Dünyanın en büyük bankası Türkiye'de görülecek dolar kurunu açıkladı: Döviz sahiplerini sevindiren haber!

Dünyanın en güçlü bankaları arasında gösterilen ABD'li JPMorgan, Türkiye'de yapılacak 14 Mayıs seçimlerinin ardından dolar/TL'nin kaç liraya yükseleceğini açıklayan bir rapor yayımladı. Bankanın paylaştığı analizde, sandıktan çıkacak sonuca göre ekonomide nelerin değişebileceğine dikkat çekildi.

Coşkun Çelik / Günboyu 

Türkiye ekonomisine yönelik yıllardır çok sayıda isabetli rapor yayımlayan ABD''nin en büyük finans kuruluşu JPMorgan, 14 Mayıs seçimlerine bir aydan az bir zaman kalırken yeni bir analiz yazısı paylaştı. 

"KİM KAZANIRSA KAZANSIN DOLAR YÜKSELECEK"

Raporda seçimleri kim kazanırsa kazansın yakın gelecekte Türkiye''de ekonomi yönetiminin ortadoks politikalara dönmesinin ''muhtemel'' olduğu belirtilirken, atılacak bu adımın ardından Türk lirasının da adil bir değere kavuşacağı belirtildi. Mevcut şartlarda TL''nin olması gerektiğinden çok daha kıymetli bir durumda olduğu aktarılırken, Haziran itibariyle başlayacak sürecin ardından dolar kurunda hızlı bir tırmanmanın yaşanmasının kaçınılmaz olacağı hatırlatıldı. 

Türkiye''de seçimi kazanma ihtimali bulunan iki ittifak arasında kıyasıya bir rekabet olduğunu aktaran banka, seçim anketlerindeki duruma da yer vererek, Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın kaybetme ihtimalinin geçmişte hiç olmadığı kadar yüksek olduğuna dikkat çekti.

14 Mayıs seçimnin sonucu ne olursa olsun 2023’ün ikinci yarısında bir makro düzeltme beklediklerini ifade eden JPMorgan, “14 Mayıs''ın ardından kısa bir süre içerisinde lirada bir zayıflık bekliyoruz. Hayata geçirilen ''seçim ekonomisi'' ve baskılanan döviz fiyatlarının, bu politikalar sonucunda da şirketlerin döviz talebini artırmasının ve TCMB’nin döviz rezervlerini artırmayı hedeflemesinin etkisiyle dolar/TL paritesinin 24-25 seviyelerine yükselmesi beklenmekte” değerlendirmesini yaptı.

"YIL SONUNDA 30 TL''Yİ GÖRECEK"

USDTRY için geçmiş yıllarda da isabetli analizlerde bulunan bankanın görüşünü ise küresel finans şirketlerinin pek çoğu tasdik ediyor. 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası''nın döviz işlemlerine yönelik kısıtlamalarına da yer verilen belgede, banka ve şirketlerin özellikle spot piyasalardan döviz toplama yarışına girdiğinin altı çizilirken, yıl sonunda dolar kuru için 30 TL tahmini yapılmakta. 

Merkez Bankası karşılıksız para basarak el altından Kapalıçarşı’da ve Tahtakale’de döviz topladığı iddiaları yayılırken, JPMorgan, Dolar/TL kurunun ilk etapta 30 lirayı geçeceğini duyurdu. An itibari ile Türkiye’de 2 ayrı döviz fiyatı oluştu…

Politika faizinde de Merkez Bankası’nın ortodoks politikalara dönmesi halinde 3. çeyrekte yüzde 8,5’ten yüzde 30’a çıkış bekleyen analistler, “Faizin yüzde 40’a yükselme ihtimali de dışlanamaz. 3. çeyrekte yeterli faiz artışı olmazsa makro dengesizlikler artabilir ve daha fazla faiz artışını gerektirebilir” diye de ekledi.

ERDOĞAN FAİZ ARTIRIMINA İKNA EDİLEBİLİR Mİ?

Türkiye''deki mevcut iktidarın seçimlerden galibiyetle çıkması halinde de ekonomi politikalarında değişikliğe gidileceği iddia edilirken, ekonomist Atilla Yeşilada söz konusu tartışmalar hakkında şu ifadeleri kullandı:
 

Bugün sayın Erdoğan ve sayın Kılıçdaroğlu seçim manifestolarını açıkladığına göre, seçim sonrası ekonomi politikası hakkında konuşmaya başlayabiliriz.

İlk olarak para politikasını seçtim, bence en önemlisi o değil. Bütçe ve sosyal adalet yani gelir dağılımı ile alakalı politikalar daha önemli ama dövizden başka bir video izlemeyen seyirciye, aile sigortası ile başlasam hiçbir şey satamayacağım muhtemelen

Merak etmeyin sizi eleştirmiyorum, bütün dünya döviz konusunda ilgili başka şeylere bakmıyorlar. Bugünkü videonun ilhamı da Bloomberg''den geldi. Buraya göre Wall Street, seçimlerden sonra Türkiye''de büyük bir faiz artırımı bekliyor. Bu beklenti gerçek mi? Faiz artırımı neden şart? önce bunu değerlendireceğim. Arkasından sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın hem nas gereği hem de yeni ekonomi modeli gereği faiz artırımlarına kesinkes karşı çıkan bir lider. 

Erdoğan gerçekten faiz artırımına ikna edilebilir mi? Bence evet. Biraz acılı olur, önce elimizin ateşte yanması gerekir. O yüzden biz Kılıçdaroğlu''na dönelim ki zaten anketlere göre seçimi en geç 2. turda kazanması bekleniyor. Kılıçdaroğlu döneminde para politikalarının şifrelerini çözmeye çalışalım ve arkasından da 3 soru soralım.

İlk olarak, faizleri neden artırıyoruz? İdeal faiz sınırı ne olmalı? Enflasyon ile mücadele ederken aynı zamanda kur istikrarını sağlamamıza yarayacak faiz oranı ne olmalı? Bu işin teorisi, pratikte de Türkiye ekonomisinin göğüsleyebileceği ve vatandaşın sokaklara çıkıp Kılıçdaroğlu''nun kafasına yazar kasa fırlatmayacağı faiz oranı ne olabilir? 

Bir diğeri ise yüksek faizler enflasyonu kesip kurda istikrar sağlamaya katkı sunsa da bir bedeli var. Her ekonomi politikasının bir bedeli var. Sıkı para politikasının bedeli de ekonomide yavaşlamadır. Hangi kesimler yavaşlar, kimler zarar görür? En son açıklaması ise birikim yapanlar açısından hangi karar, ne anlama gelir. 

MEHMET ŞİMŞEK EKONOMİYİ KURTARABİLİR Mİ?

Şimdi öncelikle şu Bloomberg makalesine göz atalım. Burada, ilk önce Bloomberg ekonomistler anketine değinilmiş. Orada çok ciddi bir değişiklik var. Birkaç hafta önce yapılan ankette 3. çeyrek sonucunda Türkiye''de politika faizinin yüzde 10 olacağı bekleniyordu.

Ancak son haftalarda bu ortalama faiz beklentisi yüzde 22.5''e çıktı. İlk sebebi sayın Erdoğan''ın Mehmet Şimşek''i davet etmesi ve piyasalara "Eskiye dönüyoruz. Ekonominin gereğini yapacağız ve ortadoks politikaları uygulayacağız" mesajının verilmesiydi. İkincisi ise Kılıçdaroğlu''nun seçim anketlerinde iyi bir performans göstermesi ve Millet İttifakı''nın iktidara gelme ihtimalinin ciddi bir seviyeye yükselmesi. 

Sayın Erdoğan''ın seçim manifestosunda ''Ekonomi politikaları yeniden gözden geçiriklecek ve güçlendirilecek" ifadeleri kullanılıyor. Kılıçdaroğlu ise "Özgür ve bağımsız bir Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası" ifadesi kullanılıyor. Peki faiz artırımları şart mı? Evet, şart arkadaşlar. Çok uzun durmayacağım üzerinde. 

Bazen kayıp hayatıma yanıyorum. 40 yıldır, 1986''dan beri ekonomi öğretiyorum, öğreniyorum ve paylaşıyorum. Sadece Türkiye''de şöyle bir enflasyon tablosu varken, bazı çevreler buna düşük faizlerin çözüm olabileceğini düşünüyor. Dünyada her zaman, her yerinde yüksek enflasyonun bir numaralı ve en etkili ilacı faiz artırımlarıdır. Sıkı para politikasıdır. 

Açıkcası bunu ispat etmek zorunda değilim, tersini söyleyenler empirik bir kanıtla veya teori ile karşıma gelmek zorundalar. Siz kardeşim düşük faizlerin getirdiği bol kredi imkanlarından yararlanabilirsiniz. Fakat bunun bedelini siz de dahil bütün toplum ödüyor, daha yüksek enflasyon ile ödüyor. Dolayısıyla faiz artırımları şarttır. 

Peki Cumhur İttifakı faiz artırır mı? Açıkcası ben Mehmet Şimşek''in yeniden ekonominin başına geleceğine inanmıyorum. Sayın Erdoğan özellikle seçimi kazanırsa, gönüllü olarak faizleri yukarı çekmez. Benim görüşüm bu. Yaz aylarında da döviz kurunun üzerindeki baskılar turizm gelirleri artacağından dolayı hiç yapılmaz. 

"ERDOĞAN''IN ULUSLARARASI PİYASALARDA İNANDIRICILIĞI KALMADI"

Fakat yaz bittiğinde, sonbahar geldiğinde Türkiye''nin cari açığını finanse etmek çok büyük bir sorun haline gelecek. Merkez Bankası şimdiden çok büyük bir paniğe kapılmış durumda. Kış aylarında 2021 yılındaki gibi bir dolar krizi istemiyorsak, paşa paşa faiz artırımı gelecektir. Sayın Erdoğan yeniden seçilirse ya kendisi ikna edilir, bu durum anlatılır ya da acı bir tecrübe daha yaşarız, yeni bir döviz kuru krizleri yaşanır. 

Bunlar yine de Türkiye''nin enflasyon sorununu çözmez. Çünkü Erdoğan''ın hiçbir kredilibilitesi yok. TCMB''nin etkin para politikası icra edebilmesi için inandırıcı olması lazım. Bu yüzden dünyadaki gelişmiş ülkelerin merkez bankaları yol gösterme, rehberlik raporları yayınlarlar. Yani hangi şartlarda para politikasının dümenini, hangi yöne kıracaklarını ikaz ederler. Bizde öyle bir şey yok, her şey fırsat. Hangi politikayı izlersem daha fazla rant elde ederim. Mesele bu

Çok sıkışırsa Erdoğan yeni bir başkan ataması yapar TCMB''ye, birkaç ay müsade eder faizlerin yükseltilmesine, bakın dokunmuyorum bağımsız imajı verilir ve sonu Naci Ağbal gibi olur

Sayın Naci Ağbal''a 6 aylık bir zaman bile verilmedi ki kendisi oldukça başarılı bir politika yürütüyordu. Ancak Erdoğan''ın fikrini çok daha ağır bir kriz değiştirebilir. Millet İttifakı için durum çok başka. 

Türkiye''de uygulanan ekonomi politikaları, dünyada uygulananlara yakın bir şekilde benimsenir ve bizim ne yaptığımızı, bütün dünya anlayabilir. Yabancı ülkedeki yatırımcı da "Tamam bunlar bu hamleleri yapıyorlar" diyebilirler. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu''nun atacağı kişilere bir müdahalenin olacağını zannetmiyorum. Kaldı ki göreve gelecek yeni insanların da ne hamleler yapacağı oldukça belli.

Başka hamleler de var elbette. Yargı reformu, bütçe konsolidasyonu , ihale yasası gibi değişiklikler olabilir. Peki faizler kaça yükselmeli? TÜİK enflasyonu yüzde 50, gerçek rakam ise benim araştırmalarıma göre yüzde 70''dir. Bunun bir kısmı 2021 yılının sonunda yaşanan kur şokundan yaşanıyordu, burada müdahale edilmemesi halinde 60''a düşeceğini varsayalım.

Yüzde 60 trendinde giden bir enflasyonu bastırmak için en az yüzde 70''lik bir nominal faiz ile başlarsınız. Bana da sorsalar, böyle bir parasal sıkılaştırma yapın, darbeyi vurun ve ekonomik hasarı göğüsleyin çünkü böyle yaparsanız enflasyon çok hızlı şekilde aşağı gelir ve resesyonu da daha çabuk ve sağlam bir bütçe ile atlatırız derim ancak ben bunun çok da pratik olacağını düşünmüyorum. 

 

İlgili Haberler

Merkez Bankası, bankaların döviz satışına kısıtlama getirdi
Emeklilikte 2000 sonrası çalışılan yılların primleri yükseliyor! Maaşlar artık böyle hesaplanacak
Bakan Bilgin'den son dakika staj mağdurları açıklaması: ''2. torba yasada vardı ama...''

Ekonomi Haberleri