Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Erdoğan İskenderun'da etkisiz hale getirilen canlı bomba teröristlere ilişkin "Onlar hain bir planın önceden belirlenen grubunun son üyeleriydi" dedi.
Erdoğan, Fransız dergisi Charlıe Hebdo'da çıkan skandal karikatür ile ilgili de, "Ben karikatüre bakmadım. Ben neyim ki, sevgililer sevgilisi efendimize hakaret eden bir dergiye söyleyecek bir sözüm yok benim." şeklinde konuştu.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na tepki gösteren Erdoğan, "Dün bay Kemal eşimle ilgili bazı laflar etti. Sende zerre kadar yürek varsa benle ilgili konuş. Sen ne biçim siyasetçisin. Sana siyasetçi demek için sokaktan binlerce şahit getirmek lazım. Siyasetçiysen benimle ilgili, siyasetçi arkadaşlarımla ilgili konuş. Yakılacak çantalar arıyorsan sende çanta çok, senin yanında Beyaz Türkler var." dedi.
Kılıçdaroğlu'na airbus cevabı da veren Erdoğan, "Airbus’ları satmamı istiyorsun. Onunla bunun arasında ne alaka bar? Bir kere bu stratejik bir ürün, İkincisi o sadece Fransızların değil, sen bu kadar zavallısın işte" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Hatay’a ve İskenderun’a geçmiş olsun dileklerimi tekrarlamak istiyorum. Önceki gün Amanos’ta gelen teröristlerin güvenlik güçlerimizin dikkati sayesinde tespiti büyük bir facianın önünde geçmiştir. Kahraman güvenlik güçlerimizi tebrik ediyor alınlarından öpüyorum.
Bu durum Türkiye’nin Suriye merkezli terör tehdidinin ne kadar doğru olduğunu göstermiştir.
"IŞİD İLE SADECE TÜRKİYE MÜCADELE EDİYOR"
Ayrıca Suriye sınırımız boyunca kontrolümüz altında olmayan bölgelerdeki terör faaliyetlerinin varlığı, bize verilen sözlere rağmen sürdüğü de görülüyor. Suriye’den ülkemize gelen IŞİD teröristlerinin eylem hazırlıklarını, bizlere verdikleri ifadelerden de biliyoruz.
IŞİD ile sadece Türkiye mücadele etmektedir. Amerika’nın Suriye’nin Irak sınırı boyunca oluşturmaya çalıştığı yapının yeni çatışma ve acıların önünü açacağı da açıktır.
Biz bu haksızlığa seyirci kalamayız. Suriye topraklarına çöreklenen ama IŞİD ile bizim kadar mücadelesi olmayan güçler bu orta oyununu bırakmalıdır.
Ama biliyoruz ki Suriye üzerinde oynanan oyunların Suriye halkının esenliği ile uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Bizim kimsenin petrolünde ve hakkında gözümüz yoktur.
Suriye’yi dilim dilim bölme çabalarına karşı ortaya koymaya çalıştığımız tavır bunun içindir. İşgal altındaki Azerbaycan topraklarını kurtarma mücadelesi için verdiğimiz destek bunun içindir.
Yarın cumhuriyetimizin kuruluşunun 97. Yılına ulaşıyoruz. Geçtiğimiz asır boyunca geniş bir coğrafyada saldırıya uğrayan devletimize Anadolu toprakları bile çok görülmüştür. Dönemin şartlarında razı olabileceğimizin asgarisini oluşturan Misak-ı Milli sınırlarımızın gerisinde bile oluşan sınırlarda yeni bir gelecek doğdu.
Yeri geldi toplumsal yapımıza saldırdılar, yeri geldi, darbe yaptırdılar, yeri geldi vesayet düzeni kurlar. Milletimiz her saldırının ardından iradesine sahip çıktı ve ülkemizi rayına oturttu.
Cumhuriyetimiz işte tüm bu badireleri atlatarak bugünlere geldi. Geçmişten bugüne tüm eksiklerine, tüm sıkıntılarına rağmen cumhuriyetimizin tüm değerlerine sarılarak ilerleyeceğiz.
Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması demek, dünyanın her alanda en üst lige tescil edilmesi demektir.
Böylece bizden sonraki nesillere 2053 vizyonlarını hayata geçirebildikleri büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmış olacağız.
Maalesef İslam ve Müslümanlara düşmanların, peygamber efendimize saldırıların dünyayı yönetenler tarafından desteklendiği bir dönemden geçiyoruz.
HAKARET İÇERİKLİ KARİKATÜRE TEPKİ
Önce peygamberimizi hedef alan dergi, şahsımı hedef aldığı bir karikatürü yayınladı. Ben karikatüre bakmadım. Ben neyim ki, sevgililer sevgilisi efendimize hakaret eden bir dergiye söyleyecek bir sözüm yok benim.
Üzüntüm ve öfkem şahsıma yapılan iğrenç saldırıdan değil, canımızdan aziz bildiğimiz peygamberimize hakaretin kaynağı olmasıdır. Ülkemizde de bunların uzantılarının olduğunu da biliyoruz. Hatta bu parlamento çatısı altında olanları da biliyoruz.
Böyle bir zamanda yek vücut olmaları gerekirken, bunlardan oy devşireceklerini sanıyorlar. İslam ve Türkiye düşmanlarının kin ve nefret bataklığında boğulacaklarını biliyorum. Müslüman ve Türk düşmanlarının başarısızlıklarla dolu politikalarını örtmek için Türkiye’ye dil uzatanların, o kirli elleri üzerimizden çekmelerini diliyorum.
Mekke’ye, Medine’ye, tüm alemlere şeref veren peygamber efendimize saldırıya karşı durmak bizim şeref meselemizdir.
Biz özgürlüğünün sembolü olan bayrağını korumak için canını veren bir milletiz. Biz bunlara mı karşı duramayacağız. Türkiye, kendine karşı saldırıda böyle cibilliyetsiz bir tavır asla takınmaz. Asırlardır bu topraklarda cami, kilise ve sinagog yan yana hizmet vermiştir.
Şimdi buradan batıya sesleniyorum. Siz değil misiniz Ruanda’da yüz binlerce insanı katleden, Afrika’nın her ülkesine altın, elmas, fosfat var diye giren. Siz katilsiniz, katil.
Ama kusura bakmayın. Ne işin var senin Lübnan’da? Ne oldu, aradığını buldun mu orada? Bulamadın, neden? Kovdular da seni ondan. Bunlar tanındıkça her yerden kovulacak. Akıllarınca bunlar haçlı seferlerini yeniden başlatacaklar. Bin yıl birlikte yaşadığımız insanlarla bir anda düşman kesilmek için hiçbir sebebimiz yok.
Ülkemizde vatandaşımız ya da misafirimiz olan diğer dinlerin mensupları sakin bir hayat sürüyor. Toraklarımız içinde 435 kilise sinagog ve havra bulunuyor. Bunlar devletimizin güvencesi altındadır. Kimsenin ibadetine, kutsalına müdahale etmiyoruz, etmeyeceğiz.
Son 18 yılda vakıf mallarının iadesinden kilise ve ibadethanelerin restorasyonuna kadar birçok adım attık. Bu ülkede Musevi ve hristiyan vatandaşlarımızın sorunlarını kendi sorunumuz yaptık.
30 yıl geçti. Ermenistan Azeri Türklerimizin topraklarını işgal etti. Azeri Türki kardeşlerimizin o topraklardan kovulmasının üzerinden 30 yıl geçti ama Minsk üçlüsü o sorunu çözmedi, adeta ipe un serdiler. Ne oldu? Tabi ki Azerbaycan da Azeri Türkü kardeşlerimin haklarını korumak zorundaydı. Şimdi süreç devam ediyor.
En son sayın Putin ile görüşerek süreci ele aldık. Dedik ki artık gelin Kafkaslardaki bu işi çözelim. Sen Paşinyan ile görüş, ben İlham kardeşimle görüşeyim bu işi artık tatlıya bağlayalım. Bir şeye karar vermemiz lazım: Bu meseleyi çözecek miyiz, çözemeyecek miyiz?
Biz samimiyiz, ben sizin samimi olduğunuzu da biliyorum gelin adım atalım dedim Kırmızı çizgilerimizi de söyledik. Tabi kırmızı çizgilerimiz aşılırsa babamızın oğlunu bile tanımayız.
Bize Orta Doğu’dan yabancı savaşçı götürdüğümüzü söylüyorlar. Ben de sayın başkana dedim ki Ermenistan’da 2000 tana PKK’lı, YPG’li teröristler gitti, orada maaşlı savaşıyorlar dedim. Sayın başkan da bundan haberim yok dedi. İslam’a ve Müslümanlara saldıranların en büyük hilesi bunu terörle özleştirmeleridir.
Hollanda’da bir müsvedde var ya adı da güya özgürlük partisi. Adında özgürlük var ama arkasında her şey var. Müslümandan terörist olmaz, teröristten de Müslüman olmaz. Teröristi Müslüman da olsa, Hristiyan da olsa, bir dine mensup olmasa da eylemleriyle tanımlamak gerekir. Teröristi böyle görmeyen herkes Fransa’nın düştüğü duruma düşer.
Zulüm gören Müslüman. Buna karşın terörizm üzerinden Müslümanların üzerine giden Batı ve Avrupa. Bunu yüzlerini vurduğumuz için bizim üzerimize geliyorlar. Biz hakkı ve haklıyı savunmaya devam edeceğiz. Milletimizin birliği ve beraberliği ile devletimizin gücü ile bu mücadelenin üstesinden gelmekte kararlıyız.
KILIÇDAROĞLU'NA AIRBUS CEVABI
Dün bay Kemal eşimle ilgili bazı laflar etti. Sende zerre kadar yürek varsa benle ilgili konuş. Sen ne biçim siyasetçisin. Sana siyasetçi demek için sokaktan binlerce şahit getirmek lazım. Siyasetçiysen benimle ilgili, siyasetçi arkadaşlarımla ilgili konuş. Yakılacak çantalar arıyorsan sende çanta çok, senin yanında Beyaz Türkler var.
Airbus’ları satmamı istiyorsun. Onunla bunun arasında ne alaka bar? Bir kere bu stratejik bir ürün, İkincisi o sadece Fransızların değil, sen bu kadar zavallısın işte. Ülke için maalesef büyük sıkıntı. Bu erdemli mücadelemizde attığımız her adımda geçmişi katliamla dolu olanları görmemiz manidardır.
Avrupa değerleri, Fransa değerleri denen ve tüm dünyaya dikte edilen ilkeler, bizzat bu ilkelerin sahipleri tarafından çiğnenmektedir. Türkiye, bu çirkin ve nobran saldırılara rağmen tarihinin sorumluluklarını yerine getirmeye devam ediyor. Azerbaycan Türkü kardeşlerim kaybettikleri toprakların bir kısmını aldılar. Umarım tamamını geri alacaklar. İnanıyorum ki zafer Azerbaycan Türkü kardeşlerimindir. Cumhuriyetimizin 100. Yılı olan 2023’e daha huzurlu bir dünyada girmeyi hedefliyoruz.