Freelance çalışma Türkiye’de gittikçe gelişiyor! Peki freelance çalışmanın avantaj ve dezavantajları nelerdir?

Koronavirüs salgınında evden çalışma sisteminin yaygınlaşmasıyla 'freelance' kelimesi daha da sık karşımıza çıkmaya başladı. 'Serbest veya bağımsız çalışmak' anlamına gelen freelance çalışma sistemi 'kendi işinin patronu' olmak olarak nitelendirilse de, pek çok dezavantaja da sahip.

Freelance çalışma sistemi hem dünyada hem de Türkiye’de gittikçe büyüyor. Kişinin kendi işine yapmasına olanak sağlayan freelance pazarı, her gün sayısız birçok insanı kendine çekiyor. Ancak freelance çalışanlar için işin rengi pek de toz pembe değil.

'TAM ZAMANLI BİR İŞ KADAR ÇALIŞIYORSUNUZ AMA AYLIK GELİRİNİZ NET OLMUYOR'

Grafik tasarımcısı olarak sektörde 10 yıldır çalışan Seda Yaşar, freelance çalışmanın disiplinli şekilde sürdürüldüğünde tam zamanlı bir işten farkının kalmayacağını belirtti. Yaşar, “Bitecek işleriniz tüm zamanınızı alıyorsa, zaman zaman teslim edemiyorsanız, tam zamanlı bir iş kadar mesai harcamış oluyorsunuz. Hatta mesaiden keyif alarak çıkabiliyorsunuz fakat müşteri sizden revize talep ettiği zaman, siz onu geri çeviremiyorsunuz. Müşteriyle proje bazlı çalıştığınız için isteğini o an yerine getirmek zorundasınız. Bir de şirketlerde şöyle bir düşünce oluyor, senin her zaman boş vaktin olabileceğini varsayıp daha fazla iş gücünün olmasını bekliyorlar" dedi.

Öte yandan işin maddi boyutuna da değinen Yaşar, freelance çalışma sisteminde ay sonu ücretin net olmadığını ifade edip, “Mevcut proje bittiği zaman ardından başka işler aramak zorunda kalabilirsiniz. Eğer siz bu sektörde freelancer olarak devam etmek istiyorsanız sadece bir firmaya bağlı kalarak tabii ki geçim sağlayamazsınız. Bunun yanı sıra birkaç tane firmayla freelance çalışarak kaynak yaratabilirsiniz” diye konuştu.

'İŞE BAŞLARKEN YÜZDE 50'SİNİ MUTLAKA ALIN'

Sosyal güvenlik boyutunu da dile getiren Seda Yaşar, freelance çalışan kişilere firmaların hiçbir zaman destekte bulunmadığını vurgulayıp, “Sigortanı kendin karşılamak zorunda kalıyorsun veya şahıs şirketi olarak açıp Bağ-Kur sisteminden ilerlemek zorundasın” detayını paylaştı.

Özellikle grafik tasarım alanında freelance olarak çalışmak isteyenlerin dikkat etmesi gereken noktalara değinen Seda Yaşar, “Bizim sektörde tasarımlar yapılıyor. Sanal alem olduğundan her şeyin çok basit ve kolay olduğunu düşünüyorlar ve bu yüzden insanlar sizin emeğinizin karşılığını görmeden ödeme yapmak istemiyorlar. Ancak ben avukat eşliğinde karşılıklı bir sözleşme imzalıyorum. Bu sözleşme, grafikerin ve müşterinin birbirine güven anlaşması gibi bir şey oluyor. Bununla birlikte karşılıklı olarak sözleşmeyi onayladığımızda, iş başlangıcında paranın yüzde 50’sini almak durumunda kalıyorum. Kesinlikle bu sektöre girmek isteyen freelancer kişilere paranın yüzde 50’sini peşin alması gerektiğini söylüyorum” diyerek uyarıda bulundu.

'İSTİFA EDİP RİSK ALDIM'

“İlk başlarda bir şekilde denedim. Sonrasında 3-4 kişiyle çalışarak bir ekip yarattım. İstifa edip freelance sektörüne atıldım, risk aldım” diyen Yazılımcı Burak Öztürk ise 8 yıllık çalışma hayatının 4 yılını ajanslarda çalışarak geçirdiğini ve daha sonra freelance sektörüne geçiş yaptığını söyledi.

Düzensiz bir çalışma şekli varsa bunun bir dezavantaja dönüştüğünü ifade eden Öztürk, “Bazen gece çok çalışıp, gündüz uyumak durumunda kalıyorsunuz. Bu da sizin için eksi bir avantaj oluyor, çünkü firmalar güne hem erken başlıyorlar hem de biz biraz daha geç başlıyoruz gibi bir algı oluşuyor. Ancak bunun düzenini tutturunca aslında daha da verimli oluyorsunuz” şeklinde konuştu.

Öte yandan sosyal güvenlik alanında nasıl önlemler aldığını da belirten Burak Öztürk, “Uzun vadeli çalıştığım ajanslarla belirli bir ücrette anlaştıysam, 'Sigorta kısmını benden kesinti yapın, ben sizden sigorta kesintileri dışında kalan ücretimi alayım' diyorum. Çünkü sigortamı ileriye dönük bir şekilde yatırmak zorundayım” dedi.

'BİR DÖNEM SOSYAL HAYATIMI SIFIRA İNDİRME NOKTASINA GELDİM'

“Bir dönem sosyal hayatımı sıfıra indirme noktasına geldim, gecem gündüzüm yoktu. Ancak daha sonra şu anki durumuma baktığımda kendime çok rahat vakit ayırabiliyorum. En sevdiğim yanı da şu; bir işi gece yapıyorsam hiç zoruma gitmiyor çünkü kendi işimi yapıyorum, bu beni mutlu ediyor” diyen Burak Öztürk, yazılım alanında freelance olarak çalışmak isteyenlere önerilerde bulundu:

“Yazılım sektöründe tam zamanlı işlerde iyi bir fırsat yakalarlarsa değerlendirsinler. Çünkü artık birçok firma yurt dışına yazılımcı yetiştirmeye başladı. Yazılım sektörünün o yüzden önü çok açık. Gerçekten çok ciddi meblağlarda kazanan insanlar var bu konuda. Freelance yapmak isteyenler için ise kişi ne kadar kendini geliştirir ne kadar çok dışarıya karşı paylaşımcı olursa, o kadar çok gelir elde edebiliyor.”

'SİGORTANI 1-2 AY SONYA YAPACAĞIZ' DEYİP YAPMIYORLAR'

Mühendis İlayda Doğan ise sosyal medya ve metin yazarlığı alanlarında yaklaşık 2 seneye yakın freelancer olarak çalışıyor. Doğan, bu çalışma sisteminden genel olarak memnun olduğunu ve ilk başlarda kendi sektöründen insanlarla tanışarak nasıl ilerleme kaydettiğini paylaşıp, sektörün olumsuz taraflarını anlattı.

Freelancer olarak çalışmanın en zorlayıcı kısımlardan birinin ‘iletişim’ olduğunu söyleyen İlayda Doğan, “Bu sektörde çoğu insan nasıl konuşması gerektiğini bilmiyor, çeşit çeşit insanla karşılaşıyorsun. Mesela bir ajansta çalıştığınızda müşteriyle çok fazla iletişim kurmuyorsunuz. Size bir görev veriliyor ve sadece bu görevle ilgileniyorsunuz. Ancak freelance çalışırken aradaki bağlantıyı sağlayacak olan da sizsiniz, en zorlayıcı kısım bu. Ya her işi kabul edeceksiniz ya da 'Benim prensiplerim var, her işi kabul etmiyorum' diyeceksiniz. Ben hep ikinci kısımdaydım. Eğer ikinci kısımda olursanız tabii ki geliriniz daha da azalıyor" diye konuştu.

Öte yandan özellikle bu sektörde çok fazla sigortasız çalıştıran müşterilerin olduğuna dikkat çeken İlayda Doğan, “İlk zamanlarda 'Sigortanı 1-2 ay sonra yapacağız' deyip yapmadıklarını gördüm. Bu da bana bir tecrübe oldu” diyerek, çoğu zaman insanlara güvenip ilk başlarda ücretin yarısını bile almadığını, daha sonra ise hiç alamadığı zamanların olduğunu da ekledi.

'FREELANCE ÇALIŞANLAR ZORUNLU OLARAK SİGORTALI OLMALILAR'

Freelance çalışanların sosyal sigorta bakımından bağımsız çalışan statüsünde sosyal güvenlik kapsamına girmek zorunda olduğunu belirten Sosyal Güvenlik Uzmanı Prof. Dr. Cem Kılıç, “Yeni adıyla 4-b, eski adıyla Bağ- Kur kapsamında zorunlu olarak sigortalı olmalılar. Çünkü gelir vergisine tabi oldukları için kendi sigorta primlerini asgari ücretle bunun 7,5 katı tutarı arasındaki kendi belirledikleri kazanç tutarı üzerinden ödemek zorundalar” ifadelerini kullandı.  

Freelance çalışanların Bağ-Kur sigortalısı olacakları için genel sağlık sigortası kapsamında yer alacaklarını söyleyen Prof. Dr. Cem Kılıç, “Bu şekilde hem kendileri hem de kanunen bakmakla yükümlü oldukları kişiler sağlık hizmetlerinden yararlanabilecekler” açıklamasını yapıp bu noktada atılması gereken adımlara değindi. Bu konuda kişileri bilgilendirme süreçlerinin iyi işletilmesi, farkındalık yaratılması gerektiğini savunan Prof. Dr. Cem Kılıç, “Kişiler bu zorunlulukları bilmedikleri takdirde idari ve mali yaptırımlarla karşılaşabiliyorlar” dedi.

‘SÖZLEŞME YAPILMASA DA, ÇALIŞAN KİŞİ YİNE ALACAK DAVASI AÇABİLİR’

Pandemi sonrasında artan freelance çalışma, hem işverene hem de çalışana pek çok imkân sağlıyor. Ancak bu çalışma sisteminde işverenin, hak edilen ücreti zamanında ödememesi veya eksik ödemesi gibi sorunlara değinen Avukat Yaşar Öksüz, bu tür durumların ortaya çıkmaması için çalışmaya başlamadan önce sözleşme yapılmasını ve hukuki bir yardım alınmasını tavsiye ediyor. Avukat Öksüz freelance çalışan kişilerin bilmesi gereken tüm yasal hakları şu şekilde açıkladı:

“Sözleşme yapıldığında alacakları ödenmeyen freelance çalışan, alacak davası açarak haklarına kolayca kavuşabilir. Ancak sözleşme sadece ispat kolaylığı sağlıyor. Bu kapsamda sözleşme yapılmamış olması, hakları ortadan kaldırmaz. Sözleşme yapılmadığı durumlarda çalışan, yine alacak davası açabilir ve alacaklarını her türlü delil ile ispat edebilir. Bu davalarda özellikle taraflar arasındaki e-postalar, mesajlaşmalar, işin yapılması için çalışana verilen belgeler, tanık anlatımları ve benzeri deliller kullanılabilir. Bu başvuruların, alacağın zamanında ve gerektiği gibi ödenmeyeceğinin anlaşılması sonrasında yapılması gerekir.” (Milliyet)

 

Yaşam Haberleri