Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında bir gerginlik olduğunu iddia eden T24 yazarı Barış Soydan, Kavcıoğlu'nun yetersiz İngilizcesi'nin Erdoğan'ı kızdırdığını ifade etti.
Soydan'ın bugünkü yazısı şöyle:
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın başkanlık koltuğunda son bir yılda üç ayrı kişi oturdu. Geçen Kasım’a kadar Murat Uysal; Kasım ile Mart arasında Naci Ağbal; Mart’tan bu yana Şahap Kavcıoğlu…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Murat Uysal’la 128 milyar dolar, Naci Ağbal’la da arka arkaya gerçekleştirdiği sert faiz artırımları nedeniyle hayal kırıklığı yaşadığı biliniyor. İddialara göre şimdi de Şahap Kavcıoğlu, hem yabancı dil yetersizliği hem Ağustos enflasyonu konusunda Erdoğan’ı yanıltması nedeniyle hayal kırıklığına yol açtı.
Geçen hafta Külliye’nin Merkez Bankası Başkanı ile diyaloğu azalttığını, Kavcıoğlu’nun bunun endişesiyle, faiz indiriminin yolunu açacak olan çekirdek enflasyon formülüne yöneldiğinin konuşulduğunu yazmıştım. “Ağustos ile birlikte enflasyonda düşüşü göreceğiz” sözü doğru çıkmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın (Ağustos’ta enflasyon düşmedi, tam tersine arttı), kendisini yanılttığı için Merkez Bankası’na kızdığının konuşulduğunu da belirterek...
Aradan geçen sürede Külliye’nin Merkez Bankası’na soğuk tavrının başka nedenleri de olduğunu duydum. İddialara göre Şahap Kavcıoğlu’nun İngilizcesinin yetersiz olması Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kızdırdı.
Kulislerde konuşulan iddiaya göre bir yabancı ortaklı bankanın genel müdürü, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile kısa bir ayaküstü görüşme gerçekleştirme imkânı buldu. Bu görüşmede, bir süre önce banka hissedarlarının Türkiye’ye geldiğini ve başta Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) olmak üzere ekonomi yönetiminin önde gelen kuruluşlarının yetkilileriyle görüştüklerini Cumhurbaşkanı’na anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası Başkanı ile de görüşmeleri gerektiği sözü üzerine bunu yaptıklarını, Kavcıoğlu ile değil başkan yardımcılarıyla görüştüklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kavcıoğlu’nun bu görüşmeye neden katılmadığını öğrenmek istedi ve yakın ekibinden Merkez Bankası Başkanı’nın İngilizcesinin yetersiz olduğu bilgisini aldı. İddiaya göre Cumhurbaşkanı aynı soruyu Kavcıoğlu’nun kendisine de sordu. Merkez Bankası Başkanı’nın pratik ve teknik İngilizcesinin yetersiz olduğu, bazı toplantılara tercüman ile katıldığı, bazı toplantılara ise katılmadığını öğrendi. Yine iddialara göre Kavcıoğlu Erdoğan’a bu bilgileri verirken Merkez Bankası eski Başkanları Murat Uysal ve Naci Ağbal’ın da aynı şekilde davrandığını kaydetti.
Bu açıklama, üst düzey görevlendirmelerde İngilizce bilgisine özel bir önem verdiği bilinen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tatmin etmedi; tatmin etmemek bir yana kızdırdı.
Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu’nun manşet enflasyona göre daha düşük olan çekirdek enflasyona vurgu yapmaya başlamasında (Manşet enflasyon yüzde 19.25, çekirdek enflasyon yüzde 16.8 seviyesinde) son olaylar sonrasında Külliye’de oluşan soğuk tavrın etkisinin olduğu konuşuluyor.
Manşet enflasyonu dikkate aldığı sürece Merkez Bankası’nın faiz indirimi yapma imkânı bulunmuyor ama çekirdek enflasyon, politika faizinin (Yüzde 19) çok altında. Merkez Bankası çekirdek enflasyona odaklanarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istediği faiz indirimini gerçekleştirebilir.
Bazı kaynaklarım sadece “çekirdek enflasyon” konusunun değil, Merkez Bankası Başkanı’nın son dönemde sık sık kamuoyu önüne çıkarak yeni projelerin duyurularını yapmasının arkasında da bu tablonun var olabileceği yorumunu yapıyor.
Ama Merkez Bankası’nın arka arkaya duyurduğu projeler Külliye üzerinde bir etki yapıyor mu, şüpheli. Örneğin Merkez Bankası’nın duyurduğu dijital para projesi sorulunca Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir defa bizim bu kripto paraya açılma diye bir derdimiz kesinlikle yok. Onlara karşı ayrı bir savaşımız, ayrı bir mücadelemiz var" yanıtını verdi.
Yazının girişinde belirttiğim Cumhurbaşkanı’nın enflasyon konusunda yanıltılması da en az bunlar kadar önemli. Bu açıdan Kavcıoğlu’nun izlediği politika, eski başkanlar Naci Ağbal ve Murat Uysal’ın tarzına çok benziyor. İkisi de önceleri Cumhurbaşkanı ve piyasaya olumlu tablolar çizmişti. Sorunlar bir anda su yüzüne çıktığında ise gerekli önlemler zamanında alınmadığı için geç kalınmıştı.
Yaz aylarında Kavcıoğlu da aynı hatayı yaptı ve Külliye’ye "Enflasyon Ağustostan itibaren düşecek" bilgisini verip Erdoğan’ın yanılmasına yol açtı.
Enflasyon genelde yanıltmayı seviyor. Bu sefer de istisna olmadı.
Enflasyondaki yükseliş nedeniyle Merkez Bankası için sembolik bile olsa bir faiz indirimi yapıp Cumhurbaşkanı’na şirin görünmenin olası maliyeti çok artmış durumda. Çünkü piyasa indirim yapıldığı anda bir "indirim döngüsünün" başlayacağını biliyor.
“Faiz indirimi için her fırsatı kollayıp her şartı zorlayan Merkez Bankası” görünümü ortadan kalkmadıkça para piyasalarındaki olumsuz havanın dağılması çok zor.
Peki çözüm ne? Faizi artırmak mı?
Şu anda en büyük sıkıntı şu: Artık faizi artırmak da çözüm değil. Mesele öngörülebilirlik ve güven.
Hem Murat Çetinkaya hem Naci Ağbal’ın başkanlık dönemlerinde gördük, faizi artırmak bir süre piyasayı sakinleştirse de riskleri ortadan kaldırmıyor.
Diğer taraftan, artık ekonomi yönetiminde politika koordinasyonu tamamen bitti. Para politikası-mali politikalar-makro ihtiyati politikalar üçlüsünün koordineli yönetilebileceği bir ortam ve bunu yapabilecek yetkin kadro yok.
Bu koşullarda faizi düşürse de artırsa da Şahap Kavcıoğlu’un beğeni toplaması çok zor. Faizi düşürmek de muhtemelen bir süre sonra artırmak zorunda kalmak anlamına gelecek.
Açmaz ötesi açmaz bir durum...