2022 yılının yaz aylarında başlayan seçim ekonomisi Türkiye'de dolar/TL paritesinin aylarca 16 lirada sabit hareket etmesine neden olurken, uygulanan seçim ekonomisini Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) aldığı döviz işlemlerine yönelik çok sayıda kısıtlama kararı takip etmişti.
28 Mayıs seçimlerinin ardından ekonomik model 180 derece değiştirilirken, göreve getirilen yeni ekonomi yönetimi daha serbest politikalar izledi ve dolar başta olmak üzere emtia ve benzer yatırım araçlarına yönelik baskı büyük ölçüde gevşetildi.
DOLAR SAHİPLERİNİ KORKUTAN MADDE
31 Mart'ta yapılacak yerel seçimler öncesinde piyasalar "Yeniden seçim ekonomisine dönülecek mi?" beklentisine kapılırken, Resmi Gazete'de yayımlanan bir tebliğ yatırımcıların kafasındaki soru işaretlerini artırdı.
24 Kasım'da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı'na sunulan Bazı Kanun ve Kanun Hükmündeki Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, içerisinde bulundurduğu döviz işlemlerine yönelik sınırlamalar getiren maddelerin ardından piyasalarda bomba etkisi yarattı.
CUMHURBAŞKANI DÖVİZ İŞLEMLERİNE YÜZDE 40'A KADAR VERGİ GETİREBİLECEK
Özellikle sunulan kanun teklifinde yer alan ve yabancı para fon ve faiz gelirlerine uygulanacak verginin %40'a kadar artırılabilmesine olanak sağlayan madde, birikimini döviz olarak değerlendiren vatandaşlarda tedirginlik yarattı.
Söz konusu madde, yabancı para cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden sağlanan gelirler ve döviz cinsinden açılmış hesaplardan elde edilen faiz gelirleri ve kar payları üzerinden yapılacak vergi tevkifatına ilişkin oranı ayrı ayrı veya birlikte yüzde 40'a kadar artırmaya ve oranları her bir sermaye piyasası aracı, ihraç edenler, ihraç veya iktisap tarihi, hesap türü, hesap açılış tarihi, kazanç ve irat türü ile bunların vadesi, elde tutulma süresi ve bunları elde edenler itibarıyla yatırım fonlarının katılma belgelerinin fona iade edilmesinden veya diğer şekillerde elden çıkarılmasından elde edilen kazançlar için fonun portföy yapısına göre, ayrı ayrı yüzde 40'a kadar artırma konusunda Cumhurbaşkanı'na yetki veriliyor.
EKONOMİSTLER İLGİLİ MADDENİN DETAYLARINI AÇIKLADI
Söz konusu madde, teorik olarak korkutucu görünüyor olsa da, halihazırda yürürlükte olan sisteme göre Cumhurbaşkanı, mevcut oranları iki katına çıkarabilme yetkisine sahipti. Söz konusu sınırın artması, piyasalarda bir tedirginliğin oluşmasına neden olmasına karşın Cumhurbaşkanı tarafından bu seviyelerin uygulanmasına yönelik herhangi bir zorunluluk bulunmamakta.
Mevcut şartlar altında yüzde 15 seviyelerinde bulunan stopaj vergisinin aniden yüzde 40'a çıkarılması ekonomistler tarafından beklenmiyor olsa da, ekonomi tarafında geçtiğimiz yıllarda takip edilen ve temelde "Faiz Sebep Enflasyon Sonuçtur" teorisini referans alan politikalara dönülmesi halinde döviz işlemlerine yönelik stopaj artırımı yatırımcılar için ciddi bir risk doğurabilir.
CUMHURBAŞKANI SINIRLAMALARI BELİRLEMEDE SERBEST OLACAK
Cumhurbaşkanı, söz konusu vergi dilimlerini dönemsel ve miktarsal olarak ayırma konusunda serbest kalacak.
Yani istenilmesi halinde 32 gün, 96 gün ya da 12 ay boyunca döviz birikimini muhafaza eden vatandaşlara yönelik ayrı ayrı stopaj dilimleri oluşturulabildiği gibi, bu sınırlama miktarlara göre de farklılık gösterebilecek. Bu madde ile yabancı para birikimlerinin uzun süreli muhafaza edilmesinin önüne geçilmesi hedeflenmekte.
MERKEZ BANKASI'NIN AMACI YATIRIMCIYI TL MEVDUATA YÖNELTMEK
Atılan kısıtlama adımlarının yanı sıra, bankalara yönelik örtülü talimatlar ile TL mevduatını yukarı çekin mesajı veren Merkez Bankası, döviz işlemlerine ve özellikle Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasına yönelik aldığı tasfiye edici adımlarla TL mevduata yönelik ilgiyi canlı tutmayı hedefliyor.