Erdoğan'dan dikkat çeken 'Kanal İstanbul' açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kütüphane Söyleşileri'nin üçüncüsünde doktora öğrencileri ile bir araya geldi. Kanal İstanbul projesiyle ilgili sorulan soruya yanıt veren Erdoğan, "11 yıllık bir proje. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde attığım adım" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kütüphane Söyleşileri'nin üçüncüsünde doktora öğrencileri ile bir araya geldi.

"KANAL İSTANBUL İÇİN ADIM ATMAMIZ ŞART"

Kanal İstanbul'un 11 yıllık proje olduğunu aktaran Erdoğan, bu sürecin İBB Başkanlığı yaptığı döneme dayandığını vurguladı.

Kanal İstanbul için adım atmanın şart olduğunu aktaran Erdoğan, "İstanbul Boğazı'nın virajlar noktasında bir özelliği var. Gemiler bazı yerlerde dümen kilitlenmesi dediğimiz durumla karşı karşıya kalabiliyor, manevrayı yapamaz hale geldiği yerler oluyor. Biliyorsunuz birçok kere İstanbul Boğazı'nda kazalar oldu" dedi ve şunları söyledi:

"En son bir Rus savaş gemisi orada maalesef bir kaza ile karşı karşıya kaldı. Bir zamanlar Romen tankeri İstanbul Selimiye'de maalesef yangınla tehdit oluşturdu. 7 ay boyunca o Romen tankeri orada yandı. Aynı zamanda Kandilli'de bir kuru yük gemisi geldi sahile bindirdi. Biz bunlardan kendimize bir şeyler çıkarmayacak mıyız? Bu felaketlerden biz de ders çıkarmamız lazım"

"ELİMİZDE TEK İMKAN VARDI, O DA KANAL İSTANBUL"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Boğazı'ndan yılda 45 bin geminin geçtiğini hatırlatarak şunları söyledi:

"İstanbul Boğazı'nın bu trafiği daha fazla taşıması mümkün değil. Burada yapılan bu projeksyonlar 2050 yılında bu rakamın 78 bini bulacağını gösteriyor. Trafik devamlı artıyor. Boğazın güvenli gemi geçiş kapasitesi sadece 25 bin. Boğazı gemi geçişlerine kapatamayacağımıza göre artan trafiği karşılamak için elimizde tek imkan vardı! O da Kanal İstanbul."

DEPREM TEHDİDİNE KARŞI KANAL İSTANBUL

"Proje kapsamında yer alan 500 bin kapasiteli Kanal İstanbul'un her iki tarafına adeta şehir kuralım dedik. Bir de böyle bir adım atalım. Her iki tarafa bunu kurarken projelendirme noktasında kalite bir şehircilik anlayışı, bir de İstanbul ve Türkiye genelinde bizim bir şehircilik planlaması dediğimiz adımlar atıyoruz. Örneğin İstanbul'un Avcılar'ında sıkıntı var. Nedir o deprem sıkıntısı. 

Ve biz buraya deplase edelim. Vatandaşlarımıza diyelim ki bak buyurun burada gayet güzel yaptığımız, yapmakta olduğumuz konutlar var. İstanbul'un değişik yerlerinden deprem tehdidi olan, onlara buraları çözüm olarak gösterelim ve buraya taşıyalım. Böylece hem bu tehditlerden halkımızı kurtarmış olalım hem de bu kanalık iki tarafında; öyle dikey mimari değil hedefimiz yatay mimari. Yani zemin artı 4, bilemedin zemin artı 5 daha fazla olmayacak. Böyle bir yapılanmayla hem görünümünü çok çok güzel yapacağımız bir mimariyle Kanal İstanbul'un etrafına bunu yapalım dedik"

"TOPLAM 204 UZMAN GÖREV YAPTI"

"11 ayrı üniversiteden 51 bilim insanı ile toplam 204 uzman burada görev yaptı. Bu görevin neticesinde de kanalın uzunluğu 45 kilometre. Karadeniz'den Marmara'ya. Genişliği minimum 275 metre. Derinliği 20,7. Yani 21 diyelim. Böyle bir derinlik söz konusu. Yapılan etütler Kanal İstanbul'daki gemi trafiğinin, boğaza göre 13 kat daha güvenli olacağını gösterdi. 13 kat daha güvenli bir durum söz konusu olduğuna göre, hala İstanbul Boğazı'nda direnmemize gerek var mı?" 

"ÜLKEMİZE ÇAĞ ATLATACAK PROJEYİ MUHALEFETE BIRAKAMAYIZ"

"Ülkemize çağ atlatacak bu projeyi muhalefetin insafına bırakamayız. Şu anda bizim Kanal İstanbul'la hedefimiz, 1, çevre tehdididin ortadan kalkması. 2, İstanbul'daki bugüne kadar yaşanmış bütün o kazalardan filan bunlarda büyük oranda tamamen kurtulmak. 3, çok daha sağlıklı bir deniz trafiğini sağlamak. Burada bir diğer adım; İnşallah limanlarla, marinalarla bu planın bu projenin dünyada müstesna bir yeri olacak. Bunu parmakla gösterir hale inşallah getireceğiz. Bu konuda muhalefetin yaklaşım tarzı çok çok çirkin. Biz bunlara eyvallah edersek hiçbir şey yapamayız" 

"NATO ZİRVESİ'NDE EN KIDEMLİ LİDER BENDİM"

NATO Zirvesi bizim için gerçekten çok çok anlamlıydı. Bu zirvenin içerisinde olan liderlerle de ben demeyi pek sevmem ancak en kıdemli lider bendim. 18 yıl geçti, her yıl birçok lider, siyasetten kopuyor ya da tekrar giremiyor. Biz milletin teveccühü sayesinde devam ettik. Bir taraftan Fransa ile ilgili sayın Macron ile yaptığım görüşme vardı. Ardından Merkel ile görüşme oldu. İspanya, Danimarka, Hollanda başbakanları ile görüştüm. Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile de görüşmemiz oldu. En son görüşmem ABD Başkanı Biden ile oldu. Başarılı geçen bir görüşme oldu."

SOSYAL MEDYA BELEDİYECİLİĞİ

Bizim hedefimiz "gönül belediyeciliği" iddiasıdır. Biz ona talibiz. Sosyal medya belediyeciliğiyle bizim vatandaşı kandırmamıza gerek yok. Tepeden bakan bir siyaset anlayışı olmayacak. Tevazuda Mevlana'nın ifadesiyle toprak gibi olacak. Siyasette yalan varsa, bizim buna prim vermemiz lazım.

KATARLI ÖĞRENCİ İDDİASI

Bu ara bir yalan çıktı. Katar öğrencilerini bize gönderiyormuş. Tam da YKS'den bir gün önce oluyor. Katarlı öğrencileri sınavsız şekilde tıp fakültelerine alıyormuşuz. Böyle bir şey olabilir mi? Vatandaşımı buna inandırma gayretini nasıl ifade edeceğiz? Anlaşılabilir mi böyle bir şey? Türkiye'nin uluslararası camiada itibarını bu denli yok etmeye çalışanlara da milletim gereken dersi verecektir.

MÜSİLAJ PROBLEMİ

Herhangi bir fabrika eğer kendi atık sularını arıtma noktasında görevini yapmıyorsa bunlara yönelik bakanlığımız üzerine gidecektir. Şov yapmak uğruna kimsenin İstanbul’un ve Marmara’nın geleceğiyle oynamaya hakkı yoktur. Marmara Denizi müsilajdan tamamen kurtarılana dek çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam edecektir. Gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, gerekse YÖK süratle toplantı yaptı. Sonrasında da benim attığım adımlar oldu.

TURKOVAC AŞISI

Eylül ekim gibi bir netice alalım istiyoruz. Biz yöneticiler olarak üzerimize düşeni yapmakta kararlıyız. Deneyler yoğun bir şekilde devam ediyor. İlgili bakanlardan her Kabine toplantısında bilgi alıyoruz. İthal aşılar noktasında şu anda 50 milyona yaklaşmış durumdayız. İlk başlarda aşıya karşı bir tedirginlik vardı, bunun da artık olmadığını görüyoruz.

"AKADEMİK ÖZGÜRLÜĞÜN OLMADIĞI HERHANGİ BİR ÜNİVERSİTE SÖZ KONUSU DEĞİL"

Türkiye’de akademik özgürlüğün olmadığı herhangi bir üniversite söz konusu değil. Bizim herhangi bir üniversitede özgürlüğü kısıtlamak diye bir derdimiz yok.  Burada sadece gösteri yapanlar okumuyor. Orada özgürlüğünü arayan başka kitleler var. Ben özgürüm benim özgür olduğum yerde başkası özgür olamaz mantığını kabul etmek mümkün olamaz. Üniversite öğrencisi üniversite içindeki çalışmalarını ilim içinde gerçekleştirmeli.

Politika Haberleri