Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin genel merkezinde basın mensupları ile bir araya geldi.
Gazetecilerin sorularını cevaplayan Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Soru: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 'Sözcü gazetesini satın almayın' çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Bunu Erdoğan’ın çaresizliği olarak değerlendiriyorum. Gazeteyi okumayın ne demek? Düşünceye karşı olmak demek? Doğrular kendisine anlatıldığında, doğruya karşı olmak demek? Her türlü eleştiriye saygı duymamız lazım. Medyadan istediğimiz haberi objektif bir şekilde vermesi. Eleştirinin olmadığı bir Türkiye felakete doğru sürüklenir."
Soru: İlker Başbuğ’un 27 Mayıs’la ilgili bir açıklaması oldu ve ardından CHP’ye yönelik darbe suçlamaları gelmeye başladı, bu konu hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
"Arkadaşlar 20 Temmuz’dan bu yana Türkiye bir sivil darbe ile karşı karşıya zaten. Biz hiçbir darbenin yanında durmadık. Kenan Evren ne yaptıysa aynısını şu an bu iktidar yapıyor. Şu an Türkiye bir sivil darbe ile karşı karşıyadır. 20 Temmuz’dan bu yana darbe süreci aynen devam ediyor."
Soru: Sizce iktidar Boğaziçi Üniversitesi’nin kampüsüne neden kelepçe taktı? Üniversiteye nasıl bir desteğiniz olacak? Akademik özerklik konusunda sizin projeniz var mı?
"Az önce söyledim. Türkiye bir sivil darbe ile karşı karşıya, YÖK’ü kim kurdu? 12 Eylül darbecileri. Bugün de aynı süreç devam ediyor. Rektör atamaları da 12 Eylül’deki gibi, tek fark var partili olması gerekiyor rektörün. Akademik özerklik çok önemli. Bilim üretilen yerlerde akademik özerklik vardır. Akademisyenler bildiri okudukları için üniversiteden atılıyorsa, o ülkede darbe sürecinin devam ettiği ortaya çıkar."
Soru: Ömer Çelik, “Bir kişinin siyasi kimliğinin olması suç değildir” dedi. Protestolarla ilgili de bazı CHP’lilerin yer almasını siyasallaştırılıyor” dedi. Siz ne düşünüyorsunuz bununla ilgili?
"Erdoğan göreve gelmeden önce, cumhurbaşkanı üniversitenin seçtiği 3 adaydan birini rektör olarak seçiyordu. 20 Temmuz’dan sonra Erdoğan tek başına seçiyor. Bu uygulamanın darbeden bir farkı bulunmuyor."
Soru: Emekli ve memurların zam oranı belli oldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
"18 yılın sonunda Türkiye bir ekonomik ve sosyal buhranla karşı karşıya. Türkiye öyle bir noktaya geldi ki, borcun faizini ödemek için de borçlanmak zorunda. Ana paradan bahsetmiyorum. Peki bu borçların ödenmesini hangi toplumsal sınıflar üstlenecek? Paralar kimlere verilmiyor? Esnafa, memura, işçiye, emekliye işsize verilmiyor. Toplumun üreten kesimi ekonominin yanlış yönetilmesinin faturasını ödemek zorunda. AK Parti’nin siyasi tercihi bu yönde. Geniş kitleler bu siyasi tercihe karşı çıkıyorsa, oylarını ve tercihlerini değiştirmek zorundadırlar.
TÜİK’e “Tayyip’i üzmeyen istatistik kurumu” diyorum. TÜİK’e talimat veriyorlar o da yerine getiriyor. Şimdi enflasyonu yüzde 5’e düşürme talimatı verdiler.
Dediklerini yapmayanları görevden alıyorlar. Türkiye'de gerçek enflasyon bilim insanlarının açıkladığına göre yüzde 36, TÜİK’e göre yüzde 14. Metropol geçenlerde bir anket yaptı, ülkenin yüzde 64’ü enflasyonun çok yüksek olduğuna inanıyor. Bilim insanlarının rakamını sokaktaki adam doğruluyor."
Soru: Fikri Sağlar, sizin tepkinizin ardından “Benden kurtulmaya çalışıyorlar” dedi. Ne düşünüyorsunuz bu iddia için?
"Gereksiz bir tartışma ve herhangi bir yorumum da yok. Türkiye’nin gündeminde olmayan bir tartışmayı gündeme getirmenin hiçbir mantısı yok."
Soru: Bazı bakanlar SMA hastaları için başlatılan kampanyayı ‘kirli bir kampanya’ olarak nitelendirdi. Hastalar bu konuda umutlarını tek bir ilaca bağlamış durumda. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Umut her zaman değerlidir. Umudun önüne para konulamaz. Para umudu desteklemek zorundadır. Acaba karşı çıkanlar kendi çocukları aynı pozisyonda olsaydı karşı çıkarlar mıydı? O ailelerin dramını biliyorlar mı? Para her şey değildir. Acı olan bunun bir hekim tarafından söylenmesidir."
Soru: Parlamenter sisteme ilişkin ortaklarınızla bir çalışma yapacak mısınız?
"Güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili çalışmamız var. Parti içinde ve dışında da yetkin insanlar var onların da görüşlerine başvuruyoruz. Gelecek Partisi çalışmasını bize getirdi, diğer partiler de çalışma yapıyor. Tüm partiler bir araya gelip ortak bir çalışma yaparsa daha iyi olur."
Soru: Demokrat Parti’nin Millet İttifakı’ndan ayrılacağı iddia ediliyor, böyle bir duyumunuz var mı?
"Hiç endişeniz olmasın o haberler asparagas. Ben bir kaç gün önce sayın genel başkanla yemekte bir araya geldim ve ilişkilerimiz gayet iyi durumda."
Soru: Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu Millet İttifakı'nda yok, önümüzdeki süreçte ittifakın adı güçlendirilmiş parlamenter sistem olabilir mi?
"Onu bilemiyorum, ben Millet İttifakı'nın sözcüsü değilim. Bütün genel başkanlar eşit düzeyde. Bir araya gelip bu konuyu konuşmamız gerekir. Tek başına böyle bir karar alacak durumda değilim. Sayın Akşener de ilk grup toplantısında parlamenter sistemle ilgili hazırladıkları raporu kamuoyuna sunacak."
Soru: Enflasyon rakamlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Merkez Bankası bugün elektrik ve doğal gaz faturalarındaki zamların önümüzdeki ay enflasyona yansıyacağını açıkladı. Merkez bankasının faiz politikasını nasıl buluyorsunuz?
"Enflasyon artacak öyle görünüyor. Tüketimde de bir düşme bekliyorum. Dolayısıyla burada bir sorun var. Gerçek rakamların açıklanmadığı bir ortamda yorum yapmak zor. Siyasi iktidarın açıklamalarına göre, rakam açıklayan kurumlar inandırıcılığını yitiriyor. Belirli mağazalara gidip, fiyatları da önden indirmeleri talimatını vererek enflasyon rakamlarını açıklıyorlar. Pazara gitseler gerçekleri görecekler.
Faizin artmasının ardından Erdoğan’ın istifa etmesi gerekiyordu. Faiz sebep diyordu. Onun için bir sürü başkanı görevden aldı ama kendisi görevden istifa edemez. Merkez Bankası’nın faizi artırması, Londra’daki tefecilerin galip geldiğini gösterdi."
Soru: Sayın Başbuğ’un “27 Mayıs’tan önce erken seçim olsaydı darbe olmazdı” açıklamasının sizin erken seçim çağrınızla ilişkilendirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Erdoğan’ın birisini düşmanlaştırması gerekiyor. İktidara en yakın parti CHP olduğu için bizi hedef alıyor. Bu onun acizliğini gösteriyor. Korkuyor Erdoğan. Niçin? CHP iktidara geldiğinde devletin nasıl yönetildiğini bütün dünya görecek onun için. İsrafla yolsuzlukla nasıl mücadele edilir? Bunları görecek. Zaten gece de rüyasında en çok beni görüyordur.
Taşeron işçilerin sorununu biz çözdük. Asgari ücreti onlardan fazla biz veriyoruz. Devlet olarak sen veremiyorsun biz belediye olarak veriyoruz. CHP’li belediyeler Erdoğan’ın dışarıdan aldığı faizden daha düşük faizle borçlanıyor. Erdoğan bunların dillendirilmesini istemiyor."
Soru: Diğer Muhalefet partilerinden Çin’in geliştirdiği Sinovac aşısıyla ilgili şeffaf bir süreç yönetilmediği için güvenemedikleri yönünde açıklamalar geldi. Siz ne düşünüyorsunuz Sinovac hakkındaki tartışmalarla ilgili? Siz de aşı olacak mısınız?
"Çin aşısıyla ilgili benim bir açıklama yapmam doğru değil. Bilim insanlarını dikkate almamız lazım. Bence bunu tartışmak yerine, kim ne zaman aşı olacak bunu tartışmalıyız. 5 maskeyi dağıtamayan iktidar aşıyı nasıl dağıtacak. Toplumun önüne bir aşı takvimi koymak zorundalar. Uygar ülkeler bu süreci şeffaf bir şekilde yürütüyor. Almanya vatandaşlarına bir takvim sunabiliyor. Ama bunlar daha maske dağıtmayı beceremediler. Bari toplumun önüne bir takvim koyun. Bu takvime ihtiyacımız var. Aşı gelirse neden olmayalım."
Soru: Erken seçimin ekonomiye olumlu bir etkisi olur mu?
"İktidarın ilk önce yapması gereken, Ekonomik Sosyal Konseyi derhal toplamak. Sorunu yaşayanlara dertleri bu iktidar döneminde sorulmadı. Ülkede bir kişinin görüşü önemli o da Erdoğan. Kibri görüş almaya izin vermiyor. Görüş almak bir erdemdir. Karşıdaki kişiye saygıdır. Bir anayasal kurumdan söz ediyorum. Ekonomik Sosyal Konsey, en son 5 Şubat 2009’da toplandı. Damatla beraber süreci götürüyorlardı. Sonra bütün sorumluluğu damada yıktı. Halbuki damat emirleri yerine getiriyordu. Sorunu çözemezler çünkü; bilgileri, kapasiteleri ve öngörüleri yok. Dünyayı bilmiyorlar. Erdoğan ekonominin ‘E’sinden bile habersiz. Ekonomi tahsili görmüş. İyi ki görmüş, ya görmeseydi!"
Soru: Süleyman Girgin’le ilgili HTS kayıtları incelendi. O kayıtlar da neler var? Girgin’e yönelik iftirayı atan kim?
"Kayıtlarda ne var bilmiyorum. Ama bir iftira var onu biliyorum. İftiranın üstüne gidilmesi gerekir. Önümüzdeki günlerde bu konuda kamuoyu bilgilendirilecek."
Soru: Joe Biden’la birlikte Türkiye’nin dış politikası nasıl etkilenecek?
"Dış politika Türkiye’nin en sorunlu alanlarından biri. Türkiye’nin dış politikasını egemen güçler belirliyor. Erdoğan’ın böyle bir gücü yok. Ülkede, Dışişleri Bakanlığı diye de bir kurum yok. Kim Dışişleri Bakanı? Çavuşoğlu mu, İbrahim Kalın mı, Hulusi Akar mı?
“Papazı bırak” dediler, bıraktı. Putin’in kapısında bekledi. Bu mu dış politika… Egemen güçlerin her şartını koşulsuz yerine getiren bir Erdoğan var. S-400’leri hani aktif edeceklerdi. Erdoğan biz kendimizi savunuruz diyordu. Çavuşoğlu ne dedi? Amerika ile görüşüyoruz. Akdeniz’deki bir gemimizde 5 saat arama yaptılar. Kimse Erdoğan’a ulaşamadığı için 5 saat müdahale edilemedi. Dışişleri Bakanı olsaydı müdahale ederdi. 36 askerimiz şehit edildiğinde koşa koşa Putin’in ayağına koştu. Bu mudur dış politika?"
Soru: Sizce seçim ne zaman olacak? Seçimi kaybedersiniz kendiniz için bir yol haritası çiziyor musunuz?
"Türkiye’de bir öngörüde bulunmak mümkün değil. Hiç kimsenin önümüzdeki ay ne olacağını bilme imkanı var mı? Öngörü için elinizde veri olması lazım. Ortada öngörü olabilecek bir belge yok. Biz de yarın seçim olacakmış gibi hazırlanıyoruz. Öngörümüz yok. Bütün hazırlıklarımız mevcut. Çok güzel projelerimiz var, Türkiye’yi sarsacak projelerimiz var. Bütün bunlarla toplumun önüne çıkacağız. Kişisel kariyerim için bir planım yok."
Soru: Devri sabık yaratacağınız söyleniyor. Mevcut girişimcilere nasıl yaklaşacaksınız?
"Ülkeye yatırım yapanlara, kamu görevlisi gibi hizmet ettikleri gözüyle bakıyoruz. Onlara saygın işi insanı gibi bakıyoruz. Onların haklarını her ortamda koruyacağız. Ama devleti soyan anlayışa da asla izin vermeyeceğiz.
Geleceksin döviz bazında ihale ve garanti alacaksın. Aradaki farkı da devlete ödeteceksin. Bu devletin soyulması demek. Buna karşı çıkmak zorundayız. Bu yönde alacağımız önlemler, girişimciyi asla ürkütmez. Avrasya Tünelinden geçen araç 11 milyon geçmeyen 12 milyon, 48 milyon dolar karşılığı para ödeyeceğiz. Yazık günah değil mi? Yap işlet devret bu değil."
Soru: Garanti ödemeli projeleri sonlandıracağınız söylemiştiniz. Bunun maliyeti ne olur ekonomiye?
"Bu projeleri sonlandırmadan önce, maliyetini çıkaracağız işin. Kaça yaptınız, ne kadar kar marjınız var? Bunları tespit ettikten sonra harekete geçeceğiz. Torunlarımız büyük bir yükten kurtulacak. Buradan artan parayla yatırım yapacağız. İntikam duygusuyla hareket etmeyeceğiz. Bu ihaleler yasalara aykırı yapıldı. Kimseyi mağdur etme gibi bir düşüncemiz yok. Maliyet artı kar marjını verip sorunu çözeceğiz."
Soru: Bütçe konuşmanızın göreve geldiğinizden bu yana en iyisi olmasını neye bağlıyorsunuz? Kadına şiddeti önlemek bir önlem paketi açıklayacak mısınız?
"Her zaman yaptığım konuşmalardan biriydi. Tek farkı AK Partili vekillerin yüzüne bu eleştirileri anlatmamdı. O bütçe konuşmasının en önemli ayrıntısı, şehitler arasında ayrım yapıldığını kabul etmeleri. Fuat Oktay ‘Devletin rakamlarına güvenin’ dedi. Devletin rakamlarından haberleri olmadığı ortaya çıktı.
Şiddete uğrayan bir kadına yaptığımız bir uygulama ile telefon açtığında her türlü destek veriliyor. Arzu ederse avukat ve psikolojik destek veriyoruz. Hiçbir bedel almadan. Bunu yapan başka bir parti yok. Bizim yaptığımız konun teklifi iktidar tarafından kabul edilmediği için, onlar getirsin biz de oy verelim."
Soru: Muharrem İnce parti kuracağını söylemişti. Genel merkeze istifa dilekçesi ulaştı mı?
"Bilmiyorum, doğal olarak şunu kabul etmeniz lazım. Üyelikten kim ayrıldı günlük olarak bileme şansım yok. Biz MYK toplantılarında toplam kaç kişi üye oldu, kaç kişi istifa etti onları konuşuruz. MYK toplantısında, en genç kadın ve erkek üyeyi arayıp tebrik ediyorum. Benim böyle bir yöntemim var."