Gazeteci yazar Fatih Altaylı bugünkü yazısında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun DEVA Partisi’nin İstanbul il ve ilçe başkanlarıyla “gizli” görüşmesini değerlendirdi.
Görüşmenin amacının “İYİ Parti ve DEVA gibi partilerin merkez yönetimlerini ‘İl örgütünüz bize kayabilir’ diye uyarmak olduğunu aktaran Altaylı, olası bir taban desteğini CHP’den uzaklaştırmak için, eski masa ortaklarını uyandırmak” olduğu görüşünü dile getirdi.
Altaylı’nın yazısının ilgili kısmı ise şöyle;
"Ben de Kılıçdaroğlu’nun bu toplantıları organize etmesini, Kemal Bey’in İstanbul seçimini kaybetmeyi kesin hale getirme arzusuna bağlamıştım.
Çünkü zaten İstanbul’da kendi kendine gelişen bir durum vardı.
İYİ Parti’nin yerel seçimde her il ve ilçede aday çıkarma kararı almasına, DEVA’nın artık her yerde kendi adayları ile yola devam edeceklerini söylemesine, Gelecek-Saadet ortaklığının yerel seçime de iki ortak olarak gireceklerini açıklamasına rağmen İstanbul ve Ankara’da ilginç bir siyasi gelişme yaşanıyordu.
Bu partilerin seçmenlerinin önemli bir bölümü, partilerinin tavrına rağmen İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nu, Ankara’da da Mansur Yavaş’ı destekleyeceklerdi.
Mayıs 2023 seçiminde tavan birleşmiş, taban ise bildiğini okumuş, CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na oy vermemişti.
Mart 2024 yerel seçimlerinde ise tavan ayrılmıştı ve taban yine bildiğini okuyacak, İmamoğlu ve Yavaş’ı destekleyeceklerdi.
Elbette hepsi değil ama önemli bir bölümü.
İstanbul’daki bu tavırda Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve çevresinin pek de hazzetmediği birini seçerek Kılıçdaroğlu’na mesaj verme arzusu da vardı.
Bu durum anketlere de yansıyordu zaten.
Kılıçdaroğlu tam da bu nedenle İstanbul’da devreye girdi.
Kendi haline bıraksa zaten CHP adayına oy verecek partilerin il örgütleri ile sözde gizli bir toplantı yaptı.
Onca kişinin katıldığı toplantıların gizli kalmayacağını bilmeyecek kadar zeka yoksunu değildi.
Toplantılar sızdı veya sızdırıldı.
Burada amaç, İstanbul’da yerel seçim için bir işbirliği sağlamak, CHP’yi güçlendirmek değildi.
Tam aksine, tabanda kendiliğinden oluşmuş bir işbirliğini dinamitlemek, İYİ Parti ve DEVA gibi partilerin merkez yönetimlerini “İl örgütünüz bize kayabilir” diye uyarmak ve olası bir taban desteğini CHP’den uzaklaştırmak için, eski masa ortaklarını uyandırmaktı.
Nitekim tam da bu oluyor.
DEVA’lı Yeneroğlu’nun sert söylemi, Kılıçdaroğlu’nun istediği etkiyi yaratmış olduğunu gösteriyor.
CHP Genel Başkanlık koltuğunda oturan kişi, İstanbul’u ve Ankara’yı AK Parti’ye geri vermeden pes etmeyecek gibi duruyor.
Çünkü özellikle İstanbul’un AK Parti için ne kadar önemli olduğunu biliyor."