Mehmet Ocaktan, “AK Parti’nin dayanılmaz çaresizliği…” başlıklı köşe yazısında iktidarın son günlerde hayata geçirdiği bazı eylemleri eleştirdi. Ocaktan, "Biliyorum AK Parti kendisine geçmişini hatırlatan, hatta 2011’e kadar ekonomide ve demokratikleşmede gerçekleştirdiği başarıları dillendirenleri pek sevmiyor. Öyle ki “Türk tipi” rejimle başlayan süreç sonrasında, eski AK Parti’nin reformist kimliğini hatırlatanları ihanetle suçlamaktan bile çekinmiyor.
Kısacası, Bahçeli ve Doğu Perinçek ambalajlı yeni AK Parti, yakında eski AK Parti’yi de ihanetle suçlarsa şaşırmamak lazım, bunun ipuçları şimdiden ortaya çıkmaya başladı bile" ifadelerini kullandı.
Bu görüşüne Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndaki (TCMB) sürpriz değişikliği hatırlatarak örnek veren Ocaktan, şu satırları kaleme aldı:
En son Merkez Bankası’nda oynanan kumar, yeni AK Parti’nin kendisini de aşan en çılgın hamlesi olsa gerek. Zira Naci Ağbal’ın görevden alınmasının ne cumhurbaşkanına, ne vatandaşa, ne de yerli ve yabancı yatırımcıya zerrece faydası olmadığını bile bile gerçekleştirilen bu ekonomik intihar dalışını akıl ve mantıkla izah etmek mümkün değildir.
Her ne kadar görünür gerekçe ‘faiz kararı’ gibi anlaşılmaya müsaitse de, aslında bunun siyaseten inandırıcılığı şüphelidir. Kaldı ki bütün faiz kararları zaten cumhurbaşkanının bilgisi ve onayı dahilinde gerçekleşmektedir, buna eski bakan Berat Albayrak döneminde alınan kararlar da dahil…
Ocaktan, yazısında şu yorumu yaptı:
AK Parti kendi iradesiyle bilerek ve isteyerek seçtiği bu akla ziyan istikamette yürümeye devam ettikçe, her hafta ya yeni bir motivasyon etkinliği, ya da çılgın kararlarla insanların yüreğini ağzına getirmeye mahkum durumdadır. Bu duruma “MHP’yi memnun etme” seansları da ilave edildiğinde, son dönemde iktidarın sergilediği absürtlüklerin mahiyeti daha da iyi anlaşılacaktır. Bu yaşananların bize gösterdiği gerçek şudur; AK Parti artık bir an olsun pedal çevirmeyi bırakamaz, bıraktığında düşmesi kaçınılmazdır.
Galiba AK Parti’ye iyi niyetle “Bakın bu anlayışla yolunuza devam ederseniz hep birlikte felakete doğru gidiyoruz” çağrısında bulunmanın artık hiçbir faydası yok. Kaldı ki sadece son iki yıllık performansına baksa bile kendini nasıl bir çaresizliğe hapsettiğini rahatlıkla görebilecektir.