Piyasaların gözü Hafize Gaye Erkan'ın başkanlığındaki Merkez Bankası’nın 22 Haziran’da vereceği faiz kararına çevrildi. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) Prof. Dr. Daron Acemoğlu, medyascope'ta Ruşen Çakır'ın ekonomiye ilişkin sorularını yanıtladı. Acemoğlu, merakla beklenen faiz kararına ilişkin yaptığı değerlendirmelerde “Türkiye’de faizler reel olarak çok negatif. Ekonomi böyle sağlıklı gidemez. Enflasyon yüzde 45 desek, -30 düzeyinde faizler var reel olarak. Bu dünyanın hiçbir yerinde sürdürülebilir bir şey değil. Faizler birden artırmak, büyük problem yaratabilir. ABD’de iki banka battı böyle.” dedi.
Acemoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanan Mehmet Şimşek hakkında, göreve 'tek başına' geldiğini söyleyerek; "Bana şu mesajı veriyor bu, Erdoğan ve grubu aktif bir şekilde ekonomi politikalarıyla ilgilenmeye devam edecek. Bu da bir soru işareti yaratıyor.” yorumunu yaptı.
"ERDOĞAN SEÇMENİ EKONOMİK ACIYI HİSSETSE DE, BÜYÜK BİR MİNNET DE VAR"
Türkiye ekonomisinde 2006 yılından beri hiçbir ilerleme olmadığını söyleyen Acemoğlu, en büyük yapısal problemin "Türk ekonomisinin verimliliğinde" olduğunu ifade etti.
Acemoğlu, "İktidar değişse bile yapısal problemlerin nasıl düzeleceğinden emin değilim. En büyük yapısal problemin görüntüsü, Türk ekonomisinin verimliliğinde. Türkiye’de hemen hemen hiçbir ilerleme yok 2006’dan beri. Üretkenlik artmıyor. Teknolojik ihracatımızda ilerleme yok. Bunun nedeni de öncelikle kurumsal problemler. Rekabet düşük, yolsuzluk fazla, kaynaklar yanlış yere gidiyor, mesela inşaat sektörü kaynakları fazla yiyor" diye konuştu.
Acemoğlu'nun söyleşisinden öne çıkanlar şöyle:
"Birkaç ana nedeni anlamak lazım. Hem Erdoğan dönemini anlamak için, hem de belki gelecek seçimler için bir ders niteliğinde. Ortada, kutuplaşmayan az insan var artık. Onlar ekonomiye göre sağa veya sola gidiyor artık. İkincisi, dünyadan daha kuvvetli bir şekilde, Türkiye medyası bağımsızlığını kaybetmiş durumda. Bilgiler, seçmene gitmiyor ve farklı şekilde ulaşıyor. Üçüncüsü, son dönemde ekonomi çok kötü durumda. Tüm Erdoğan dönemine bakarsanız, onun temsil ettiği gruplar için çok önemli adımlar atıldı: Altyapı, hastaneler, eğitim… Erdoğan seçmeni ekonomik acıyı hissetse de, büyük bir minnet de var. Sonuncusu da, AKP büyük bir yandaş hizmet ağı kurmuş durum da. Kendini destekleyenlere büyük bir kaynak akıtıyor. Bu dördünü bir araya koyunca, Erdoğan nasıl kazandı, daha iyi anlıyoruz."
"ERDOĞAN VE GRUBU AKTİF BİR ŞEKİLDE EKONOMİ POLİTİKALARIYLA İLGİLENMEYE DEVAM EDECEK"
“Şu anki konjonktüre bakarsanız, seçim öncesi Erdoğan’ın ekonomi yetkililerine göre Mehmet Şimşek daha bilgili ve güven veren bir insan. Aynı zamanda ama, yabancı sermayede hala Türkiye hakkında optimist olma isteği var. Bir iyimserlik arıyorlar. Kısa dönemde iyimser bir hava esmesi normal. Şimşek ve grubu başarılı olursa, Türkiye için çok iyi bir şey. Benim de içtenlikle isteyeceğim bir şey. Soru, başarılı olabilirler mi? Anladığım üzere, Mehmet Şimşek tek başına gelmiş bir insan. Sistemde büyük bir değişim olmadı. Mehmet Şimşek gibi elli insan gelmedi bürokrasiye. Bana şu mesajı veriyor bu, Erdoğan ve grubu aktif bir şekilde ekonomi politikalarıyla ilgilenmeye devam edecek. Bu da bir soru işareti yaratıyor.”
"FAİZLER BİRDEN ARTIRMAK, BÜYÜK PROBLEM YARATABİLİR"
“Türkiye’de faizler reel olarak çok negatif. Ekonomi böyle sağlıklı gidemez. Enflasyon yüzde 45 desek, -30 düzeyinde faizler var reel olarak. Bu dünyanın hiçbir yerinde sürdürülebilir bir şey değil. Faizler birden artırmak, büyük problem yaratabilir. ABD’de iki banka battı böyle.”
"İYİMSER OLMAK ZOR"
“İktidar değişse bile yapısal problemlerin nasıl düzeleceğinden emin değilim. En büyük yapısal problemin görüntüsü, Türk ekonomisinin verimliliğinde. Türkiye’de hemen hemen hiçbir ilerleme yok 2006’dan beri. Üretkenlik artmıyor. Teknolojik ihracatımızda ilerleme yok. Bunun nedeni de öncelikle kurumsal problemler. Rekabet düşük, yolsuzluk fazla, kaynaklar yanlış yere gidiyor, mesela inşaat sektörü kaynakları fazla yiyor. Eğitimi ve kalifikasyonu yüksek olan iş gücüne ihtiyacı var Türkiye’nin. İnşaat dışında sektörlere yapılan yatırımlar da düşük. Bunların düzeltilmesi için önce kurumların, yargının düzelmesi lazım. Bu kısa bir sürede çözülemez. İyimser olmak zor.”