buluyor. Gelişmiş ülkelerde oran ne kadarsa bizde de aynı şekilde olmalı. Yüksek baraj doğru değil. Milletin idaresine ortak olmaktır. Bir türlü gelmiyor. Neden gelmiyor bilmiyorum.
MHP milletvekili kanun teklifi vermiş. Sayın Bahçeli'nin bu seçim barajı düşmezse Cumhur İttifakı'nı bozması lazım ama demiyor. Söz veriyorlar ancak bir türlü olmuyor.
EYT VE 3600 EK GÖSTERGE SORUNU
Devletin EYT için kaynağı var. Ama kaynağı nereye kullanacağınız kendi tercihinizdir. (Cumhurbaşkanının "Devleti batırmam" sözüne karşılık) Devleti zaten batırdınız. Siz hatalı adımlar atarsanız bunlar düzelir mi? Asla düzeltmezler, oradan besleniyorlar. Ama bu kardeşiniz düzeltecek. Gidiyorsun dolarla borçlanıyorsun, liralaşma yapacağım diyorsun. Yollar köprüler ve her şeyi öyle yaptın. Sanki ben yapmışım gibi lanse ediyorlar. Tam bir akıl tutulması. Bunları biz düzelteceğiz. Bunları onlar düzeltemez, bunun için kapasiteleri yok. 3600 ek gösterge ve EYT sorununu biz çözeceğiz sözümüz var.
Kılıçdaroğlu, Kerem Kırçuval'ın kendisine dair soruları da yanıtlayarak, kitap okumak için yeterli zamanı bulamadığını ifade etti. Kırçuval'ın, "Dizi izliyor musunuz? Mesela La Casa De Papel isimli bir dizi vardı" şeklindeki sözlerine, "Türkiye zaten bu diziyi yaşıyor. Hala 128 milyar doların nereye gittiğini bilmiyoruz" diye yanıt verdi.