Habertürk yazarı Fatih Altaylı, bugün kaleme aldığı köşe yazısında, "Söylediğimiz her şey, söylediğimiz tarihlerde birer birer gerçekleşiyor" diyerek iktidara tepkide bulundu.
Altaylı, "Barlar hariç her yer açıldı. Laf olsun diye konulduğu aşikar, ne olduğu belirsiz bir yüzde 50 kapasite şartı ile. Ne bir denetim, ne başka bir şey. Yolda maskesini indirmiş teyzelere ceza kesildi ama lebalep kongreler yapıldı" dedi.
Altaylı'nın yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Söylediğimiz her şey, söylediğimiz tarihlerde birer birer gerçekleşiyor.
Corona salgınından bahsediyorum elbette.
Daha bulaşıcı olan İngiliz mutasyonunun geldiğini ve artık yerli olduğunu söyledik haftalar önce.
Bunu takip eden günlerde önlemler arttırılacağına, “Kontrollü normalleşme” adı altında önlemsizlik getirildi.
Barlar hariç her yer açıldı.
Laf olsun diye konulduğu aşikar, ne olduğu belirsiz bir yüzde 50 kapasite şartı ile.
Ne bir denetim, ne başka bir şey.
Yolda maskesini indirmiş teyzelere ceza kesildi ama lebalep kongreler yapıldı.
Biraz kafası çalışan herkes “Yani bari kırmızı illere bir seyahat yasağı getirin" dedi.
O da yapılmadı.
Bilimi bırakın, aklın önerdiği ne varsa hepsinden uzaklaşıldı.
“Böyle buyurdum” tarzı bir mücadeleye geçildi.
Sonunda, doktor olmasına gerek yok, biraz izanlı herkesin beklediği oldu.
Vakalar 30 bini hızla aştı, 35 bine doğru koşar adım gidiyor.
Hastanelerde yine yer kalmadı.
Yoğun bakımların full hale gelmesinin eli kulağında.
Ölüm sayılarının da pek yakında katlanacağından emin olabilirsiniz.
Vefatlar, sayı artışlarını 15-20 gün geriden takip ediyor sadece.
Göz göre göre buraya geldik, başa döndük diyemeyeceğim beterine döndük.
En küçük bir sürpriz yok.
Çünkü bunun olacağı belliydi!
Akla, izana dönülmeyince, mecburen geç de olsa önlemlere geri dönüldü.
Cumartesi yeniden sokağa çıkma yasağı.
Tam turizm sezonu başlarken, Ramazan’da tam kapanmaya yakın bir kapanma.
Yazık bu millete vallahi yazık.
Bir restoranı, bir iş yerini açmak ciddi bir para.
Adama aç diyorsun, daha yaptığı masrafı çıkarmadan geri kapa diyorsun.
Sonra bir daha aç, bir daha kapa.
Bu kadar öngörüsüzlükle devlet mi yönetilir Allah aşkına.
Salgın gibi işleyişi bu kadar belli, bu kadar net olan bir olayda bile bu kadar öngörüsüz olunca diğer konularda Allah hepimizi korusun diyorum."