Selin Özdil Coşkunırmak doğadan topladığı yaprak, tohum, çiçek gibi materyalleri kullanıyor ve tamamen doğal bir boya elde ediyor. Bu boyalarla da şahane çantalar, cüzdanlar, abajurlar ve daha birçok farklı ürün yapıyor. Aslında bir orman endüstri mühendisi olan Selin Özdil Coşkunırmak hep doğaya karşı duyarlı bir insan olmuş ancak sonrasında bu duyarlılığı bir adım öteye taşımış ve çevreye zarar vermeden de çok şık ürünler elde edebileceğimizi göstermek istemiş. Şimdi hem kendi ürünlerini, kendi elde ettiği ekolojik baskı tekniği ile tasarlıyor hem de tekniği başkalarıyla paylaşmak adına atölyeler düzenliyor.
Ekolojik baskı yöntemi nedir?
Ekolojik baskı, doğada topladığımız yaprak, tohum, ağaç kabuğu, bitki kökleri ve çiçek gibi materyalleri kullanarak bu materyalleri kendi bünyelerinde bulunan renkleri ve dokuları doğal malzemeler üzerine kumaş, ahşap, kağıt gibi malzemeler üzerine aktarma tekniğidir.
Çok eskilere dayanan bir teknik olmasına rağmen pek bilindik değil, peki siz ekolojik baskıyla nasıl tanıştınız?
Bu yönteme yıllar önce katıldığım bir atölye çalışmasından sonra başladım. Lakin ben aslında bir orman endüstri mühendisiyim İstanbul Üniversitesi mezunuyum fakat tabi bu yöntemden o zamanlar haberdar değildim hatta o sebeple fakültelerde de ilgili fakülteler dedi bu konuyla ilgili atölye çalışmaları yapıyoruz.
Doğanın mucizesine bir kere daha tanık olmak çok güzel bir deneyimdi.
Hangi kumaşların üzerine uygulanabilir?
Bu teknik aslında sadece kumaş üzerine uygulanmıyor. Tekniğin ilk keşfi Avrupa’da paskalya döneminde yumurta kabuklarının renklendirilmesi ile keşfediliyor. Fakat Anadolu topraklarında da doğal boyama, boyamacılık ve renklendirme tabii ki oldukça fazla. Bu yöntemle kağıtta renklendirilebilir. Yaprakların, çiçeklerin renkleri dokuları kağıda da aktarılabilir. Ahşap derseniz oda aktarılabilir ama genel olarak görüyoruz ki kumaş yaygın olarak kullanılıyor.
Kumaş cinsi olarak tamamen doğal olması gerekli ham kumaşlar tercih ediliyor. İpek, pamuk, keten gibi kumaşlar uygulamada başarılı sonuçlar veriyor. İçerisindeki herhangi bir sentetik madde renk oluşumlarının başarısızlığına sebep oluyor. Bu durumda renkler yeterince çıkmıyor ve dokularda tabi. En canlı renkler, ipek kumaşlarla elde edilebiliyor. En pastel sonuçlarda pamuklu ve keten kumaşlarla elde ediliyor. Her iki kumaş cinsinin de hazırlık süreçleri farklı.
Ekoprint baskısı evde yapılabilir mi?
Evet. Ben de evde başladım. Hatta ilk başta evde kullanılmayan köşede duran ya da lekelenmiş kumaşları geri dönüştürmek için bu tekniği kullanmak oldukça heves verici oluyor. Mesela lekelenmiş bir masa örtüsü, lekelenmiş bir tişört bu yöntemle geri dönüştürülebilir ama onun dışında tabii ki de satın alınacak kumaşlara da uygulanıp çeşitli ürünler elde edilmek üzere kumaşlar hazırlanabilir.
Yaptığımız baskıları nerelerde kullanabiliriz?
Perdeler, yastıklar, koltuk kumaşları, abajurlar gibi dekorasyonda kullanabiliriz. Bunun yanında özel eşya olarak çanta, makyaj çantası, cüzdan elbise gömlek toka, fular, şal gibi ürünlere de dönüştürülebilir. Hatta deriye de uygulanması sebebiyle bebek patikleri ya da yetişkin ayakkabıları, terlikleri üretilebilir. Ham ketenden de aynı şekilde ayakkabı, patik tarzı ürünler üretilebilir. Benim “s.e.k.o.y.a.handmade” Instagram sayfamdan çeşitli ürünleri görebilirsiniz.
Aldığımız bu kumaşların üzerine direk uygulayabilir miyiz yoksa kumaşları bir işlemden mi geçirmek gerekiyor?
Aldığımız kumaşlardan protein lifli olanlar, yani ipek, keçe, yün gibi kumaşlar arındırıldıktan sonra kullanılabilir. Fakat bitkisel lifli kumaşlar arındırıldıktan sonra bir dizi mordanlama işlemi ile lifleri hazır hale getirildikten sonra kullanılabilir.
Ama evinizde uzun süredir kullanılan hatta eskimiş diyebileceğimiz yüzde 100 pamuk çarşaflar, tişörtlerde kullanıldığında iyi sonuçlar verebiliyor. Çünkü uzun süredir arındırılıyor oluyorlar.
Doğaya bu gözle baktığımızda ne kadar çok seçeneğin olduğunu görmek büyüleyici. Bunca seçeneğin arasından hangi yaprakları ve çiçekleri kullanmalıyız? Renk vermeyen bitkiler var mı?
Aslında bu konu leb-i derya… Henüz keşfetmediğimiz binlerce bitki vardır. Bunları seçerken aslında etken madde olarak içeriğinde tanen oranı yüksek bitkilerin daha iyi sonuç verdiğini biliyoruz. Mesela meşe, at kestanesi, ceviz, mimoza, çam türleri, gül hem çiçek olarak hem de yeşil yaprakları gibi çok iyi sonuç aldığımız bitkiler.
Renk vermeyen bitkilerde var. Bunlarda tanıyan içermediği için hatta bulunduğu kumaşın rengini, kendi dokusu şeklinde alabilen, renk vermeyen ama alabilen yapraklar olabiliyor. Örneğin, çınar yaprakları onlardan biri.
Baskılarını yaptığımız bu doğal materyallerin boyaları yıkadığımızda çıkmaz mı?
Bu teknikle üretilen ürünlerin hassas ürün olarak değerlendirilip hassas yıkama yapılması gerekir. Örneğin, bir ipek fular hazırladıysak bunu zaten kumaşın da hassas olması sebebiyle ipek şampuanı ya da ekolojik organik deterjanla ılık bir suda yıkıyor olmamız gerekir.
İşlem sonrası fixleme işlemini bu sebepten yapıyoruz. Fakat ürünler aşırı güneş ışığına maruz bırakılırsa uzun vadede solma olur, ancak böyle bir durum yok ama renk ve doku kayıpları oluyorsa bu durumda ürünlerin hassas yıkanmadığı anlaşılabilir, yıkanmayan ürünlerde zaten hiçbir sorun olmuyor.
Kullanılan bitkiler, mevsime, yetiştiği toprağa, aldığı güneş ışığına göre farklılık gösterdiği için her bitkinin kumaşa bırakacağı desen ve renk etkisi farklılık göstermektedir. Bu baskı tekniğinde ortaya çıkan her ürün eşsiz ve sürprizlerle doludur.
Geleneksel doğal boyamanın çağdaş bir uygulaması olan ekolojik baskı, lifler ve bitkiler çubuklar üzerine sarılarak veya katmanlar halinde istiflenerek bitkilerin boyarmaddelerini çıkartmak için paketlenip suda veya buharda pişirilmesidir.