Milyonlarca emekli, aldıkları gelirin açlık ve yoksulluk sınırının altında olduğu konusunda uzun zamandır süregelen bir tartışmanın merkezinde yer alıyor. Düşük gelirlerin kaynağı olarak genellikle 2008'de yürürlüğe giren yasa gösteriliyor. Bu yasa, yaşam maliyetlerinin arttığı dönemlerde emekli gelirlerini ciddi şekilde etkileyen temel faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.
Yasa değişikliğiyle birlikte, 2008 öncesinde güncelleme katsayısında enflasyon ve büyüme oranının yüzde 100'ü dikkate alınıyordu. Ancak 2008'de yapılan değişiklikle, büyümenin sadece yüzde 30'u hesaba katılmaya başlandı. Bu da güncelleme katsayısının yüzde 70'i artık hesaba katılmadığı anlamına gelir.
Ayrıca, aylık bağlama oranları da 1999 öncesinde yüzde 75'in üzerinde olabiliyordu. Ancak daha sonrasında bu oran yüzde 65'e düşürüldü ve 2008'de yüzde 50'ye indirildi. Kısacası, güncellenmiş kazancın yüzde 50'si vatandaşlara aylık olarak bağlandı.
EMEKLİ MAAŞININ DÜŞÜK OLMASININ İKİ NEDENİ VAR
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Uzmanı Özgür Erdursun, sosyal medya hesabı X üzerinden yaptığı paylaşımda, "Emekli aylığınızın düşük olmasının iki sebebi var" diyerek şunları belirtti:
1- Emekli aylığı hesaplama sisteminin 2000 ve 2008'de değişmesi.
2- TÜİK'in enflasyonu.
Özgür Erdursun'un açıklamalarına göre, emekli aylıklarının düşük olmasının ana sebeplerinden biri 2000 ve 2008 yıllarında yapılan emekli aylığı hesaplama sistemi değişiklikleridir. Ayrıca, TÜİK'in enflasyon oranlarının da emekli aylıklarının belirlenmesinde önemli bir rol oynadığını ifade etti.
Örneğin, Temmuz ayında TÜİK'e göre yapılan artış oranı yüzde 26 olarak belirlendi. Ancak, ENAG'a göre bu artış oranının yüzde 40'ların üzerinde olması gerektiğini vurguladı. Bu durumda, her dönemde yaşanan enflasyon farkları nedeniyle emeklilerin enflasyon kayıplarının etkilerini yaşadıklarını dile getiren Erdursun, emekli aylıklarının düşük olmasının temel nedenlerinden biri olarak gösterdi.