Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, bugünkü yazısında Muharrem İnce'nin yeni parti kuracağına yönelik yeni kulisler aktardı.
Selvi, dün Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın'ın da aralarında bulunduğu eski başkanların CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile buluştuğunu yazdı. 1.5 saatlik görüşmede Hikmet Çetin'in sözleri dikkat çekti.
İddiaya göre, Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce'nin bu hafta yapacağı açıklamaya göre tavrını belirleyecek.
Abdulkadir Selvi'nin "CHP ile İnce arasında ipler kopuyor" başlıklı yazısı şöyle:
Çetin ve Karayalçın dün, Kılıçdaroğlu’yla görüştü. Kılıçdaroğlu, İnce’nin parti kurmayacağını beyan ettiğini belirterek “Partili gibi davranmasını bekliyorum” dedi.
Muharrem İnce’nin yeni bir parti kuracağı ortaya çıkınca CHP’nin eski genel başkanları Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın, CHP’nin bölünmesini önlemek üzere harekete geçtiler. Bence de tarihi misyonlarına uygun hareket ettiler. Hikmet Çetin, gazeteci İsmail Saymaz’a “Hangi gerekçe olursa olsun, kimseye ayrı parti kurma hakkı vermez. CHP hepimizin evidir. İnce’nin de evidir” demişti.
Çetin ve Karayalçın dün Kılıçdaroğlu ile CHP Genel Merkezi’nde 1.5 saat süren bir görüşme yaptılar. Elbette ki görüşmenin içeriğine ilişkin açıklama yapmadılar. Ama edindiğim izlenim, görüşmeden umutlu ayrılmadıkları yönündeydi. Ancak temaslarının süreceğini söylediler. Muharrem İnce ile bir temasları oldu mu? Bu yazıyı yazdığım sıralarda henüz bir irtibat kurulmamıştı. Yani ne Muharrem İnce onlarla irtibat kurmuştu ne de onlar Muharrem İnce’yi aramıştı. Bu durum dahi Muharrem İnce’nin artık kendisine, “Partiden ayrılma” denilmesini istemediği şeklinde yorumlanabilir.
ADIM ATMASINI İSTEDİLER
Kılıçdaroğlu ile görüşmede beklendiği gibi eski genel başkanlar daha çok konuşmuş. Muharrem İnce’nin ayrılmasının CHP’ye de İnce’ye de zarar vereceğini savunmuşlar. CHP tabanının bundan çok rahatsız olduğunu ifade etmişler. Tabanın baskısı üzerine bölünmeyi önlemek amacıyla harekete geçmeyi kendilerine misyon edindikleri söyleniyor. Geçmişte yaşanan bölünmelerin solun toparlanmasına verdiği zararları hatırlatmışlar. Yerel seçimlerde yakalanan ivmenin sürdürülmesinin ilk kez iktidar umudunu yeşerttiğini ifade etmişler. Kılıçdaroğlu’ndan partinin lideri olarak adım atmasını istemişler.
KILIÇDAROĞLU’NUN TAVRI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ise partinin kurallarının önemli olduğunu belirterek, Muharrem İnce için bu kuralları çiğneyemeyeceğini ifade ettiği söyleniyor. Kılıçdaroğlu’nun, İnce’nin parti kurmayacağını beyan ettiğini belirterek, “Partili gibi davranmasını bekliyorum” dediği ifade edildi. İnce’nin düzenleyeceği basın toplantısını kast ederek, “Bir konuşsun bakalım, ne diyecek. Ona göre yeniden değerlendiririz" dediği söyleniyor. Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın temaslarını sürdürecek. CHP’nin bölünmemesi için her iki tarafın da siyasetin saygın bu iki ismine kulak vermesinde yarar var. Ama tablo pek umut verici değil.
MUHARREM İNCE’NİN DE HATALARI OLDU
Bu süreçte Muharrem İnce’nin de hataları oldu. Seçim gecesi yaşananlar bir felaketti. İnce o geceyi yönetemedi. Ama asıl ipler nerede koptu? Kılıçdaroğlu eşiyle birlikte yemeğe davet etmişti. Eşlerin bulunduğu yemek masasında Muharrem İnce’nin, Kılıçdaroğlu’na, “Sen çekil. Doğal lider ol” demesi yanlıştı. Bunun basına açıklaması ise ikinci yanlış oldu. Kılıçdaroğlu bunu hiçbir zaman affetmedi.
KILIÇDAROĞLU’NUN YAKLAŞIMI
Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’yle ilgili gelişmeler karşısında susmayı tercih etti. Kurultaydan sonraki ilk Parti Meclisi toplantısındaki “Bizi bölmek, parçalamak isteyecekler. Ama hiç kimsenin unutmaması gereken bir şey var. CHP, Türkiye Cumhuriyeti’nin kalesidir” sözleri ise İnce’ye mesaj olarak değerlendirildi. Hem Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından, hem Çetin ve Karayalçın ile yaptığı görüşmeden çıkardığım sonuç: Kılıçdaroğlu, İnce’nin ayrılmasını kabullenmiş durumda. Bunu CHP’yi parçalamak olarak tanımlayacağı, ama İnce’nin istifa etmemesi için bir hamle yapmayacağı anlaşılıyor. CHP göz göre göre bölünmeye doğru gidiyor. Peki bu durumda Kılıçdaroğlu’nun hiç sorumluluğu yok mu? Eğer CHP bir kaleyse o kalenin komutanı Kılıçdaroğlu değil mi?