Koronavirüs verilerinde 'vaka' sayısının açıklanmamasına tepki gösteren CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Koronavirüsle ilgili verileri bütün dünyayla paylaşacaksınız kendi tıpçılarınızla paylaşmayacaksınız... DSÖ'ye verdiğiniz neyi bu milletten saklıyorsunuz" dedi.
Öztrak'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Ermenistan yönetimi Azerbaycan'a düzenlediği füze saldırıları ile sivilleri vurmasını kınıyoruz. Dünya kamuoyu sivillere yönelik bu saldırılara karşı sessiz kalmamalıdır.
Anayasa yasalara ve adalete bağlı kalması gereken savcılar AYM kararlarını tanımıyor. Yargı hem kendi içinde hem yasama ile kavga ediyor. Hâkimler sarayın tetikçiliğine soyunmuş. Türkiye Cumhuriyeti artık anayasal bir devlet olmaktan çıktı, kağıt üzerinde anayasalı bir devlete dönüştü.
"MAHKUM EDİLEN MİLLETİMİZDİR"
AYM, Enis Berberoğlu'nun seçme ve seçilme hakkının gasp edildiğine oy birliği ile karar verdi. Herkes AYM'nin verdiği karara uyacak, bunu biz değil Anayasa kitapçığı söylüyor. Anayasa bir toplumsal sözleşmedir. Yasama da yargı da yürütme de yetkilerini ve meşruiyetini Anayasa'dan alır.
HSK re'sen harekete geçmelidir, ama her şeyde re'sen harekete geçen HSK'dan tık yok. Bu suçun mağduru sadece Enis Berberoğlu, sadece CHP değildir, bu suçun gerçek mağduru o Anayasa'ya evet diyen milli iradedir. Bu suçun gerçek mağduru anayasa ve hukuk devleti askıya alındığı için askıda ekmeğe mahkum edilen milletimizdir.
Enis Berberoğlu'nun davasına bakan hakim, sarayın icra memuru adalet celladı olmuş. Sarayın iradesine karşı çıkanlarla ilgili kim varsa bunların davaları bu hakime veriliyor. Berberoğlu, Kaftancıoğlu, Sözcü kararları bu hakimde. Bu hakim şimdi AYM kararını da tanımıyor. Bu kaostur, bu devlet krizidir.
"MEMLEKETİN HALİ DE ÖZETLE BU"
Bütçenin en geç cumartesi gece yarısından önce Meclis'e teslim edilmesi gerekiyordu. Ya Saray bütçeyi Meclis'e zamanında yetiştiremedi ya da o da hakimler gibi Anayasa'ya uymaya pek de gerek görmedi. Bu da devlet krizinin diğer cephesidir.
Bu bütçede milletin derdine derman yok, ekonomik buhran yok. Bu bütçede tam gaz faiz lobilerinin, yandaşların cebini doldurmak var. Bu bütçe milletimize ekmeği ancak askıda gösterecek bir bütçe.
Saray ittifakının büyük ortağı millete yoklukta sabır telkin ediyor, küçük ortak da millete askıda ekmek vadediyor. Bunların milletin derdine derman olma niyetlere yok.
Bunların valileri de en az kendileri kadar kibirli. Denizli Valisi, canı burnunda çalışan esnafı kendisine selam vermedi diye kapattırmaya kalkıyor. Vali esnafa 'neden maske takmıyorsun?' diye soruyor, esnaf cevap veriyor: 'Canıma yetti, gebermek istiyorum' Valinin de esnafın da memleketin de hali özetle bu.
Erdoğan kendi partililerine akraba öğüdü veriyor. Güler misiniz ağlar mısınız? Saray sosyetesinin tüm akrabaları ballı maaşlarla çifter çifter işlere konmuş, kayırmacılığın kitabını yazanların ettiği bu laflara artık kargalar bile gülmüyor. Ama tüm bu olup bitenlerin milletimize faturası ağırlaşıyor. Milletin parası mum gibi eriyor.
Salgını bahane ederek milyarlarca liralık ballı ihaleler verdikleri yandaşlarına bir de üstüne vergi istisnasını veriyorlar, ondan sonra da çıkıp sayın genel başkanımıza ipe sapa gelmez laflar söyleme cürretinde bulunuyorlar.
Sen iş adamı mısın, varsa bir meramın doğru düzgün söylersin. Ama bir siyasi parti liderine ileri geri konuşamazsın. Siyaset yapacaksan şirketini bırakıp siyaset yapacaksın.
"NEYİ BU MİLLETTEN SAKLIYORSUNUZ"
Şimdi de Suudi Arabistan çıkmış Türkiye'ye boykot çağrısı yapıyor. Bu çağrıya Fas'tan Cezayir'e kadar tarihi bağlarımız olan diğer Kuzey Afrika ülkeleri de katılıyor. Ama bu boykota karşı Saray ittifakının gıkı çıkmıyor.
Uygur Türkleri hakkında Meclis'e verilen önergeye red oyu vermeleri milli ve yerli söylemlerin arkasına sığınanın ve onun ortağının samimiyetini ortaya koymaktadır. Saray'ın sessizliği bizi üzmektedir...
Bir haftadır yanıyorsa ne için yanmasına müsaade edildiğinin araştırılması lazım.
Koronavirüsle ilgili verileri bütün dünyayla paylaşacaksınız kendi tıpçılarınızla paylaşmayacaksınız... DSÖ'ye verdiğiniz neyi bu milletten saklıyorsunuz"