Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün Fatih sondaj gemisinin çalışmalarını yerinde inceleyerek yeni doğalgaz rezervi miktarını açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Keşfettiğimiz hidrokarbon kaynakları ekonomik olarak çok değerlidir. Çünkü Türkiye burada net ithalatçı konumundadır. Ülkemizin çeşitli yerlerinde küçük miktarda petrol ve doğalgaz çıksa da bunlar toplam tüketimimiz içinde baya düşük düzeydedir" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da helikopterle Zonguldak'a gitti.
Erdoğan'ı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Alparslan Bayraktar, TPAO Genel Müdürü Melih Han Bilgin, BOTAŞ Genel Müdürü Burhan Özcan karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması şöyle:
TOPLAM REZERV 405 MİLYAR METREKÜPE ULAŞTI
Bugün hem Fatih Sondaj Gemimizin personelini ziyaret etmek, hem de yeni doğalgaz rezervinin müjdesini milletimize vermek için geldim. Yapılan çalışmalar sonunda deniz tabanı altındaki kuyunun ilk 2 katmanında 320 milyar metreküplük doğalgaz bulunduğu müjdesini milletimize müjdelemiştim. Bundan sonra sondaj çalışmaları 4 bin 445 metreye kadar indi. Mühendislik çalışmaları sonunda 85 milyar metreküp daha eklendi. Mevcut doğalgaz rezervi 405 milyar metreküpü buldu.
Tuna1 kuyusunda keşfettiğimiz 405 milyar metreküp doğalgazı burada kurulacak platform ile topraklarımıza ulaştıracağız. Hedefimiz bu doğalgazı 2023 yılında milletimize kavuşturacağız. İnşallah yeni müjdelerle bu kaynağı geliştireceğiz. Halan Barbaros Hayrettin ve Oruç Reis gemilerimiz faaliyetlerini sürdürüyor. Kanuni sondaj gemimiz Karadeniz’deki sondaj faaliyetleri için yola çıktık. Yıl sonuna doğru sondaj faaliyetlerine başlayacak.
Yeni bir adım atarak uzaktan kumandalı yerli ve milli denizaltı robotumuzu filomuza kazandırdık. Keşfettiğimiz hidrokarbon kaynakları ekonomik olarak çok değerlidir. Çünkü Türkiye burada net ithalatçı konumundadır. Ülkemizin çeşitli yerlerinde küçük miktarda petrol ve doğalgaz çıksa da bunlar toplam tüketimimiz içinde baya düşük düzeydedir. Gelecekte geleceğine inandığım bu keşiflerle doğalgazda dışa bağımlılığımız önemli ölçüde azalacaktır. Türkiye bu sondaj faaliyetlerini düşük maliyetle ve oldukça güvenli bir şekilde gerçekleştiriyor. Petrol ve doğalgazda dışa bağımlılık azaldıkça bu parayı milletimize yeni yatırımlar için harcayacağız.
OLDU BİTTİYE İZİN VERMEYECEĞİZ
Yıllarca gıptayla baktığımız hidrokarbon zenginliğine artık ülkemizde de görebilecek olmamız diğer alanlarda da başarılı olabileceğimiz inancını da artıyor. Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon paylaşımı çabalarına rıza göstermeyerek yeni bir dönemin kapısını araladı. Ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin olmadığı hiçbir oldu bittiye izin vermeyeceğiz. Biz sadece kendi haklarımızın müdafaası içindeyiz. Doğu Akdeniz’de barış ve huzuru korumanın yolu Türkiye’nin ve KKTC’nin haklarını tanımaktan geçiyor. AB’nin bu konuda Yunanistan ve Rum Kesimi’nin esiri olması en çok kendisine zarar veriyor.
HAKLININ YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Ülkemize bugüne kadar savunduğu inandığı tüm değerleri hiçe sayarak uyguladığı çifte standart ile AB’nin güvenilirliği zaten azaltmıştı. Bu tutma devam etmesi durumunda AB’nin sonu zaten gelmiş olacaktır. Biz her şeye rağmen AB ile kadim siyasi ve ekonomik ilişkilerimizi devam ettirmek istiyoruz. Burada cevap bekleyen tek soru AB’nin bunu isteyip istemediğidir. Salgının da etkisiyle küresel ölçekte bir yeniden yapılanma sürecine girdiğimiz şu günlerde AB’den gelecek cevabı merakla bekliyoruz. Libya’da, Suriye’de ve Azerbaycan’da haklının yanında olmaya devam edeceğiz.
Ayrıntılar geliyor...