Sözleri çarpıtıldı, ambargolarla karşılaştı, bu yüzden işsiz kaldı ama yılmadı. Direndi, çabaladı, pazarda tezgah bile açtı… Ancak hepsi geride kaldı ve sahnelere, setlere geri döndü. ‘Bir Yudum Sevgi'den ‘Züğürt Ağa'ya, ‘Memleket Meselesi'nden ‘Geçmiş Olsun'a, ‘Sıdaka'dan ‘Yalan Dünya'ya onlarca sinema filminde, dizide karaktere can verdi. 40 yıllık sanat hayatına çok sayıda ödül de sığdıran Füsun Demirel, Sözcü HaftaSonu'na açıklamalarda bulundu. Sanatçı olduğu için pişmanlık yaşamadığını söyleyen Demirel, "Elbette daha özgür hissetmek istediğiniz anlar oluyor. Göz önünde bir meslek seçmişseniz, pişman olmayacaksınız” ifadeleri ile dikkat çekti.
"LİNÇ KÜLTÜRÜ ŞİDDETİN BİR BAŞKA VERSİYONU"
İnsanların şidden eğilimini ve eylemini anlaymadığını belirten Demirel, “Ne zaman şiddetin bu kadar meşrulaştığı bir ülke haline geldik? O yardımsever, saygılı halk nerede? Ülke yönetimi şiddeti körükler veya engeller. Linç kültürü, şiddetin bir başka versiyonu. Bu kültür pompalandı. Dil ve üslup ülkeyi yönetenlerde nasıl oluyorsa eğitimsiz halk bundan etkilenir. Hatta eğitimli eğitimsiz fark etmedi, herkes belden aşağı vuruyor. Son 20 yılımız kayıp kuşaklar zamanı oldu” dedi.
"İYİLİK YERİNİ KÖTÜLÜĞE BIRAKTI"
Füsun Demirel, “Oynadığınız Sıdıka dizisinden sonra neler değişti” sorusuna, “Çok şey değişti. İyilik, yerini kötülüğe bıraktı. Dürüstlük gibi bir erdem sadece ahmaklık olarak görülüyor neredeyse. Ülkece yoksullaştık. Siyanür içip topluca intihar eden ailelerin ülkesi olduk. Geçmiş güzeldi, fakir ama yine de mutlu ve umutluyduk. Umutlarımız kurudu. Son yıllarda kadınlara yapılan şiddete bakacak olursak Safiye Saka, Sıdıka'yı camdan baktırmazdı” cevabını verdi.
“KAYGI VE KORKU ÖN PLANDA”
Tiyatrocu Füsun Demirel'in, “Türkiye'de sanatçılar siyasallaşıyor mu, siyasallaştırılıyor mu” sorusuna cevabı şöyle oldu: “Kaygı ve korku daha ön planda. ‘Hayatımı kazanmam' lazım fikri insanları daha omurgalı, dik durmaktan alıkoyuyor. Apolitik sanatçı sayısı belki daha fazla. Türkiye tarihinde ilklerin yaşandığı bir dönemdeyiz. Askeri darbelerde bile bu kadar sayıda sanatçı için soruşturma açılmadı. Bazıları da ‘erk'in yanında yerini alma yarışına girdi.”
“İnsanların düşünce sistemini yöneten bir mekanizma var. Algı operasyonları mesela. Estetik dayatma da bunun bir örneği.”
“RAHAT DAVRANMAK TEHLİKELİ”
“Pandeminin ilk günlerinde herkes gibi ev hayatı ve annelik görevim öndeydi. Sonrasında aslında biraz daha rahat davrandığımız doğru. Ama bu da çok tehlikeli. Çünkü eskisi kadar fazla sayıda bulaşıyor corona virüsü. Sadece bir parça yaz aylarının rehaveti var hepimizde. Yine de maske, dezenfektan, sosyal mesafe kurallarına uyuyoruz. Eve giren paketler yıkanıyor.”
“DERSİMİ ALDIM, ACILAR YAŞADIM…”
“Size uygulanan ambargo günleri geride kaldı mı” sorusuna Demirel, “Sözlerim çarpıtılmıştı. 4 yıl geçti. Beni ve ailemi ayakta tutan en büyük etmen özellikle kadınların benimle dayanışması oldu. Yurtdışından destekler oldu, turneler düzenlediler. Yaşam hep iniş çıkışlardan ibaret. Hep bir ders çıkarırız kazandıklarımız ve kaybettiklerimizden. Dersimi aldım, acılar yaşadım ve çok da kazanımlarım oldu. İyikilerim oldu bol bol” cevabını verdi.